Son Konu

Turkiye de Farklı İş Dallarında İlk Kadın Calışanlar

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
32
Puanları
48
Credits
-6,413
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Farklı İş Dallarında İlk Kadın Calışanlar Turkiye Cumhuriyeti
Turkiye'de Farklı İş Dallarında İlk Kadın Calışanlar
Turkiyede İlk Kadın Calışanlar

Sanayi devriminin 1750den 1914e kadar olan gelişim surecinde, evdeki kadınlar ucretli işci olarak iş gucu piyasasına girmişlerdir Bu gelişme, işgucu piyasasında emek arzı ile cinsiyet ilişkisini gundeme getirmiştir Kadınların ucret karşılığı bir işte calışması, kadını aile icerisinde ozgurleştirirken, cinsiyete uygun yeni ve farklı calışma alanlarını da beraberinde getirmiştir

Kadınların calışma nedenlerinin başında aileye ikinci bir gelir sağlama amacı vardır Bunun yanında kadının calışma talebi eğitim seviyesinden doğrudan etkilenmektedir Eğitim seviyesi yukselen kadın, meslek edinme, moral, motivasyon, kişisel tatmin, bağımsız bir kişiliğe kavuşma, yeni sosyal ilişkiler icinde olma ve geleceğini guvence altına alma gibi nedenlerle işgucu piyasasına katılmaktadır Bu bağlamda, yapılan araştırmalar son 20–30 yıllık donemde ozellikle gelişmiş ulkelerde kadınların işgucune katılmalarında onemli artışlar sağlandığını gostermektedir Şoyle ki; ABDde II Dunya Savaşı sonrası yapılan bir araştırmada erkeklere “evli bir kadının eşi gecimini sağlayabileceği halde piyasada calışmasını onaylıyor musunuz? sorusu yoneltilmiş, erkeklerin sadece %18i buna evet demiştir 1960lı yılların sonunda ise bu oran %50lere yaklaşmıştır

Ulkemizde kadın iş gucunun istihdama katılımını; eğitim, teknolojik gelişmeler, mesleki eğitim, ekonomik, sosyokulturel faktorler etkilemektedir Kadınlar annelik, cocuk yetiştirme ve ev hanımlığı gibi bireysel ve sosyal gorevleri yanında aile ekonomisine de katkıda bulunmaktadırlar

Turkiyede 20 yuzyılın ikinci yarısından sonra hızla değişen ve gelişen toplumsal yapı, zayıf olanı korumaya yonelik sosyal hukuk devletinin gercekleşmesini sağlarken “cinsler arası eşitlik gibi kavramları gundeme getirmiştir Bunun sonucu olarak ataerkil aile duzeni yerini, karı kocanın guc ve otoritesine dayanan aile yapısına donuşturmuştur Aile reisi kavramı yerine aile uyeleri kavramı kullanılmaya başlanılmıştır Boylece kadının ailedeki statusu değişmiş, sorumluluk ve yetkileri artarak erkeğinkine eşit kılınmış ve kadınlar kendi sosyal guvencelerini kendileri calışarak kazanmaya başlamışlardır Buradan hareketle, Turkiye icin yapılan bir calışmada, Turklerin %69u evlilikte kadın ve erkeğin birlikte calışması fikrini desteklerken, %29unun sadece erkeğin calışmasını istediğini gostermektedir Bu sonuc, kadının calışmasına yonelik sosyal tutum ve davranışında ulkemizde artık yavaş yavaş değişmeye başladığının bir işaretidir
Nitekim 2001 yılında yeni Turk Medeni Kanunu ile aile reisliği kaldırılmış, “Edinilmiş Mallara Katılım rejimi kabul edilmiştir Kadınla erkeğin evlilik birliğini beraberce yonetmeleri ve temsil etme yetkisi eşlerin her ikisine birlikte verilmiştir Eşlerden birinin meslek seciminde diğerinin iznini almak zorunda olmadığı hukmu getirilmiştir

Her ne kadar kanuni duzenlemelerle kadın işcileri korumaya, cinsiyet farklılıklarını ortadan kaldırmaya ve kadın işcilerin fizyolojik durumlarına uygun işlerde calıştırılmalarına ilişkin duzenlemeler yapılmış olsa da, maalesef uygulamada kadın işciler hicbir sosyal guvenceye sahip olmadan, cok kotu şartlarda calışmaktadırlar Cunku hem kadın olmaları, hem de işci olmalarından kaynaklanan olumsuzluklar, onları erkek işcilere gore dezavantajlı duruma duşurmektedir

AB muktesebatına uyum yasaları cercevesinde ulusal programımızda yer alan taahhutlerimizden biri de doğum izinleri ve ebeveyn izni muessesinin tesisidir Kadınların istihdama girişi ve istihdamda kalışlarını cok yakından ilgilendiren gebelik, doğum ve analık (cocuk bakımı, emzirme) gibi hallerde gerekli kolaylıkların sağlanması, ucretsiz izin verilmesi gibi haklar 4857 sayılı yeni İş Kanununda uygulamaya konmuştur Fakat ebeveyn izni muessesi henuz uygulamaya gecmemiştir Gunumuzde kadınların siyasal, sosyokulturel ve ekonomik hayata katılımını sağlayacak tum haklardan erkeklerle eşit şekilde yararlanmaları insan haklarının da bir gereğidir

Dunyada kadınların işgucune katılımı 18yuzyılın ilk yarısında İngilterede gercekleşen ve dunyaya yayılan sanayi devrimiyle başlamıştır Onceleri evlerde dokuma tezgahlarında yapılan işler, sanayi devrimiyle beraber fabrikalara taşınmıştır Kırsal alanlarda ozellikle kadınları calıştırarak geliştirilen “parca başına odeme duzeni sayesinde uretim maliyetleri duşurulmuş ve kapitalist sanayiye giden yolun onu acılmıştır Bu donemde patronlar, kadınları ozellikle savaş zamanlarında başvurulacak yedek ve ucuz işci olarak gormuşler ve duşuk ucretle, gunde 16–17 saat sağlıklarını tehdit eden kotu şartlardaki işlerde calıştırılmışlardır Sanayi devriminin uzerinden 200 yıl gecmesine ve calışma şartları, yeni ihdas edilen kanunlarla iyileştirilmesine rağmen; uygulamada, en cok somuruye maruz kalan, duşuk ucretle calıştırılan, işten ilk cıkarılan ve yedek işgucu olarak gorulen kadın işcilerdir

Turkiyede kadınlar 1920lerde odenekli kurumsal calışma alanlarına girmeye başlamış olmalarına rağmen sosyal guvenlik sistemi, Turk kadını icin 1940ların başlarında gercekleşmiş ve ilk kez bu tarihte kurumsal emeklilik sisteminden faydalanmıştır Her ne kadar sistem, sınırlı ve dar kapsamlı olsa da bircok araştırmacı bu donemi cinsiyet eşitliği acısından Turk feminist hareketi icin yeni bir cağ olarak nitelendirmiştir 1920li yıllarda Ataturkun devrimleriyle başlayan kadınların toplum icerisinde erkeklerle eşit statu kazanmaları 1950lerde hız kaybetmiş ve 1988 yılındaki boşanma ile ilgili değişikliğe kadar herhangi bir ilerleme olmamıştır

Turkiyede 1990lı yıllarda kırdan kente olan ic goc hareketi carpık kentleşmeyi kulturel yozluğu ve yoksulluğu beraberinde getirmiştir Cunku Turkiyede 2005 yılı verilerine gore tarım sektorunde yaklaşık 65 milyon kişi istihdam edilmektedir; bunlarında 3 milyonu kadındır Bu kadınların da 22 milyonu ucretsiz aile işcisidir Tarımsal istihdamda okuryazar olmayanların oranı ise diğer sektorlere oranla cok daha fazladır Ayrıca tarımda calışan her 100 kadından 99u sosyal guvenceden yoksun olarak istihdam edilmektedir Dolayısıyla, gocle birlikte kırsal alanda ucretsiz tarım işcisi olarak calışan kadınlar kentlerde ucretli işlerde calışmaya başlamıştır Ancak kırdan kente goc eden kadınların eğitim duzeyi duşuk olduğundan ucuz ve sosyal guvencesi olmayan nitelik duzeyi duşuk vasıfsız emek yoğun ve duşuk ucretli dokumacılık, hazır giyim, evde parca başı işlerde calışmışlardır Oysa kadınlar dunyanın her yerinde kendi toplumlarının en uretken kesimini teşkil etmektedir

Kadınların işgucune katılım oranını, nufus artış hızı, koyden kente goc, kadın işgucunun eğitim seviyesinin duşukluğu ve geleneksel kalıplaşmış değer yargıları etkilemektedir Yapılan araştırmaya gore, Turk kadınının sadece dortte biri calışma hayatında yer almaktadır Kadın işgucu ucuz emek olarak emekyoğun iş kolları ile tekstil, gıda, hazır giyim, tutun gibi sanayi dallarında yoğunlaşmıştır

Ozetle, kadın işgucu acısından gerek dunya koşulları gerekse işgucu piyasaları giderek değişime uğramaktadır Her şeyden once, kadınların genel olarak eğitim seviyeleri yukselmektedir Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, eğitim acısından yaratılan bu durumun varlığına rağmen, işgucu piyasalarında halen bir istihdam ve eğitim fırsatları dengesi sağlandığını soylemek de mumkun değildir Aslında gecmişe nazaran kureselleşen uluslararası ekonomik sistem icerisinde, kadın istihdamında surekli bir artış trendi yaşanmaktadır Ozellikle hizmetler sektorunde kadın işgucu oranı, kamu sektorunun kuculmesine, işgucu piyasalarının esnek yapılar haline gelmesine paralel olarak surekli artmaktadır Diğer yandan teknolojik gelişmeler de; bir yandan kadınlar icin yeni istihdam fırsatları yaratırken, bir yandan da halen kadınlara ait olan duşuk vasıf gerektiren işlerin de ortadan kaybolması tehlikesini doğurmaktadır
alıntı:makale(Ceylan Altun, Yuksel Altun, Ozan Bahar)
 
Üst Alt