Son Konu

Uzayı Fetheden Adam: Wernher von Braun Kimdir?

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
İnsanoğlunun doğayı kavrama ve dönüşüm merakının başladığı ilk günden bu yandan en büyük tutkusu ve korkusu her zaman ebedi genişliği ve bilinmezliğiyle gök yüzü olmuştur Gök yüzüne hakim almak ve uzayı fethetmek, mitolojik eserlerin ve sonsuz gücün kaynağı olarak görülmüştür Uçağın icadıyla başlayan gökyüzü hakimiyeti, daima olduğu gibi savaşların bilimsel gelişmeleri tetiklemesiyle uzayın da fethine kapı aralamıştır
Bu makalemizde insanlığın uzayı fethetme serüvenini ve bu serüvenin mimarı Von Braunu masaya yatıracağızWernher Magnus Maximilian von Braun*23 Mart 1912, Wyrzysk, acilen ki Polonyada doğan Von Braun tüm hayatını verdiği füze ve uzay macerasıyla geçen yaşamını 16 Haziran 1977, Alexandria, Virginia, ABD ’de noktalamıştır İnsanlığı kendinden önceki çalışmaları bir adım daha ileriye götürerek uzaya taşıyan teknolojiyle tanıştırmıştır Her alanda olduğu gibi Almanya öteden beri dünya insanlık bilim , teknoloji, sanat mirasının gübreli toprağı olmuşturAlmanyadaki bu varlıklı bilim ve teknoloji mirası İkinci Dünya Savaşı her tarafında insanlığı çok daha ileri taşıyacak sayısız gelişmeye de konut sahipliği etmiştir Her ne dek şavaşa ve dünya hakimiyetine dönük hümanist olmayan bir nitelik taşısa da daha önce de açıklama edildiği gibi şavaş her zaman bilimsel atılım ve ilerlemelerin taşıyıcı annesi olmuştur İkinci dünya savaşı boyunca teknolojiye, dolayısıyla insanlığa kazandırılan en büyük icatlardan biri de Roket ve füze teknolojisi alanında kaydedilen gelişmeler olmuştur
Almanyadaki Kariyeri
Roket ve füze teknolojisine yönelik keskin zekası ve birincil bakışta farkedilen dizginlenemeyen merakı von Braunu kısa zamanda Alman roket teknolojisinin başına getirmiştir 1932 ’den itibaren Silahlı Kuvvetler Silahlar Dairesi ’nde memur (Kummersdorf Test Merkezi) olarak çalışan von Braun birli yrıca sıvı füzelerin geliştirilmesinde öncü çalışmalarıyla o zamanın bütçesiyle çok büyük bir yatırım olan Peenemün test tesislerinde füze geliştirme teknik yöneticisi olarak çalıştı Bu çalışmalarının yanında Nazi Partisi ’ne girdi
Almanyada füze teknolojisi, von Braunun çalışmalarıyla daha önce hayal edilemeyen bir aşamaya ulaşmış, yapılan deneme ve çalışmalar savaşın Almanlar aleyhine gelişmesi sebebiyle sekteye uğramıştır Savaşın son yıllarında gerçekte de modern bir füzeye yaklaşan özelliklere sahip olan V12 roketleri savaşın fena gidişatının eseri olarak durmuş ve yılların birikimi olan bu incelemeler savaştan sonra Rus ve Amerikalıların yıllar süren çalışmalarından daha sonra istenilen seviyeye ulaşmıştır Alman askeri uzmanları savaşın kaderini değiştirecek Olağanüstü silahlar (Wonderwaffe) olarak baktıkları bu silahlar, altı yedi aylık zaman yetersizliğinin eseri olarak beklenen mucizeleri sağlayamamıştır
Savaşın Kaybedilmesi ve Von Braunun Abd Kariyeri
Savaşın Almanlar aleyhine gelişmesi bilindiği gibi Müttefikleri hayalleri büyüleyen Alman teknolojisini ve bu teknolojinin mucit ve mühendislerini ele geçirmeye karşın efsanevi operasyonlara sevk etmiştir Bu operasyonlar Ruslar ve Almanlar aralarında adeta bir yağmaya dönüşmüştür*Müttefik kuvvetler Almanya ’nın derinliklerine ilerledikçe Nazi ileri gelenleri bilim ekibinin düşmanın eline geçmemesi için Alman komandolar kadar korunan, Bavyera Alpleri ’nde, Oberammergau ’daki kasabaya trenle taşınmasını emretti Oysa, von Braun, ABD bombardıman uçaklarına kolay kasıt olacaklarını, bilim adamı grubununun yakın köylerin içine dağılmasını emretmesi için SS Binbaşısı Kummer ’i ikna etmeyi başardı*2 Mayıs 1945 tarihinde, ABD 44 Piyade Tümenine ait bir Amerikan birliğine yaklaşan von Braun ’un kardeşi ve arkadaşı roket mühendisi Magnus von Braun, bisiklet üzerinde ama bir askere yaklaştı ve kırık İngilizce ile seslenerek: “Benim adım Magnus von Braun Kardeşim V2 ’yi buluş etti Biz ayrılmak istiyoruz… dedi Teslimden sonra von Braun basına bir hitabe yaptı
Bilim adamı grubu daha sonra Nordhausen ’a aktarıldı ve ertesi gün güneybatı Witzenhausen ’de, Amerikan Bölgesinde ufak bir kasabadan terhis edildi Von Braun Kransberg Kalesi ’nde sorgulama merkezinde, Üçüncü Reich ekonomisinin elit, bilim ve teknoloji ABD ve İngiliz istihbarat yetkilileri tarafından sorguya alındı*Wernher von Braun, Amerikalıların kuytu Paperclip Harekâtı ile yüksek rütbeli egzersiz arkadaşları ile birlikte kaçırılarak ABD ’ye götürüldü Tüm Nazi geçmişi silindi ve 1955 yılında Amerikan vatandaşlığına geçirildi ABD ’de silah geliştirme çalışmalarına katıldı 1960 ’ta, Teksas ’da, Huntsville ’deki George C Marshall Space Flight Center ’in müdürü oldu ABD kıtalararası balistik füze programında ve Uzay Yarışı başladıktan daha sonra Amerikan uzay programında çalıştı Ay ’a insan gönderilmesini karşılayan Apollo projesinin roketi Saturn V, kendisi tarafından tasarlandı 1970 ’te NASA tasarlama Bölümü Başkanı oldu
Von Braunun Son Yılları
Wernher von Braun, NASA ’dan ayrıldıktan sonradan, 1 Temmuz 1972 tarihinde havacılık şirketi, Maryland, Germantown ’daki Fairchild Sanayi Mühendislik ve Geliştirme ’nin Başkan Yardımcısı oldu*1973 yılında, geçirdiği rutin sıhhat kontrolünde, sonraki yıllarda cerrahi ile kontrol edilemeyen böbrek kanseri saptandı Von Braun, insanlı uzay uçuşu ve roketler ile alaka yeni cins yetiştirmek için, kolej ve üniversitelerde konuşmalara gösteri edildi ve olası olduğu ölçüde kendi çalışmalarını sürdürdü
Von Braun, kurulmasına asistan olarak, Milli Uzay Enstitüsü, günümüzde Ulusal Uzay Derneği öncüsü olarak 1975 yılında bu kurumun ilk başkanı oldu 1976 yılında, Lutz Kayser, OTRAG CEO ’su bilimsel danışmanı oldu ve DaimlerBenz ’in idare heyeti üyeliğine getirildi Ancak, kötüleşen sağlığı sebebiyle 31 Aralık 1976 tarihinde Fairchild ’den emekliliğe zorlandı
Uzay Yolculuğunu Muhtemel Kılan Teknolojinin Macerası
Barutun icadıyla enerjinin daha etkin ve kontrollü kullanımı hertürden teknolojinin gücü olmuştur Füzelerin veya başka bir ifâdeyle roketlerin târihi, epeyce eskidir Târihte birincil füzeyi Çinlilerin 1200 yılları civârında yaptığı bilinmektedirÇinliler bu teknolojiyle daha çok ziyafet ve ağırlama kültürünü canlandırmaya çalışıyorlardı Çinliler, barutu kullanarak havai fişeğe benzeşen minik füzeler yapmışlardı Bu fişekler aynen günümüzün çağdaş füzeleri gibi gerilerinden ateş fışkırtarak uçuyorlar ve Çinlilerin bayram gecelerini süslüyorlardı Bu keşif, Araplara sonra da Avrupalılara geçmiştir
Çağdaş Füze ve Uzay Teknolojilerinin Evrimi
Tüm çağdaş füzelerin atası ve Ay ’a gönderilen Saturn V roketinin aracısız olarak öncüsüdür Alman Wehrmacht tarafından II Dünya Savaşı sırasında müttefik hedeflerine 3000 ’den fazla V2 ateşlenmiştir V2 ’lerin inşasında çalışırken 20000 kişi ölmüş, V2 ’ler ise 7000 kişiyi öldürmüştür

Füzelerin tarihi her ne değin antik medeniyetlere kadar dayandırılsa da reel ve bilimsel anlamda Füze teknolojisi Von Braunun V2 (Almanca: Vergeltungswaffe 2, kasıt: “İntikam silahı, resmî adı: Aggregat 4, kısaca: A4) füzeleriyle başlar Hitler´in ölümcül V 2 silahı menzili yerinde yerden atılırsa Londra´ya dek uzanabilen bir roketti Dönemi için bu silahı aslında kullanan Hitler´den başka diğer devletler silahın hayalini bile kuramıyordu Buluş fotoğraflarında gördükleri bazı roketlerin işlevsel olmadıklarını? maket olduklarını düşünüyorlardı Tabanca orta Almanya´daki bir kasaba olan Nordhausen kasabasında? bir madenden genişletilmiş yeraltı tesisinde üretiliyordu Gestapo tesisin inşası ve v2 üretimi için binlerce savaş esirini akıl almaz şartlarda çalıştırdı Üzeri çoğunlukla dama tahtası gibi kırmızı beyaz boyanırdı Menzili 300 km idi Fiziken 14 m uzunluğunda? 15 metre çapındaydı Tarihte öncelikle sıvı yakıtla çalışıyordu Nerede ise en ince ayrıntısına kadar kör bir silahtır Koskoca Londra şehrini bile bulduramayanları fazla olmuştur En Ince Ayrıntısına Kadar manuel hesaplar ve açılandırma ile? yere dikey rampalardan atılırdı Ama rokette o dönem için başka bir devrim olan 1 dakikalık radyo kontrolü vardır Kalkıştan daha sonra takriben 1 dakikalık süre boyunca roket karadan belli miktarda yönlendirilebilirdi Günümüz balistik roketlerinin atası olarak bilinmesi aslen en çok bu özelliğindendir Guided Missile uygulaması sayılır
Sıvı yakıtlı füzeler: ilk kez teorik olarak büyük füzeler için akıcı yakıta ihtiyâç olduğu belirlenmiştir Rus öğretmen Konstantin ETsiolkovsky (18571935)nin bu teorik çalışmasını Amerikan Robert Hutchings Goddard (18821945)ın denek çalışmaları tâkib etmiştir 1923teki Alman matematikçisi Hermann Oberth (1894 ); teorik çalışmaları yanında, 1929da Rudolf Nebel (1897 ), Klaus Riedel (19101944) isimli mühendisler ve Wernher von Braun (19121977) isimli öğrenci ile akıcı yakıt kullanan füze motoru üstünde çalışmalara başladı 1932de Almanya, füzenin askerî faydasını görerek, üzerinde araştırmalar yapmaya başladı Wernher von Braunun idâresinde kurulan laboratuvarda A1, A2 ve A3 isimli füzeler geliştirildi 8 m boyunda 75 cm çapında olan son füze, 800 kg civârında ve 1,5 tonluk bir itme gücüne sâhipti Önce A5 füzesi ve daha sonra geciken A4 füzesi denendi Üçüncü denemesi başarılı oldu Ama Adolf Hitler, bu füzelerin İngiltereye erişemeyeceğini düşünerek gelişmeyi desteklemeye yanaşmamıştı Bu zamâna kadar sıcacık kalan füze teknolojisi, İsveç kıyılarına vuran bir füze ile İngiltereye geçti
Londraya birincil füze, 8 Eylül 1944te Hollandadan atıldı V2 adıyla aşina bu füzenin 300 kilometrelik bir menzili vardı Devâmında 1300 füze Almanlar göre ateşlendi 1115i İngiltereye erişerek 2724 kişinin ölümüne sebeb oldu Harpten sonradan 80 civârındaki A4 füzesi ve Almanların füze işiyle uğraşan kurumunda çalışanlar, general Dornberger ve Dr Von Braun da dâhil edinmek üzere ABDye getirildi Füze teknolojisi geliştirilerek menzili uzatılmaya çalışıldı 1956 yılında 400 kmlik yüksekliğe erişen füzeler yapılmıştı giderken iki devreli füzeler yapıldı Küçük olan ikinci ateşleme kısmı büyük olan kısmın bitiminden daha sonra devreye girmekteydi 1957de ABD hava kuvvetleri, 1650 kilometreye erişen X17 füzesini ilerletti sonra dört devreli ve X 17nin üç katı yüksekliğine erişen füzeler yapıldı
Amerikan uzay füzeleri: Bunlardan küçüğü 24 m boyunda, 18 ton ağırlığında ve 450 tonluk itme gücüne sâhip Scout füzeleridir Bunu ThorAgena D ve Delta füzesi tâkib eder Delta 30 m boyunda 80 tona varan güce sâhiptir Titan füzeleri bir seri olup, bunlardan Titan IIIC iki koskocoman katı yakıt deposuna sâhiptir herkes 500 tonluk zor verebilecek kapasitededir Saturn seride daha kaslı itici güce sâhiptir Meselâ Saturn I 60 m yüksekliğinde, 500 tonluk bir ayrılma itici kuvvete sâhip füzedir Özellikle Von Braunun inşâ ettiği Uz füzeleri Aya gitmek için kullanılan Saturn füzelerinin temelini meydana getirmiştir Nitekim Almanyayı batıdan ve doğudan işgâl eden Amerikalılar ve Ruslar, Almanları füze endüstrilerinde çalıştırarak bugünkü dev uzay sanâyiini meydana getirmişlerdir Zamânımızda lüzum alışılmış, gerekse nükleer patlayıcı başlıklar içeren füzeler, büyük gelişmeler göstermesine karşın, füze denildiğinde akla daha fazla uzaya gönderilenleri gelmektedir Gerçekten de 20 yüzyılın son çeyreğinde harp başlığı taşıyan füzeler, dehşetli bir uçuş ve tahrip gücüne erişmişlerdir Amerikalıların orta menzilli nükleler başlık içeren ve hedefini bünyesindeki bilgisayar sâyesinde, pilotsuz bir uçak gibi bulan “zeki füze Cruiseleri ve Pershingleri ve Rusların SS20 füzeleri bunlardandır
Zeki füzeler diğerleri gibi hareketli bir noktanın tâkib ettiği yolda gitmemektedir Jet motoruyla donatılan füzeler, havadan, denizden ya da karadan kara hedeflerine dürüst fırlatılmaktadır İçinde bir pilot varmış gibi, dağıtılmış yükseklikler alarak çeşitli istikâmetlere doğru uçarak, radarlardan kaçabilmekte, böylece uzaktaki hedefini rahatlıkla vurabilmektedir Bu hareketinden dolayı hangi hedefe gönderildiği anlaşılamamaktadır Çok gelişmiş bir bilgisayar donanımına sâhiptir Tercon ismi bahşedilen elektronik tertibatı ile uçuş sırasında üzerinden geçtiği arâzinin topografyasını bilgisayardaki kayıtla karşılaştırmakta icabında gerekli rota düzeltmelerini yaparak hedefini arayıp bulmaktadır Hem, fırlatıldığı andan îtibâren uçuş yoluna rastlayan tabiî engelleri içine yerleştirilen sistemle görmekte, gerekli hesapları yaptıktan daha sonra, yönünü ayarlayabilmektedir On kilometrelik sahayı görerek zorunlu yöne dönebilmektedir
Uçaktan atıldıktan daha sonra, yere paralel olarak çeşitli yüksekliklerden uçabildiğinden, radarlar tarafından tesbit edilememektedir Önlerine meydana çıkan mânilerin üzerinden aşarak ya da dolanarak hedefe ulaşmaları mümkün olduğundan bütün isâbet sağlanmaktadırBuna karşılık insanoğlunu Aya götürmekte kullanılan Saturn roketleri, gerek motorlarının harikulade gücü ve gerekse büyüklükleriyle ne İkinci Dünyâ Savaşındaki V2 roketleriyle, ne de Cruise füzeleriyle kıyaslanabilir Apollo11 uzay aracını içeren Satürn5 roketi, 35 katlı binâ yüksekliğinde olup, motorlarının gücü New York gibi bir şehrin enerji ihtiyâcını karşılıyabilecek şekildedir Füzelerin alıştırma prensibi, en basit şekliyle, balon deneyiyle açıklanabilir Şişirip, elimizle ağzını tuttuğumuz bir balonu, özgürlük bırakırsak, hava kuvvetle ağzından çıkarak balonu ileriye iter Füzelerin çalışma şekli böyledir Bu çalışma şekli, füze motoru incelenirse daha kolay yapıda sayılabilirİki deposu vardır: Birincisi yakıt, ikincisi oksitleyici madde içindir Yakıt, oksitleyici madde yardımıyla yanma odasında yanarak gaz hâline gelir ve huni biçimindeki egzozdan dışarı fışkırarak, füzeyi ileri iter Özellikle uzaya gönderilen füzelerde yer alan oksitleyici maddenin önemli bir fonksiyonu vardır: Uzayın oksijensiz ortamında motoru ateşlemek Uzayda atmosferin, yâni havanın bulunmaması füzenin hareketi yönünden önemli bir menfaat da sağlar Yâni havanın yokluğu bir kayıp yok, tersine gelir olmaktadır Çünkü füze hareket ederken havanın direnci gibi bir güçlükle karşılaşmamaktadır Yukarıda da açıklandığı gibi füzeler katı yakıtlı ve değişken yakıtlı füzeler olmak üzere esas ikiye ayrılır Sıvı yakıtla çalışan motorlarda yakıt olarak çoğunlukla rafine edilmiş petrol (kerosen), oksitleyici olarak da istikrarsız oksijen kullanılmaktadır Kerosen kullanılmayıp, istikrarsız hidrojen kullanılabilir Yalnız akışkan hidrojenin*verimli olmasına karşılık, yanıcı özelliği güvenli olmayan olmaktadır Sıvı yakıtla çalışan füze motorlarının yapısı yukarıda îzâh edildiği gibidir Buna karşılık katı yakıtla çalışan füzelerin içi, içi çıkarılmış bir kurşun kaleme benzer Bu füzelerde vâsıtânın tüm gövdesi,*ayrıca yakıt deposu, ayrıca de yanma odası görevini görmektedir Katı yakıtlar, doğrusu ufak tânecikler hâlinde akıcı yakıttan diğer bir şey değildir Katı yakıtların enerjisi akıcı yakıta tarafından düşüktür Oysa füzenin içinde yıllardan beri saklanabilmekte ve derhâl harekete geçirilebilmektedir
Yakın zamanlarda nükleer güçle çalışan füzeler de yapılmıştır Özellikle, uzayda fazla uzaklara gönderilen insansız buluş araçları bu çeşitlilik füzelerle donatılmıştır Günümüzde uzay mekiği gibi karışık (kompleks) bir uzay gemisi yapılmasına karşın, yerçekiminin dev gücünün yenilmesi, yine füzelere ihtiyâç göstermekte ve füze teknolojisi süre geçtikçe gelişmektedir
Sonuç Olarak von Braun ve Uzay Macerası
Günümüzde uçakların gökyüzünde hiçbir sorunla karşılaşmadan her türlü hava koşullarında uçabilmesi, navigasyon teknolojileriyle dünyanın en ücra yerlerinin deha avuca sığan teknolojilerle bulunur ve ulaşılabilir olması , internet teknolojileri ve şaşılacak insansız araçlarla ilgili gelişmeler ve daha bağlantılı sayısız teknoloji günümüzde insanlığın hizmetine varlığını von Brauna borçludur
Litaratür:
http:trwikipediaorgwikiRoketvef%C3%BCzeteknolojisizaman%C3%A7izelgesi
http:wwwyeniansikloped…vernervon#ixzz2orzks9fj
http:wwwilkkimbulducomfuzeyikimbuldu
http:trwikipediaorgwikiWernhervonBraun
 
Üst Alt