Son Konu

Unlu Turk Bilim Adamları İsimleri

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
29
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Unlu Turk Bilim Adamları
bilim adamları
Unlu bilim adamları


CAHİT ARF

1910 yılında Selanik'te doğdu Yuksek oğrenimini Fransa'da Ecole Normale Superieure'de tamamladı (1932) Bir sure Galatasaray Lisesi'nde matematik oğretmenliği yaptıktan sonra İstanbul Universitesi Fen Fakultesi'nde docent adayı olarak calıştı Doktorasını yapmak icin Almanya'ya gitti 1938 yılında qottingen Universitesi'nde doktorasını bitirdi Yurda donduğunde İstanbul Universitesi Fen Fakultesi'nde profesor ve ordinaryus profersorluğe yukseldi Burada 1962 yılına kadar calıştı Daha sonra Robert Koleji'nde Matematik dersleri vermeye başladı 1964 yılında Turkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TUBİTAK) bilim kolu başkanı oldu
Daha sonra gittiği Amerika Birleşik Devletleri'nde araştırma ve incelemelerde bulundu; Kaliforniya Universitesi'nde konuk oğretim uyesi olarak gorev yaptı 1967 yılında yurda donuşunde Orta Doğu Teknik Universitesi'nde oğretim uyeliğine getirildi 1980 yılında emekli oldu Emekliye ayrıldıktan sonra TUBİTAK'a bağlı Gebze Araştırma Merkezi'nde gorev aldı 1985 ve 1989 yılları arasında Turk Matematik Derneği başkanlığını yaptı
Arf İnonu Armağanı'nı (1948) ve TUBİTAK Bilim Odulu'nu kazandı (1974) Cebir ve Sayılar Teorisi uzerine uluslararası bir sempozyum 1990'da 3 ve 7 Eylul tarihleri arasında Arf'in onuruna Silivri'de gercekleştirilmiştir Halkalar ve Geometri uzerine ilk konferanslarda 1984'te İstanbul'da yapılmıştır Arf, matematikte geometri kavramı uzerine bir makale sunmuşturCahit Arf 1997 yılının Aralık ayında bir kalp rahatsızlığı nedeniyle aramızdan ayrıldı

GELENBEVİ İSMAİL EFENDİ (1730 1790)

1730 yılında şimdiki Manisa'nın Gelenbe kasabasında doğan Gelenbevi İsmail efendi, Osmanlı İmparatorluğu matematikcilerindendir Asıl adı İsmail'dir Gelenbe kasabasında doğduğu icin ikinci adı onun bu doğduğu kasabadan gelir Daha cok Gelenbevi adıyla un kazanmıştır
Once, kendi cevresindeki bilginlerden ilk bilgilerini almıştır Daha sonra, oğrenimini tamamlamak uzere İstanbul'a gitmiştir Burada, cok değerli ve kulturlu oğretmenlerden yararlandı ve matematiğini oldukca ilerletti Muderrislik sınavına girerek kazandı ve 33 yaşında muderris oldu Bundan sonra kendisini tumuyle ilme verdi
Gelenbevi, eski yontemle problem cozen son Osmanlı matematikcisidir Sadrazam Halil Hamit paşa ve Kaptanı Derya Cezayirli hasan paşa'nın istekleri uzerine, Kasımpaşa'da acılan Bahriye Muhendislik Okulu'na altmış kuruşla matematik oğretmeni olarak atandı Bu atama ona parasal yonuyle bir rahatlık getirdi
Bazı silahların hedefe vurmaması, padişah III Selim'i kızdırmış ve Gelenbevi'yi huzura cağırarak ona uyarıda bulunmuştur Hedefe olan uzaklığı tahmin ederek gerekli duzeltmeleri yapmış ve topların hedefe vurmalarını sağlamıştır Gelenbevi'nin bu başarısı padişahın dikkatini cekmiş ve padişah tarafından odullendirilmiştir
Gelenbevi, Turkce ve Arapca olmak uzere tam otuz beş eser bırakmıştır Turkiye'ye logaritmayı ilk sokan Gelenbevi İsmail Efendi'dir

ELHARİZMİ

Ebu Abdullah Muhammed bin Musa ElHarezmi, Ozbekistan'da doğdu Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir Hayatı hakında cok fazla bilgi bulunmamaktadır Batı bilim
El Harizmi'nin en cok ilgi goren eserleri Kitabu'l muhtasar fi'l Cebr ve'l Mukabele ve Kitabu'l muhtasar fi Hisabu'l Hindi dir
Harizmi, doğu bilim dunyasında cebir ilmine ilişkin ilk eser yazan kişidir Bu bilim dalı daha once az cok işlenmiş ve kısmen geometriden ayrı bir ilim dalı olmaya başlamıştı Birinci dereceden denklemler cozulebiliyordu, hatta hesaplama metodlarıyla ikinci dereceden denklemlere cozum bulunuyordu Fakat henuz ikinci derece denklemlerin koklerini bulma yontemi geliştirilmemişti
İşte El Harizmi'nin El Cebr ve'l Mukabele kitabı ikinci dereceden denklemlerin cozum yolunu sistemli olarak işleyen ilk eser niteliğindedir ve 600 yıldan uzun bir sure (15 yuzyıla kadar) el ustunde tutulmasının nedeni de budur
Harizmi'nin Denklem Grupları
El Harizmi, adı gecen eserinde denklemleri iki grupta toplamaktadır:
Birinci grupta, cozumleri derhal bulunabilen bizim bugunku sembollerle ifade edersek
x2 ax
x2 n
ax n
şeklindeki denklemlerdir
Bunların cozum kurallarını gosterdikten sonra El Harizmi ikinci denklem grubuna gecer
x2 + ax n
x2 +n ax
ax + n x2
Ve bunların cozumunu bugun bildiğimiz metotla yapar
Bu kitapta ayrıca, ikinci dereceden denklemlerin hangi durumlarda iki kokunun , hangi durumlarda cift kokunun olacağını ve hangi durumlarda denklemin reel koku olamayacağını cok acık bir şekilde belirtmiştir Bu kuralları bir oğretmen yeteneğiyle ortaya koyduktan sonra El Harizmi , bu kuralları geometrik olarak ispatlamıştır
Harizmi'nin bu eseri matematik tarihi bakımından cok onemli gelişmelere dayanak ve başlangıc olmuş 600 yıldan biraz daha fazla (15 yy sonuna kadar) matematik oğretimi icin temel sayılmıştır Eser, Endulus medreseleri aracılığıyla Batı'ya gecmiştir İlk Latince cevirisi 1183'te yapılmıştır Roger Bacon, Fibonacci gibi bilim adamaları eseri hayranlıkla incelemişler, ve kendi oğretilerinde bu eserden faydalanmışlardır 1486 yılında Leipzig Universitesi'nde okutulmaya başlanmıştır 1598 1599 yıllarında hala cebir biliminde tek kaynak Harizmi'nin bu eseridir
El Harizmi matematiğin yanı sıra astronomi ve coğrafya ilimlerinde de eserler vermiştir Astronomik cetvellerle ilgili kitaplar yazmış ve bu eserler 12 yy da Latince' ye cevrilmiştir Bunun yanısıra Ptolemy'nin coğrafya kitabını duzeltmelerle yeniden yazmış, 70 tane bilim adamıyla birlikte calışarak 830 yılında bir dunya haritası cizmiştir Dunyanın cevresini ve hacmini hesaplama calışmalarında yer almıştır Guneş saatleri, usturlaplar ve saatler uzerine yazılmış eserleri de vardır


HUSEYİN TEVFİK PAŞA

Huseyin Tevfik Paşa (18321901) Vidin'de doğmuş, genc yaşta İstanbul'a gelmiş ve Askeri Okul'da okumuştur Burada, matematik derslerindeki yeteneğiyle Cambridge Universitesi'nden mezun olmuş olan matematik hocası Tahir Paşa'nın dikkatini cekmiş ve Tahir Paşa kendisine ozel dersler vermiştir Tahsilini bitirdikten sonra Harbiye'ye cebir hocası olarak atanmış, Tahir Paşa olunce onun matematik dersleri de Huseyin Tevfik Paşa'ya kalmıştır Harbiye'deki hocalığı devam ederken, Tophane Tecrube ve Muayene Komisyonu'na da getirilmiştir 1868'de Paris'teki Mektebi Osmani'ye mudur muavini olarak gonderilmiş ve aynı zamanda balistik ve tufek imalatı uzerine incelemelerde bulunmakla gorevlendirilmiştir Bu arada matematik bilgisini geliştirmek icin universiteye de devam etmiş ve Paris'te kaldığı iki yıl boyunca bazı makaleler yayımlamış ve bilimsel toplantılara katılmıştır
Huseyin Tevfik Paşa, 1872'de Amerika'daki bazı silah fabrikalarına ısmarlanan tufeklerin imalatını ve şartnameye uyulup uyulmadığını kontrol etme goreviyle Amerika'ya gonderilmiştir 1878 yılına kadar Amerika'da kalmış ve bu sure icinde matematikle uğraşmıştır; Lineer Cebir adlı İngilizce kitabını bu sırada yazmış ve Argand'ın kompleks sayılarla ilgili teorisinde ileri surduğu carpımı uc boyutlu uzaya uygulamanın bir yolunu bulmuştur
Eserinin onsozunde şoyle soylemektedir: Bu kitapta incelenen lineer cebir, dunyanın Sir William Hamilton'a borclu olduğu quaterniyonlara cok benzer Lineer cebir, quaterniyonların butun potansiyellerine sahiptir ve gucluğu daha azdır Quaterniyonlar universitelerde oğretilmektedir ve kabul gormuş bir bilgidir Lineer cebirin de aynı kabulu gorup gormeyeceğini, hatta quaterniyonların yerini alıp almayacağını şimdiden bilmiyorum
Kendi sisteminin ustunluğunu ise şoyle ifade etmiştir:
Quaterniyonların carpımı, isim olarak bile duzlem geometride ele alındığında, bizi uc boyutlu uzayda calışmaya zorlamaktadır; halbuki lineer cebirde yalnızca iki boyut ele alındığı zaman bir ucuncu boyutu duşunme durumunda değiliz
Huseyin Tevfik Paşa'nın bu eseri tercume değildir ve konuya ozgun katkı yapması acısından cok onemlidir
Tevfik Paşa'nın başka pek cok gorevleri olmuş, Fransa ve Amerika'da kaldığı sıralarda Fransızca ve İngilizce'yi, bu dillerde kitap yazabilecek kadar iyi oğrenmiştir Gazi Ahmed Muhtar Paşa ve Yusuf Ziya Paşa ile birlikte Cemiyeti Tedrisiyyei İslamiye'nin ve Daruşşafaka'nın kurucularındandır Burada matematik dersleri vermiş, yine bu sıralarda arkadaşlarıyla cıkarttığı Mebahisi İlmiyye adlı aylık dergiye makaleler yazmıştır Bu dergide yayımladığı makaleleri arasında MahsUsat ve Gayrı MahsUsatisimli felsefi bir yazısı, ayrıca turev ve fonksiyonlar uzerine yazıları bulunur
Huseyin Tevfik Paşa, daima devlet memuriyetiyle gorevli olmasına rağmen, matematik bilimlerle ilgilenmeye zaman ayırabilmiş, zengin bir kutuphane oluşturmuş, cevresindeki Salih Zeki gibi yetenekli genclere, vakit ayırmış, periyodik yayınlarla entellektuel bir ortamın oluşmasına gayret sarf etmiştir

KERİM ERİM

İstanbul Yuksek Muhendis mektebi'ni bitirdikten (1914) sonra Berlin Universitesi'nde Albert Einstein'in yanında doktorasını yaptı (1919) Turkiye'ye donunce, bitirdiği okulda oğretim uyesi olarak calışmaya başladı Universite reformunu hazırlayan kurulda yer aldı Yeni kurulan İstanbul Universitesi Fen Fakultesi'nde analiz profesoru ve dekan olduğu gibi Yuksek Muhendis Mektebi'nde de ders vermeye devam etti Yuksek Muhendis Mektebi İstanbul Teknik Universitesi'ne donuşturulunce buradan ayrıldı ve yalnızca İstanbul Universitesi'nde calışmaya devam etti Daha sonra burada ordinaryus profesor oldu 1948 yılında Fen Fakultesi Dekanlığı'na getirildi
1940 1952 yılları arasında İstanbul Universitesi Fen Fakultesi'ne bağlı Matematik Enstitusu'nun başkanlığını yaptı Turkiye'de yuksek matematik oğretiminin yaygınlaşmasında ve cağdaş matematiğin yerleşmesinde etkin rol oynadı Mekaniğin matematik esaslara dayandırılmasına da onculuk etti Matematik ve fizik bilimlerinin felsefe ile olan ilişkileri uzerinde de calışmalarda bulunan Erim'in Almanca ve Turkce yapıtları bulunmaktadır Bunlardan bazıları şunlardır:
Nazari Hesap(1931), Mihanik(1934), Diferansiyel ve İntegral Hesap(1945), Uber die Tragheitsformen eines modulsystems(Bir modul sisteminin suredurum bicimleri ustune 1928)


MATRAKCI NASUH ( 1564)

Turk, minyaturcu Ayrıca matematik ve tarih konularında kitaplar da yazmış cok yonlu bir bilgindir
Doğum tarihi ve yeri bilinmiyor Katip Celebi olum tarihi olarak 1533'u vermekteyse de, bunun doğru olmadığı bugun kesinleşmiştir Ceşitli kaynaklarda onun 1547'den, 1551'den, 1553'ten sonra olmuş olabileceği ileri surulmektedir Yaşamı ustune bilgi de yok denecek kadar azdır Saraybosna yakınlarında doğduğuna, dedesinin devşirme olduğuna ilişkin kesinleşmemiş ipucları vardır
Enderun'da okumuştur Matrakcı ya da Matraki adıyla anılması, lobotu andıran sopalarla oynandığı ve eskrime benzeyen bir tur savaş oyunu olduğu bilinen matrakoyununda cok usta olmasından ve belki de bu oyunun mucidi bulunmasından ileri gelmektedir Nasuh ayrıca cok usta bir silahşordu Bu nedenle Silahi adıyla da anılırdı Turlu silah ve mızrak oyunlarındaki ustalığı nedeniyle Osmanlı ulkesinde ustadve reisolarak tanınması icin 1530'da I Suleyman (Kanuni) tarafından verilmiş bir beratı da vardı Ceşitli silahların nasıl kullanılacağını ve dovuş yontemlerini anlatan Tuhfetu'lGuzat adlı bir kılavuz kitap bile yazmıştı
Nasuh, ozellikle geometri ve matematik alanlarında onemli bir bilim
Nasuh bir tarihci olarak da onemli yapıtlar vermiştir Mecmau'tTevarih adıyla Taberi Tarihi'ni Turkce'ye cevirmiştir Ayrıca Tarih'i Sultan Bayezid ve Sultan Selim ile Tarih'i Sultan Bayezid adlı iki kitabında bu padişahlar donemindeki olayları anlatmıştır Suleymanname adlı kitabının uc ayrı nushasında 15201937, 15431551 ve 15421543 arasında gecen olayları ele almıştır Kanuni'nin 1534 Irak seferini Beyanı Menazili Seferi Irakeyni Sultan Suleyman Han'da 1538 Karaboğdan seferini!de Fetihnamei Karaboğdan' da konu etmiştir
Nasuh 28 Nisan 1564'te oldu

adamıydı Uzunluk olculerini gosteren cetveller hazırlamış ve bu konuda kendinden sonra gelenlere onderlik etmiştir Matematiğe ilişkin iki kitabı Cemalu'lKuttab ve Kemalu'l Hisab ile Umdetu'lHisab'ı I Selim (Yavuz) doneminde yazmış ve padişaha adamıştır Bu yapıtlardan sonuncusu uzun yıllar matematikcilerin elkitabı olarak kullanılmıştır

OMER HAYYAM

Asıl adı Giyaseddin Ebu'l Feth Bin İbrahim El Hayyam' dır 18 Mayıs 1048'de İranin Nişabur kentinde doğan Omer Hayyam bir cadırcının oğluydu Cadırcı anlamına gelen soyadını babasının mesleğinden almıştırFakat o soyisminin cok otesinde işlere imza atmıştırDaha yaşadığı donemde İbni Sina'dan sonra Doğu'nun yetiştirdiği en buyuk bilgin olarak kabul ediliyordu Tıp, fizik, astronomi, cebir, geometri ve yuksek matematik alanlarında onemli calışmaları olan Omer Hayyam icin zamanın butun bilgilerini bildiği soylenirdi O herkesten farklı olarak yaptığı calışmaların coğunu kaleme almadı, oysa O ismini cokca duyduğumuz teoremlerin isimsiz kahramanıdır Elde bulunan ender kayıtlara dayanılarak Omer Hayyam'ın calışmaları şoyle sıralanabilir:
Yazdığı bilimsel icerikli kitaplar arasında Cebir ve Geometri Uzerine, Fiziksel Bilimler Alanında Bir Ozet, Varlıkla İlgili Bilgi Ozeti, Oluş ve Goruşler, Bilgelikler Olcusu, Akıllar Bahcesi yer alır Enbuyuk eseri Cebir Risalesi'dir On bolumden oluşan bu kitabın dort bolumunde kubik denklemleri incelemiş ve bu denklemleri sınıflandırmıştır Matematik tarihinde ilk kez bu sınıflandırmayı yapan kişidir O cebiri, sayısal ve geometrik bilinmeyenlerin belirlenmesini amaclayan bilim olarak tanımlardı Matematik bilgisi ve yeteneği zamanın cok otesinde olan Omer Hayyam denklemlerle ilgili başarılı calışmalar yapmıştır Nitekim, Hayyam 13 farklı 3 dereceden denklem tanımlamıştır Denklemleri coğunlukla geometrik metod kullanarak cozmuştur ve bu cozumler zekice secilmiş konikler uzerine dayandırılmıştır Bu kitabında iki koniğin arakesitini kullanarak 3 dereceden her denklem tipi icin koklerin bir geometrik cizimi bulunduğunu belirtir ve bu koklerin varlık koşullarını tartışır
Bunun yanısıra Hayyam, binom acılımını da bulmuştur Binom teoerimini ve bu acılımdaki katsayıları bulan ilk kişi olduğu duşunulmektedir (Pascal ucgeni diye bildiğimiz şey aslında bir Hayyam ucgenidir)Oğrenimi tamamlayan Omer Hayyam kendisine bugunlere kadar uzanacak bir un kazandıran Cebir Risaliyesi'ni ve Rubaiyat'ı Semerkant'ta kaleme almıştır Donemin uc unlu ismi Nizamulmulk, Hasan Sabbah ve Omer Hayyam bu şehirde bir araya gelmiştir Donemin hakanı Melikşah, adı devlet duzeni anlamına gelen ve bu ada yakışır yaşayan veziri Nizamulmulk'e cok guvenirdi Omer Hayyam ile ilk kez Semerkant'ta tanışan Nizam onu İsfahan'a davet eder Orada buluştuklarında O'na devlet hulyasından bahseder ve bu buyuk hayalinin gercekleşmesi icin Hayyam'dan yardım ister Fakat Hayyam devlet işlerine karışmak istemez ve teklifini geri cevirir4 Aralık 1131'de doğduğu yer olan Nişabur' da fani dunyaya veda eder

SALİH ZEKİ (1864 1921)

XIX yuzyılın ikinci yarısında yetişmiş, değerli eserler vererek, 57 yaşında hayata gozlerini kapamış, bir ilim ve fikir adamıdır Salih Zeki Bey, 1864 yılında İstanbul'da doğmuştur Ortaoğrenimini Daruşşafaka'da gormuş, yuksek oğrenimini Paris'te elektirk muhendisliği bolumunu bitirmiştir
Salih Zeki, Daruşşafaka ve Muhendis Mektebi'nde matematik ve fizik dersleri okutmuştur Daha sonraki calışmalarının tumunu universiteye vermiştir Bugunku gercek universitenin kurucusu salih Zeki'dir Turkiye'ye, matematik, fizik ve fen derslerini batılı yontemleriyle ilk getiren odur Bircok gazete ve dergide cıkan guzel yazılarıyla Turk gencliğini edebiyat kadar matematiğe yonelten ve matematiği sevdiren yine o olmuştur
Salih Zeki, aydın fenciler silsilesinin en dikkate değer son halkasıdır İlk ve ortaoğrenimin ihtiyacı olan matematik, geometri, cebir, astronomi, trigonometri ve fizik kitaplarından başka binlerce sahifeyi bulan, yuksek seviyedeki Darulfunun ders kitapları yazmış; felsefi konularda teliftercume eserler bırakmış, bilim tarihi ile ilgili incelemeler yayınlamış, bizzat Mizanı Tefekkur adlı bir matematik kitabı yazmış, anıt bir eser olarak Kamusı Riyaziyat'ı hazırlayarak bunun ilk cildini yayınlamıştır

SELMAN AKBULUT (1949)

Prof Dr Selman Akbulut, 1971 yılında California Universitesi (Berkeley) Matematik Bolumu'nden mezun olmuştur Prof Dr Akbulut, 1975 yılında aynı universitede doktora eğitimini tamamlayarak, 1976 yılında Wisconsin Universitesi'nde yardımcı docent olarak goreve başlamıştır
1978 1980 yılları arasında Rutgens Universitesi'nde, 1980 1981 yıllarında Michigan State Universitesi'nde Yardımcı Docent; 1983 1986 yılları arasında aynı universitede Docent olarak calışmalarda bulunan Prof Dr Akbulut 1986 yılında profesorluğe yukselmiştir ve halen Michigan State Universitesi'nde gorev yapmaktadır
Prof Dr Akbulut, 1975 1976, 1980 1981 yıllarında Advanced Study Institute'da, 1982 1983 yıllarında Max Planck Enstitusu ve 1984 1985 yıllarında California Universitesi, Mathematical Sciences Research Institute'de calışmalarda bulunmuştur
Prof Dr Akbulut, Turk Matematik Derneği, Amerikan Matematik Derneği ve Doğa Turk Matematik Dergisi Editorler Kurulu'na uyedir
Prof Dr Selman Akbulut'un Uluslararası Science Citation Index'ce taranan hakemli dergilerde cıkmış 29 yayını vardır ve bu yayınlara 1991 yılı sonu itibariyle 239 atıf yapılmıştır

PROF DR TOSUN TERZİOĞLU

Tosun Terzioğlu 1942 yılında İstanbul ’da doğdu 1961 yılında Robert Koleji ’nden mezun olduktan sonra, lisans derecesini 1965 yılında, matematik dalında İngiltereNewcastleuponTyne Universitesi'nden; doktorasını 1968 yılında, aynı dalda, Frankfurt Universitesi'den aldı Michigan, Wuppertal ve Orta Doğu Teknik Universitesi'nde ders veren Tosun Terzioğlu, 19741975 ve 19891991 yıllarında Orta Doğu Teknik Universitesi Matematik Bolumu Başkanlığı; 19771982 yıllarında ise aynı universitede Fen ve Edebiyat Fakultesi Dekanlığı yaptı
19771981 yılları arasında TUBİTAK Temel Bilimler Araştırma Grubu uyesi, 19791981 arasında universitelerarası kurul uyesi, 19901991 arasında ODTU Senato uyesi ve 19921997 yıllarında da TUBİTAK Başkanı olarak hizmet verdi Terzioğlu, aynı donemde
Turkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Yonetim Kurulu, KOSGEB İcra Kurulu uyeliği ve 19931997 doneminde de NATO Bilim Komitesi Turkiye Temsilciliği yaptı 19961997 yıllarında Bilimsel ve Teknik Araştırma VakfıBİTAV Yonetim Kurulu Başkanlığı gorevini ustlenen Terzioğlu, 19972000 doneminde de TUBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Yonetim Kurulu Başkanı oldu 19972001 yılları arasında TUBİTAK Bilim Kurulu Uyeliği yapan Terzioğlu, 1990 yılından bu yana Turk Matematik Derneği Başkanlığı gorevini, 1997'den bu yana Sabancı Universitesi Rektorluğunu,
2002 ’den bu yana da Turkiye Ucuncu Sektor VakfıTUSEV Yonetim Kurulu uyeliğini surdurmektedir Editorluk ve Yazı Kurulu uyelikleri de bulunan Terzioğlu, ayrıca Matematik alanında 50 ’nin uzerine bilimsel makalenin ve 2 kitabın yazarıdır 1974 ’de TUBİTAK Teşvik, 1986 ’da ise bilim odulunu alan Prof Dr Tosun Terzioğlu, evli ve iki cocuk babasıdır

ALİ KUŞCU (14741525)

Turkİslam Dunyası astronomi ve matematik alimleri arasında, ortaya koyduğu eserleriyle haklı bir şohrete sahip Ali Kuşcu, Osmanlı Turklerinde, astronominin onde gelen bilgini sayılır Batı ve Doğu Bilim dunyası onu 15 yuzyılda yetişen mustesna bir alim olarak tanırOyle ki; musteşrik W Barlhold, Ali Kuşcu'yu On Beşinci Yuzyıl Batlamyos'uolarak adlandırmıştır Babası, Uluğ Bey'in kuşcu başısı (doğancıbaşı) idi Kuşcu soyadı babasından gelmektedir Asıl adı Ali Bin Muhammet'tir Doğum yeri Maveraunnehir bolgesi olduğu ileri surulmuşse de, adı gecen bolgenin hangi şehrinde ve hangi yılda doğduğu kesinlikle bilinmektedir
Ancak doğum şehri Semerkant, doğum yılının ise 15 yuzyılın ilk dortte biri icerisinde olduğu kabul edilmektedir 16 Aralık 1474 (h 7 Şaban 879) tarihinde İstanbul'da olmuş olup, mezarı Eyup Sultan Turbesi hareminde bulunmaktadır Olum tarihi; torunu meşhur astronom Mirim Celebi'nin (olumu, Edirne 1525) Fransca yazdığı bir eserin incelenmesi sonucu anlaşılmıştır Mezar yerinin 1819 yılına kadar belirli olduğu ve husnu muhafazasının yapıldığı; ancak 1819 yılından sonra, Ali Kuşcu'ya ait mezarın yerine, zamanının nufuzlu bir devlet adamının mezar taşının konmuş olduğu anlaşılmaktadır Uluğ Bey'in Horasan ve Maveraunnehir hukumdarlığı sırasında, Semerkant'ta ilk ve dini oğrenimini tamamlamıştır Kucuk yaşta iken astronomi ve matematiğe geniş ilgi duymuştur
Devrinin en buyuk bilginlerinden; Uluğ Bey , Bursalı Kadızade Rumi, Gıyaseddun Cemşid ve Mu'in alDin elKaşi'den astronomi ve matematik dersi almıştır Once,Uluğ Bey, tarafından 1421 yılında kurulan Semerkant Rasathanesi ilk muduru, Gıyaseddun Cemşid'in, kısa sure sonra da Rasathanenin ikinci muduru Kadızade Rumi'nin olumu uzerine, Uluğ Bey Rasathaneye mudur olarak Ali Kuşcu'yu gorevlendirmiştir Uluğ Bey Ziyc'inin tamamlanmasında buyuk emeği gecmiştir Nasiruddun Tusi'nin Tecridul Kelam adlı eserine yazdığı şerh, bu konuda da gayret ve başarısının en guzel delilini teşkil etmektedir Ebu Said Han'a ithaf edilen bu şerh, Ali Kuşcu'nun ilk şohretinin duyulmasına neden olmuştur Kaynakların değerlendirilmesi sonucu anlaşılmaktadır ki; Ali Kuşcu yalnız telih eseriyle değil, talim ve irşadıyle devrini aşan bir bilgin olarak tanınmaktadır Oyle ki; telif eserlerinin dışında, torunu Mirim Celebi, Hoca Sinan Paşa ve Molla Lutfi (Sarı Lutfi) gibi astronomların da yetişmesine sebep olmuştur Bu bilginlerle beraber, Ali Kuşcu'yu eski astronominin en buyuk bilginlerinden birisi olarak belirtebiliriz

ESERLERİ:
Ali Kuşcu'nun ozellikle, matematik ve astronomi ile ilgili eserleri, gercek ilmi kişiliğini ortaya koymaktadır Bu eserlerinin adları şunlardır;
Risalei fi'l Hey'e (Astronomi Risalesi)
Risalei fi'l Fehiye (Fetih Risalesi)
Risalei Hisap (Aritmetik Risalesi)
Risalei Muhammediye (Cebir ve Hesap konularından bahseder)
Tecrid'ul Kelam (Sozun Tecridi)
Risalei Adudiye Unkuduz zvehir fi Manul Cevahir (Mucevherlerin Dizilmesinde Gorulen Salkım) Vaaz İstiarad

AHMET FERGANİ

9 yuzyılın başlarında dunyaya geldiği kabul edilen unlu matematik ve astronomi bilgini Ahmet Fergani, cağının bilim ve kultur merkezlerinden olan Turkistan'ın Fergana bolgesindendir Bilim ve kultur tarihimizin birinci elden kaynakları olan tezkireler (biyografik eserler)de doğum tarihi ile ilgili bir bilgi bulunmamakla birlikte kendisi gibi bir astronom olan babasının adının Muhammed, dedesinin ise Kesir olduğu kayıtlıdır

Ahmet Fergani, ilk oğrenimini unlu bilginlerin yetiştiği Fergana'da yaptı ve buyuk bir ihtimalle astronomi konusundaki bilgilerini babasından aldı Belli bir seviyeye geldikten sonra da mevcut bilgilerine yeni bilgiler katmak amacıyla da, cağının bilim, kultur ve aynı zamanda halifelik merkezi olan Bağdat'a geldi Omrunun yarısına yakınını burada geciren Fergani, kısa surede matematik ve astronomi konularındaki bilgisini Bağdat bilim cevresine kabul ettirip, bilimin gelişmesine olan katkılarıyla bilim tarihinde adlarından ovguyle bahsedilen Abbasi halifelerinden Me'mun ve elmutevekkil doneminin en unlu bilginleri arasına girdi
861 yılında halife elMutevekkil tarafından Nil ırmağı kıyısında yapılan olcum işlerini yurutmesi icin Mısır'a gonderilen Fergani'nin, bundan sonraki yaşamı bilinmiyor

MOLLA LUTFİ (? 1495)

İ15 yuzyılda, Fatih Sultan Mehmet ve II Beyazıd donemlerinde yaşamış meşhur matematikcilerdendir Sinan Paşa ’nın ve Ali Kuşcu ’nun talebesi olmuş, Ali Kuşcu ’dan oğrendiği matematik bilgilerini Sinan Paşa ’ya aktarmıştır Boylece Sinan Paşa, onun vasıtasıyla matematik oğrenmiştir Sinan Paşa ’nın tavsiyesiyle, Fatih, Molla Lutfi ’yi, ozel kutuphanesinin mudurluğune getirmiştir Molla Lutfi, bu sayede pek cok değerli kitaptan değişik bilimleri oğrenme fırsatına sahip olmuştur Sinan Paşa, Fatih tarafından Sivrihisar ’a surulunce, Molla Lutfi de hocası ile birlikte gitmiş, Sultan II Beyazıd ’ın tahta cıkmasının ardından hocasıyla birlikte İstanbul ’a donmuştur Once Bursa ’daki Yıldırım Beyazıd Medresesi ’nde, sonra Filibe ’de ve Edirne ’de medrese hocalığı yapmıştır

Molla Lutfi, cevresindeki devlet erkanına ve bilginlere latife yaparak onları eleştirdiğinden, coğu kimse tarafından sevilmezdi Fatih Sultan Mehmet ’le bile iki arkadaş gibi şakalaşırdı Kendisini cekemeyen bazı kimselerin, dinsizlik suclamaları nedeniyle kovuşturmaya uğradı ve Sultan Beyazıd doneminde idam edildi
Olumu uzerine pek cok kimse yas tutmuş, tarihler duşmuş ve şehit sayılmıştı

Molla Lutfi ’nin, coğu Arapca olan eserleri 17 yuzyıla kadar elden duşmemiştir Taz ’ifu ’lMezbah (Sunak Taşının İki Katının Bulunması Hakkında) adlı kitabı iki bolumden oluşur Birinci bolumde kare ve kup tarifleri, cizgilerin ve yuzeylerin carpımı ve iki kat yapılması gibi geometri konuları ele alınmıştır İkinci bolumde ise meşhur Delos problemi incelenmiştir Molla Lutfi ’nin, bu problemi, İzmir ’li Theon ’un eserinden oğrendiği anlaşılmaktadır İzmir ’li Theon, İskenderiye kutuphanesinin muduru Eratosthenes ’e atıfla, Delos adasında buyuk bir veba salgını cıkınca, ahalinin, Apollon rahibine muracaat ederek bu salgının gecmesi icin ne yapmak gerektiğini sorduklarında, rahibin tapınaktaki sunak taşını iki katına cıkarmalarını tavsiye ettiğini, boylece kolaylıkla cozulemeyecek bir matematik problemi ortaya cıkmış olduğunu yazar Mimarlar bu işi başaramıyınca, Platon ’un yardımını isterler Platon, rahibin sunak taşına ihtiyacı olduğundan değil, Yunanlılara matematiği ihmal ettiklerini ve kucumsediklerini soyleme maksadında olduğunu bildirdikten sonra, problemlerin orta orantı ile cozuleceğini ifade etmiştir Molla Lutfi, işte bu hikayeye dayanarak eserini yazmıştır Kitabında, kupun iki kat yapılmasının, yanına başka bir kup ilave etmek demek olmayıp, onu sekiz defa buyutmek demek olduğunu acıklar Molla Lutfi Mevzuatu ’l Ulum (Bilimlerin Konuları) adlı eserinde de yuz kadar bilimi tasnif etmiştir
 
Üst Alt