iltasyazilim
Yeni Üye
Türkiyedeki Enerji Kaynakları,Ülkemizdeki Enerji Kaynakları,Türkiyenin Enerji Kaynakları nelerdir,Yurdumuzda yer alan enerji kaynakları,
Türkiye'nin Enerji Kaynakları
Türkiye ’de bulunan enerji kaynakları ;Kömür, petrol, doğalgaz,hidrolik enerji, elektrik, ticari olmayan kaynaklar olarak da tanımlanan odun, hayvan ve bitkiartıkları, konvansiyonel kaynaklar grubuna; jeotermal, biyogaz, güneş enerjisi, rüzgar
enerjisi ise yeni ve pak enerji kaynakları grubuna girmektedir
Kömür
Kömür havanın bağımsızlık oksijeni ile direkt yanabilen %55 ila %90–95
oranında karbon ihtiva eden organik kökenli kayaçtır
Enerji kaynaklarının muhakkak başlılarından olan kömür, yararlı özelliği yanında çevre
sorunları bakımından da insan sağlığına ve çevreye olumsuz etkileri hayli pozitif bir maddedir
Ancak insan yaşamına olan katkısı dolayısıyla ve alınabilecek bazı tedbirlerle zararlarının
azaltılması mümkün olduğundan kömür önemini koruyabilmektedir
Türkiye ’de bulunmuş taşkömürü rezervi sınırlı bir havza içerisinde olup, imal
imkanları kısıtlıdır Buna karşılık linyit kaynakları, ülkenin her tarafına yayılmış durumdadır
Genellikle düşük kalorili, karbon değeri düşük olan bu linyitler farklı alanlara yönlendirilmiş sektörlerde
kullanılmaktadır
Türkiye ’de taşkömürü varlığı sadece Zonguldak havzasında bulunmakta olup yaklaşık
7000 km²lik bir alana yayılmış şekildedir Toplam taşkömürü rezervi 2004 yılı başı
itibarıyla 550 milyon ton görünür, 425 milyon ton mümkün ve 368 milyon ton muhtemel
olmak üzere toplam 1,343 milyar tondur Isıl değerleri 5529–6725 kcalkg aralarında
değişmektedir Yıllık tüvanan üretim 3 milyon ton civarındadır ve üretimin tamamı yeraltı
madenciliği ile yapılmaktadır Havzadaki kömür damarları yüksek gaz içeriklidir ve hem
kömür damarları bünyesi ile yan kayaçlarda kayda değer miktarda metan gazı mevcuttur
Ülkemizde yaklaşık 9,3 milyar ton linyit rezervi olup, ülkemiz toplam dünya
rezervinin yaklaşık %1,6 ’sını içermekte ve linyit açısından kayda değer bir yere sahiptir Bununla
birlikte linyitlerimizin %79 ’unun, 2500 kcalkg ısıl değerin altında olması daha fazla termik
santrallerde kullanımını ön plana çıkartmıştır Üretimin % 85 ’i termik santrallerde
tüketilmektedir Linyite dayalı termik santrallerimizin kurulu gücü 6549 Mw(megawatt)olup bu zor toplam kurulu gücümüzün %22 ’sine karşılık gelmektedir
Petrol
Petrol, fosil yakıt olarak tanımlanan gruba girer Bunun sebebi, adeta 300 –
400 milyon yıl önce ölmüş olan hayvanların fosillerinin, petrolün belli başlı maddesini
oluşturmasıdır Geçen bu uzun vakit içersinde hayvan fosilleri, son derece yüksek bir ısıya ve
basınca maruz kalırlar Böylece petrol meydana gelmiş olur Petrol günümüzde büyük kaya
bloklarının içine sıkışmış olarak bulunur
Seri otomobil üretiminin başlaması, petrole olan talebi ciddi oranda arttırdı Dünya
enerji tüketiminin %39 ’u petrole dayanıyor
Çiğ petrolün ölçü birimi varildir ve bir varil, 159 litreye eşit kazanç Ham petrol
rafinerilerde işlenerek birçok alt ürün elde edilir ,Yakıt mazot, fueloil ve uçak yakıtı
petrolün işlenmesiyle elde edilen en manâlı akaryakıtlardır Petrol %70 oranında ulaşım
sektöründe kullanılmaktadır Petrol, mazot kategorisi dışarıya, hap, gübre, kozmetik, badana
gibi yaklaşık 4000 civarında alanda daha kullanılmaktadır ve insan hayatının çok kayda değer bir
öğesidir Petrolün çevre kirliliği gibi çok manâlı dahası negatif etkisi bulunmaktadır
Türkiye'de petrole ülkemizin öbür bölgelerinde rastlanmıştır ve ağırlıklı olarak
Güneydoğu Anadolu bölgesindeki sahalardan üretim yapılmaktadır Güneydoğu Anadolu
bölgesinde Batman, Mardin, Siirt, Diyarbakır, Adıyaman ve Kilis illeri içinde bulunan
sahalardan ve keza Trakya bölgesinde minik sayılabilir 1–2 sahadan petrol üretimi
yapılmaktadır
Ülkemizde tanıdık petrol sahalarına göre yapılan teorik hesaplama ile 2003 yılı sonuna
kadar toplam 940,3 milyon ton rezerv olasılığı bulunmasına rağmen, üretilebilir petrol miktarı
162,4 milyon tondur Bu rezervin bugüne değin 119,6 milyon tonu üretilmiş olup,
rezervuarda kalan 42,8 milyon tonluk petrolünde 2003 yılı imal miktarı baz alındığında 18
takvim bir üretimle tüketilmesi laf konusudur
1990–2003 yılları aralarında çiğ petrol üretimi yıllık ortalama % 3,4 ’lük bir azalma ile
3,7 milyon ton ’dan 2,4 milyon ton ’a düşmüştür Üretimin aksine, benzer dönemde petrol
tüketiminde takvim ortalama % 2,3 ’lük bir çoğaltma gerçekleşmiş olup, tüketim 22,7 milyon ton
seviyesinden 30,7 milyon ton seviyesine ulaşmış, 25,5 milyon ton olan nihai tüketim değeri
ile de, Türkiye toplam nihai enerji tüketiminin % 41,3 ’nü oluşturmuştur
2003 yılında toplam elektrik enerjisi üretiminin % 7 ’si petrol yakıtlı tesislerden elde
edilmiştir Bu yılda da, geçmiş yıllarda olduğu gibi ulaştırma sektörü, petrolün azami
tüketildiği sektör konumunda olmuştur 1990–2003 yıllarında ulaştırma sektöründeki petrol
tüketimi yıllık ortalama artış hızı % 2,7 olarak gerçekleşmiş ve tüketim 8,3 Mt ’dan 11,7
Mt ’a ulaşmıştır
Karadeniz ve Akdeniz'de petrol ve özellikle doğal gaz aramaları bütçe elverdiğince
sürdürülmektedir Ülkemizde çıkarılan petrol ihtiyacı karşılamaktan uzaktır Bu sebeple petrolde dışa bağımlıyız
Doğal Gaz
Doğalgaz da petrol gibi karbon bazlı bir eski kalıntı yakıttır Oluşumu petrol ile aynıdır
Doğalgazın başlıca maddesi; renksiz, kokusuz ve nahoş bir madde olan metandır Uygulama
aşamasında, emniyet nedeniyle kokulandırılır
Petrol ve kömür ile karşılaştırıldığında, yanma anında ortaya meydana çıkan sülfür, karbon ve
kül daha az olduğundan, çevreye verdiği zarar fazla daha düşük seviyededir Doğalgaz eski kalıntı
yakıtların en temizi olup içinde kükürt veya kükürt bileşenleri yoktur Doğalgaz tam yanma
sağladığından dolayı yandıktan daha sonra çevreye fueloilden % 30, kömürden % 45 daha eksik
karbondioksit verdiği için sera etkisinde kayda değer rol oynayan karbondioksit miktarında
azalma sağlar
Dünya enerji tüketiminin %22 ’si doğalgaza dayanmaktadır İşyerleri ve evler ısınma
nedeniyle fazla yoğun bir miktarda doğalgaz kullanırlar Isınma, toplam doğalgaz
kullanımında %75 gibi bir orana sahiptir Bunun yanısıra elektrik üretiminde de doğalgaz
kullanılmaktadır Lakin %10 – 15 gibi düşük oranlarda kalmaktadır
Günümüzde doğalgazın dünyada tahmin edilen rezerv miktarının az önce %1415'i gibi
eksik bir bölümüne erişilip işletilebilmiştir Doğalgazın işletilebilen bu ufak bölümünün bile
dünya tüketimine takriben 70 sene yeteceği vurgulanmaktadır Türkiye ’de şu anda
rezervuardaki doğalgaz miktarı 20,1 milyar m³, üretilebilir miktarı 14,1 milyar m³ olup,
bugüne değin üretilen 6,2 milyar m³‘deri sonradan 2003 yılı sonu itibariyle toplam rezerv 7,9
milyar m³ ’nesil
Ülkemizin uzun dönemli enerji politikalarından biri de, “Doğunun varlıklı enerji
kaynaklarının batı piyasalarına taşınmasında Türkiye ’nin enerji koridoru işlevini
üstlenmesidir aynı zamanda doğalgazın en kayda değer enerji kaynaklarımızdan biri haline
geldiği açıktır Bu kapsamda doğalgaz boru hatlarının güvenliği ile verimli işletilmesi önem
talep etmektedir Bilindiği üzere doğalgaz yakıtı, 6 sera gazlarından biri olan metanı en düşük %
83 oranında, karbondioksiti ise en çok % 3 oranında içerir Doğalgaz iletim ve dağıtımında
kayıpların oluşmaması gerekmektedir
Ülkemizde İstanbul, Ankara gibi bükük şehirlerimizde doğal gaz enerjisinden ısınma
ve sanayide yararlanılmaktadır Oysa doğal gazda, petrolde olduğu gibi dışa bağımlıyız
Doğalgaz ihtiyacımızı Rusya ve İran ’dan karşılamaktayız
Hidrolik (Hidroelektrik) Enerji
Enerji amacı dahil su kaynaklarının geliştirilmesi ve kullanımı olarak tanımlanabilir
Diğer bir ifade ile suyun potansiyel enerjisinin kinetik enerjiye dönüştürülmesi ile sağlanan
bir enerjidir Büyük nehirlere kurulan barajlar doğruca elde edilen elektrik önemli enerji
kaynaklarından biridir Ülkemizdeki mevcut yağış miktarları ve akarsularımızın durumu göz
önüne alındığında bu enerji kaynağından güvenilir olarak tam kapasite ile faydalanma oranımız ama % 65 olabilecektir
Türkiye 433 milyar Kwh teorik hidroelektrik potansiyeli ile dünya hidroelektrik
potansiyeli içinde % 1 paya ve 126 milyar Kwh idareli olarak yapılabilir potansiyeli ile
Avrupa idareli potansiyelinin takriben % 16 civarında hidroelektrik potansiyele sahip
bulunmaktadır İşletmeye açılan 135 adet hidroelektrik santralin kurulu şiddet kapasitesi
12579 Mw, yıllık ortalama enerji üretim potansiyeli ise 45300 Gwh ’dır Türkiye ’de teknik
ve hesaplı yönden değerlendirilebilir hidroelektrik potansiyel 35540 Mw kurulu kuvvet ile
yılda sıradan 126109 Gwh olarak belirlenmiştir Bu koşul, ülkemizde teknik ve ekonomik
olarak değerlendirilebilir hidroelektrik potansiyelin fakat % 36 ’sının geliştirildiğini
göstermektedir
Türkiye'nin 2003 yılı itibariyle kurulu şiddet toplamı 35587 Mw olup, bu kurulu gücün
12109 Mw ’ını hidroelektrik santraller oluşturmaktadır 1988 yılında ülkemizde toplam
elektrik üretiminde hidroelektrik santrallerin payı yaklaşık % 60 seviyesinde iken, bu oran
2003 yılında % 20 seviyesine değin düşmüş bulunmasının nedeni ise 1986 yılından itibaren
doğalgazın elektrik enerjisi üretiminde önemli bir yakacak olarak kullanılmaya başlanmış
olmasıdır
Elektrik
Elektrik enerjisi; termik (kömür), hidrolik (çay), jeotermal (doğal sıcak su) ve
nükleer kaynaklı olarak üretilmektedir Ülkemizde elektrik üretiminde termik ve
hidroelektrik santraller kullanılmaktadır
Odun, Hayvan, Bitki Artıkları
Odun, ateşin keşfi ile millet kadar kullanılmaya başlanan en eski klasik enerji
kaynağıdır Karalar yüzölçümünün %30 ’unun orman alanı olduğu tahmin edilmektedir
Tezek, çoğu ülkenin kırsal kesiminde eskiden beri tüketilen önemli bir enerji
kaynağıdır Zorunlu önlemler alınmadığında tarım için son derece manâlı olan gübrenin
ısınma amacıyla kullanılması devam edecek, bu da gelir kayıpları sebep olacaktır
Hem, fındıkkabuğu, pirinç, günebakan kabuğu, darı koçanı gibi bitki artıkları ısınma
amacıyla kullanılmaktadır
Türkiye ’nin ekonomisinde tarım ve hayvancılık ön sıradadır Ülkemiz ormanlar
yönüyle de zengindir
Bu sebeple ülkemizin kırsal kesimlerde halen tezek, bitki artıkları, odun ısınmada
kullanılan kayda değer enerji kaynağıdır Halen şehirlerimizde de odun ısınmada kullanılan kayda değer enerji kaynağıdır
Jeotermal Enerji
Yer kabuğunun çeşitli derinliklerinde birikmiş olan ısının oluşturduğu ve sıcaklıkları
atmosferik sıcaklığın üstünde olan sıcak su, buhar ve gazlar olarak tanımlanır
Sondajlar aracılığıyla yeryüzüne çıkarılan ve kaynama derecesinin üzerinde sıcak,
başlıca da buhar biçiminde olan kaynaklardan ise, bir buhar türbünü aracılığı ile elektrik
enerjisi üretilmektedir Dünya jeotermal enerji rezervinin 5 x 10²º ton taşkömürüne eşit
olduğu varsayım edilmektedir
Türkiye'de 1962'den bu yandan MTA kadar yapılan incelemeler sonucunda,
Türkiye'nin zengin jeotermal enerji kaynaklarına sahip olduğu anlaşılmıştır Ülkemiz
jeotermal kaynak bakımından dünyada yedinci sırada yer almaktadır Bilhassa, Batı
Anadolu'da (Denizli Kızıldere, İzmir Seferihisar, Aydın Germencik, Çanakkale Tuzla,
Afyon Gerek, Manisa, Balıkesir, KütahyaSimav) ve Orta Anadolu'da (Kızılcahamam
Kozaklı) dolaylarında enerji imkanı görülmüştür
Yüzey sıcaklığı 40 derecenin üstünde olan 140 civarında kaynak mevcuttur Bu
kaynakların 136 tanesine merkezi ısıtma, sera ve konut ısıtılmasına ve endüstriyel kullanıma
uygun iken yalnızca 4 tanesinden teknik ve idareli açıdan elektrik enerjisinin elde
edilebilmesinin mümkün olduğu belirlenmiştir
Biogaz ve Biomas
Biomas tabiri daha ziyade bitkisel ürünlerin, hayvan ve orman artıklarının, tropik
çayırların, şehir halkı ve endüstri artıklarının çevrimi aracılığıyla enerji elde etme metodudur Bu
teknolojinin daha alçak grubu olarak bir takım ülkelerde tezekten biogaz elde edilmekte ve bu ısınmada ve aydınlatmada kullanılmaktadır
Biogaz metotları ülkemizde geçmiş yıllarda yeteri dek gündeme gelmemiştir Ancak
günümüzde alternatif enerji olarak gündeme taşınmıştır Hatta farklı alanlara yönlendirilmiş işlemlerden geçirilerek,
dizel otomobillerde mazotla karıştırılarak kullanılmaktadır
Çeşitli ülkelerde yapılan araştırmalar neticesinde bir sığırın 10 kg tezeği olacağı ve
bundan günde 0,6 m³ biogaz elde edileceği ve biogazm metreküpünün 6,4 Kwh enerji
verebileceği dikkate alınırsa, bir hayvandan elde edilebilecek enerjinin 4 Kwh olacağı
hesaplanmıştır
Güneş Enerjisi
Güneşten gelen ve dünya atmosferi dıştan şiddeti değişmez ve 1370 Wm² olan ve yer
yüzeyinde 0–1100 Wm² değerleri aralarında değişen yenilenebilir bir enerji kaynağıdır
Isıtmadan soğutmaya ve elektrik üretiminde kontrollü olarak kullanılabilmektedir Ülkemizin
takvim güneşlenme süresi ortalama olarak 2640 saattir Azami güneşlenme 362 saat ile
temmuz ayında, minimum güneşlenme süresi ise 98 saat aralık ile ayında görülmüştür
Güneşlenme süresi yönünden en zengin alan Güneydoğu Anadolu bölgesi olup bunu
sırası ile Akdeniz, Ege, İç Anadolu, Doğu Anadolu, Marmara ve Karadeniz bölgesi
izlemektedir
Güneş enerjisi günümüzde, konutlarda ve iş yerlerinde, tarımsal teknolojide, sanayide,
ulaşım araçlarında, iletişim araçlarında, sinyalizasyon ve otomasyonda, elektrik enerjisi
üretiminde kullanılmaktadır
Rüzgar Enerjisi
İndirekt yani çevrime uğramış bir güneş enerjisi olarak tanımlanabilir Rüzgardan elde
edilecek enerji tamamen rüzgarın hızına ve esme süresine bağlıdır
Ülkemizin geneli olmasa da rüzgar enerjisi yönünden varlıklı sayılan yerleri
mevcuttur Dünyada ise 1990 yılında kurulu rüzgar santralleri gücü 2160 Mw iken bu rakam
1994 de 3738 Mw, 1995 de 4843 Mw, 1996 yılında ise 6097 Mw olmuştur Burada dikkat
edilirse bilhassa son yıllarda rüzgar enerji santrallerinde gözle görülür bir yükselme trendi olmasıdır
Rüzgar enerjisi her ne kadar kaynağı doğa olsa bile bedava bir enerji değildir Bu
enerjinin temel hammaddesi olan rüzgar her ne kadar parayla alınmasa bile rüzgarın taşıdığı
enerjinin tutularak enerjiye dönüştürülmesi için bir maliyet gerekir ABD ‘de 750 DolarKw
olan maliyet Avrupa'da 1400 Dolar Kw olabilmektedir Ekonomik olması için 1000 Dolar
Kw olması gerekmektedir Denizlere kurulan rüzgar türbünleri ise karadakilere oranla iki kat
pahalıya mülk olmaktadır Çoğalan teknoloji ile bu rakamların yakın bir gelecekte fazla daha aşağılara çekilmesi beklenmektedir
Yel enerjisi için 5 msn'nin üzerinde bir rüzgâr hızı gerekir Bu enerji kaynağı için
zorunlu tesisler, bağımsız olarak rüzgârın bulunduğu her yere kurulabilmektedir
Kaynak: MEGEP
*
Türkiye'nin Enerji Kaynakları
Türkiye ’de bulunan enerji kaynakları ;Kömür, petrol, doğalgaz,hidrolik enerji, elektrik, ticari olmayan kaynaklar olarak da tanımlanan odun, hayvan ve bitkiartıkları, konvansiyonel kaynaklar grubuna; jeotermal, biyogaz, güneş enerjisi, rüzgar
enerjisi ise yeni ve pak enerji kaynakları grubuna girmektedir
Kömür
Kömür havanın bağımsızlık oksijeni ile direkt yanabilen %55 ila %90–95
oranında karbon ihtiva eden organik kökenli kayaçtır
Enerji kaynaklarının muhakkak başlılarından olan kömür, yararlı özelliği yanında çevre
sorunları bakımından da insan sağlığına ve çevreye olumsuz etkileri hayli pozitif bir maddedir
Ancak insan yaşamına olan katkısı dolayısıyla ve alınabilecek bazı tedbirlerle zararlarının
azaltılması mümkün olduğundan kömür önemini koruyabilmektedir
Türkiye ’de bulunmuş taşkömürü rezervi sınırlı bir havza içerisinde olup, imal
imkanları kısıtlıdır Buna karşılık linyit kaynakları, ülkenin her tarafına yayılmış durumdadır
Genellikle düşük kalorili, karbon değeri düşük olan bu linyitler farklı alanlara yönlendirilmiş sektörlerde
kullanılmaktadır
Türkiye ’de taşkömürü varlığı sadece Zonguldak havzasında bulunmakta olup yaklaşık
7000 km²lik bir alana yayılmış şekildedir Toplam taşkömürü rezervi 2004 yılı başı
itibarıyla 550 milyon ton görünür, 425 milyon ton mümkün ve 368 milyon ton muhtemel
olmak üzere toplam 1,343 milyar tondur Isıl değerleri 5529–6725 kcalkg aralarında
değişmektedir Yıllık tüvanan üretim 3 milyon ton civarındadır ve üretimin tamamı yeraltı
madenciliği ile yapılmaktadır Havzadaki kömür damarları yüksek gaz içeriklidir ve hem
kömür damarları bünyesi ile yan kayaçlarda kayda değer miktarda metan gazı mevcuttur
Ülkemizde yaklaşık 9,3 milyar ton linyit rezervi olup, ülkemiz toplam dünya
rezervinin yaklaşık %1,6 ’sını içermekte ve linyit açısından kayda değer bir yere sahiptir Bununla
birlikte linyitlerimizin %79 ’unun, 2500 kcalkg ısıl değerin altında olması daha fazla termik
santrallerde kullanımını ön plana çıkartmıştır Üretimin % 85 ’i termik santrallerde
tüketilmektedir Linyite dayalı termik santrallerimizin kurulu gücü 6549 Mw(megawatt)olup bu zor toplam kurulu gücümüzün %22 ’sine karşılık gelmektedir
Petrol
Petrol, fosil yakıt olarak tanımlanan gruba girer Bunun sebebi, adeta 300 –
400 milyon yıl önce ölmüş olan hayvanların fosillerinin, petrolün belli başlı maddesini
oluşturmasıdır Geçen bu uzun vakit içersinde hayvan fosilleri, son derece yüksek bir ısıya ve
basınca maruz kalırlar Böylece petrol meydana gelmiş olur Petrol günümüzde büyük kaya
bloklarının içine sıkışmış olarak bulunur
Seri otomobil üretiminin başlaması, petrole olan talebi ciddi oranda arttırdı Dünya
enerji tüketiminin %39 ’u petrole dayanıyor
Çiğ petrolün ölçü birimi varildir ve bir varil, 159 litreye eşit kazanç Ham petrol
rafinerilerde işlenerek birçok alt ürün elde edilir ,Yakıt mazot, fueloil ve uçak yakıtı
petrolün işlenmesiyle elde edilen en manâlı akaryakıtlardır Petrol %70 oranında ulaşım
sektöründe kullanılmaktadır Petrol, mazot kategorisi dışarıya, hap, gübre, kozmetik, badana
gibi yaklaşık 4000 civarında alanda daha kullanılmaktadır ve insan hayatının çok kayda değer bir
öğesidir Petrolün çevre kirliliği gibi çok manâlı dahası negatif etkisi bulunmaktadır
Türkiye'de petrole ülkemizin öbür bölgelerinde rastlanmıştır ve ağırlıklı olarak
Güneydoğu Anadolu bölgesindeki sahalardan üretim yapılmaktadır Güneydoğu Anadolu
bölgesinde Batman, Mardin, Siirt, Diyarbakır, Adıyaman ve Kilis illeri içinde bulunan
sahalardan ve keza Trakya bölgesinde minik sayılabilir 1–2 sahadan petrol üretimi
yapılmaktadır
Ülkemizde tanıdık petrol sahalarına göre yapılan teorik hesaplama ile 2003 yılı sonuna
kadar toplam 940,3 milyon ton rezerv olasılığı bulunmasına rağmen, üretilebilir petrol miktarı
162,4 milyon tondur Bu rezervin bugüne değin 119,6 milyon tonu üretilmiş olup,
rezervuarda kalan 42,8 milyon tonluk petrolünde 2003 yılı imal miktarı baz alındığında 18
takvim bir üretimle tüketilmesi laf konusudur
1990–2003 yılları aralarında çiğ petrol üretimi yıllık ortalama % 3,4 ’lük bir azalma ile
3,7 milyon ton ’dan 2,4 milyon ton ’a düşmüştür Üretimin aksine, benzer dönemde petrol
tüketiminde takvim ortalama % 2,3 ’lük bir çoğaltma gerçekleşmiş olup, tüketim 22,7 milyon ton
seviyesinden 30,7 milyon ton seviyesine ulaşmış, 25,5 milyon ton olan nihai tüketim değeri
ile de, Türkiye toplam nihai enerji tüketiminin % 41,3 ’nü oluşturmuştur
2003 yılında toplam elektrik enerjisi üretiminin % 7 ’si petrol yakıtlı tesislerden elde
edilmiştir Bu yılda da, geçmiş yıllarda olduğu gibi ulaştırma sektörü, petrolün azami
tüketildiği sektör konumunda olmuştur 1990–2003 yıllarında ulaştırma sektöründeki petrol
tüketimi yıllık ortalama artış hızı % 2,7 olarak gerçekleşmiş ve tüketim 8,3 Mt ’dan 11,7
Mt ’a ulaşmıştır
Karadeniz ve Akdeniz'de petrol ve özellikle doğal gaz aramaları bütçe elverdiğince
sürdürülmektedir Ülkemizde çıkarılan petrol ihtiyacı karşılamaktan uzaktır Bu sebeple petrolde dışa bağımlıyız
Doğal Gaz
Doğalgaz da petrol gibi karbon bazlı bir eski kalıntı yakıttır Oluşumu petrol ile aynıdır
Doğalgazın başlıca maddesi; renksiz, kokusuz ve nahoş bir madde olan metandır Uygulama
aşamasında, emniyet nedeniyle kokulandırılır
Petrol ve kömür ile karşılaştırıldığında, yanma anında ortaya meydana çıkan sülfür, karbon ve
kül daha az olduğundan, çevreye verdiği zarar fazla daha düşük seviyededir Doğalgaz eski kalıntı
yakıtların en temizi olup içinde kükürt veya kükürt bileşenleri yoktur Doğalgaz tam yanma
sağladığından dolayı yandıktan daha sonra çevreye fueloilden % 30, kömürden % 45 daha eksik
karbondioksit verdiği için sera etkisinde kayda değer rol oynayan karbondioksit miktarında
azalma sağlar
Dünya enerji tüketiminin %22 ’si doğalgaza dayanmaktadır İşyerleri ve evler ısınma
nedeniyle fazla yoğun bir miktarda doğalgaz kullanırlar Isınma, toplam doğalgaz
kullanımında %75 gibi bir orana sahiptir Bunun yanısıra elektrik üretiminde de doğalgaz
kullanılmaktadır Lakin %10 – 15 gibi düşük oranlarda kalmaktadır
Günümüzde doğalgazın dünyada tahmin edilen rezerv miktarının az önce %1415'i gibi
eksik bir bölümüne erişilip işletilebilmiştir Doğalgazın işletilebilen bu ufak bölümünün bile
dünya tüketimine takriben 70 sene yeteceği vurgulanmaktadır Türkiye ’de şu anda
rezervuardaki doğalgaz miktarı 20,1 milyar m³, üretilebilir miktarı 14,1 milyar m³ olup,
bugüne değin üretilen 6,2 milyar m³‘deri sonradan 2003 yılı sonu itibariyle toplam rezerv 7,9
milyar m³ ’nesil
Ülkemizin uzun dönemli enerji politikalarından biri de, “Doğunun varlıklı enerji
kaynaklarının batı piyasalarına taşınmasında Türkiye ’nin enerji koridoru işlevini
üstlenmesidir aynı zamanda doğalgazın en kayda değer enerji kaynaklarımızdan biri haline
geldiği açıktır Bu kapsamda doğalgaz boru hatlarının güvenliği ile verimli işletilmesi önem
talep etmektedir Bilindiği üzere doğalgaz yakıtı, 6 sera gazlarından biri olan metanı en düşük %
83 oranında, karbondioksiti ise en çok % 3 oranında içerir Doğalgaz iletim ve dağıtımında
kayıpların oluşmaması gerekmektedir
Ülkemizde İstanbul, Ankara gibi bükük şehirlerimizde doğal gaz enerjisinden ısınma
ve sanayide yararlanılmaktadır Oysa doğal gazda, petrolde olduğu gibi dışa bağımlıyız
Doğalgaz ihtiyacımızı Rusya ve İran ’dan karşılamaktayız
Hidrolik (Hidroelektrik) Enerji
Enerji amacı dahil su kaynaklarının geliştirilmesi ve kullanımı olarak tanımlanabilir
Diğer bir ifade ile suyun potansiyel enerjisinin kinetik enerjiye dönüştürülmesi ile sağlanan
bir enerjidir Büyük nehirlere kurulan barajlar doğruca elde edilen elektrik önemli enerji
kaynaklarından biridir Ülkemizdeki mevcut yağış miktarları ve akarsularımızın durumu göz
önüne alındığında bu enerji kaynağından güvenilir olarak tam kapasite ile faydalanma oranımız ama % 65 olabilecektir
Türkiye 433 milyar Kwh teorik hidroelektrik potansiyeli ile dünya hidroelektrik
potansiyeli içinde % 1 paya ve 126 milyar Kwh idareli olarak yapılabilir potansiyeli ile
Avrupa idareli potansiyelinin takriben % 16 civarında hidroelektrik potansiyele sahip
bulunmaktadır İşletmeye açılan 135 adet hidroelektrik santralin kurulu şiddet kapasitesi
12579 Mw, yıllık ortalama enerji üretim potansiyeli ise 45300 Gwh ’dır Türkiye ’de teknik
ve hesaplı yönden değerlendirilebilir hidroelektrik potansiyel 35540 Mw kurulu kuvvet ile
yılda sıradan 126109 Gwh olarak belirlenmiştir Bu koşul, ülkemizde teknik ve ekonomik
olarak değerlendirilebilir hidroelektrik potansiyelin fakat % 36 ’sının geliştirildiğini
göstermektedir
Türkiye'nin 2003 yılı itibariyle kurulu şiddet toplamı 35587 Mw olup, bu kurulu gücün
12109 Mw ’ını hidroelektrik santraller oluşturmaktadır 1988 yılında ülkemizde toplam
elektrik üretiminde hidroelektrik santrallerin payı yaklaşık % 60 seviyesinde iken, bu oran
2003 yılında % 20 seviyesine değin düşmüş bulunmasının nedeni ise 1986 yılından itibaren
doğalgazın elektrik enerjisi üretiminde önemli bir yakacak olarak kullanılmaya başlanmış
olmasıdır
Elektrik
Elektrik enerjisi; termik (kömür), hidrolik (çay), jeotermal (doğal sıcak su) ve
nükleer kaynaklı olarak üretilmektedir Ülkemizde elektrik üretiminde termik ve
hidroelektrik santraller kullanılmaktadır
Odun, Hayvan, Bitki Artıkları
Odun, ateşin keşfi ile millet kadar kullanılmaya başlanan en eski klasik enerji
kaynağıdır Karalar yüzölçümünün %30 ’unun orman alanı olduğu tahmin edilmektedir
Tezek, çoğu ülkenin kırsal kesiminde eskiden beri tüketilen önemli bir enerji
kaynağıdır Zorunlu önlemler alınmadığında tarım için son derece manâlı olan gübrenin
ısınma amacıyla kullanılması devam edecek, bu da gelir kayıpları sebep olacaktır
Hem, fındıkkabuğu, pirinç, günebakan kabuğu, darı koçanı gibi bitki artıkları ısınma
amacıyla kullanılmaktadır
Türkiye ’nin ekonomisinde tarım ve hayvancılık ön sıradadır Ülkemiz ormanlar
yönüyle de zengindir
Bu sebeple ülkemizin kırsal kesimlerde halen tezek, bitki artıkları, odun ısınmada
kullanılan kayda değer enerji kaynağıdır Halen şehirlerimizde de odun ısınmada kullanılan kayda değer enerji kaynağıdır
Jeotermal Enerji
Yer kabuğunun çeşitli derinliklerinde birikmiş olan ısının oluşturduğu ve sıcaklıkları
atmosferik sıcaklığın üstünde olan sıcak su, buhar ve gazlar olarak tanımlanır
Sondajlar aracılığıyla yeryüzüne çıkarılan ve kaynama derecesinin üzerinde sıcak,
başlıca da buhar biçiminde olan kaynaklardan ise, bir buhar türbünü aracılığı ile elektrik
enerjisi üretilmektedir Dünya jeotermal enerji rezervinin 5 x 10²º ton taşkömürüne eşit
olduğu varsayım edilmektedir
Türkiye'de 1962'den bu yandan MTA kadar yapılan incelemeler sonucunda,
Türkiye'nin zengin jeotermal enerji kaynaklarına sahip olduğu anlaşılmıştır Ülkemiz
jeotermal kaynak bakımından dünyada yedinci sırada yer almaktadır Bilhassa, Batı
Anadolu'da (Denizli Kızıldere, İzmir Seferihisar, Aydın Germencik, Çanakkale Tuzla,
Afyon Gerek, Manisa, Balıkesir, KütahyaSimav) ve Orta Anadolu'da (Kızılcahamam
Kozaklı) dolaylarında enerji imkanı görülmüştür
Yüzey sıcaklığı 40 derecenin üstünde olan 140 civarında kaynak mevcuttur Bu
kaynakların 136 tanesine merkezi ısıtma, sera ve konut ısıtılmasına ve endüstriyel kullanıma
uygun iken yalnızca 4 tanesinden teknik ve idareli açıdan elektrik enerjisinin elde
edilebilmesinin mümkün olduğu belirlenmiştir
Biogaz ve Biomas
Biomas tabiri daha ziyade bitkisel ürünlerin, hayvan ve orman artıklarının, tropik
çayırların, şehir halkı ve endüstri artıklarının çevrimi aracılığıyla enerji elde etme metodudur Bu
teknolojinin daha alçak grubu olarak bir takım ülkelerde tezekten biogaz elde edilmekte ve bu ısınmada ve aydınlatmada kullanılmaktadır
Biogaz metotları ülkemizde geçmiş yıllarda yeteri dek gündeme gelmemiştir Ancak
günümüzde alternatif enerji olarak gündeme taşınmıştır Hatta farklı alanlara yönlendirilmiş işlemlerden geçirilerek,
dizel otomobillerde mazotla karıştırılarak kullanılmaktadır
Çeşitli ülkelerde yapılan araştırmalar neticesinde bir sığırın 10 kg tezeği olacağı ve
bundan günde 0,6 m³ biogaz elde edileceği ve biogazm metreküpünün 6,4 Kwh enerji
verebileceği dikkate alınırsa, bir hayvandan elde edilebilecek enerjinin 4 Kwh olacağı
hesaplanmıştır
Güneş Enerjisi
Güneşten gelen ve dünya atmosferi dıştan şiddeti değişmez ve 1370 Wm² olan ve yer
yüzeyinde 0–1100 Wm² değerleri aralarında değişen yenilenebilir bir enerji kaynağıdır
Isıtmadan soğutmaya ve elektrik üretiminde kontrollü olarak kullanılabilmektedir Ülkemizin
takvim güneşlenme süresi ortalama olarak 2640 saattir Azami güneşlenme 362 saat ile
temmuz ayında, minimum güneşlenme süresi ise 98 saat aralık ile ayında görülmüştür
Güneşlenme süresi yönünden en zengin alan Güneydoğu Anadolu bölgesi olup bunu
sırası ile Akdeniz, Ege, İç Anadolu, Doğu Anadolu, Marmara ve Karadeniz bölgesi
izlemektedir
Güneş enerjisi günümüzde, konutlarda ve iş yerlerinde, tarımsal teknolojide, sanayide,
ulaşım araçlarında, iletişim araçlarında, sinyalizasyon ve otomasyonda, elektrik enerjisi
üretiminde kullanılmaktadır
Rüzgar Enerjisi
İndirekt yani çevrime uğramış bir güneş enerjisi olarak tanımlanabilir Rüzgardan elde
edilecek enerji tamamen rüzgarın hızına ve esme süresine bağlıdır
Ülkemizin geneli olmasa da rüzgar enerjisi yönünden varlıklı sayılan yerleri
mevcuttur Dünyada ise 1990 yılında kurulu rüzgar santralleri gücü 2160 Mw iken bu rakam
1994 de 3738 Mw, 1995 de 4843 Mw, 1996 yılında ise 6097 Mw olmuştur Burada dikkat
edilirse bilhassa son yıllarda rüzgar enerji santrallerinde gözle görülür bir yükselme trendi olmasıdır
Rüzgar enerjisi her ne kadar kaynağı doğa olsa bile bedava bir enerji değildir Bu
enerjinin temel hammaddesi olan rüzgar her ne kadar parayla alınmasa bile rüzgarın taşıdığı
enerjinin tutularak enerjiye dönüştürülmesi için bir maliyet gerekir ABD ‘de 750 DolarKw
olan maliyet Avrupa'da 1400 Dolar Kw olabilmektedir Ekonomik olması için 1000 Dolar
Kw olması gerekmektedir Denizlere kurulan rüzgar türbünleri ise karadakilere oranla iki kat
pahalıya mülk olmaktadır Çoğalan teknoloji ile bu rakamların yakın bir gelecekte fazla daha aşağılara çekilmesi beklenmektedir
Yel enerjisi için 5 msn'nin üzerinde bir rüzgâr hızı gerekir Bu enerji kaynağı için
zorunlu tesisler, bağımsız olarak rüzgârın bulunduğu her yere kurulabilmektedir
Kaynak: MEGEP
*