urgot01
Yeni Üye
Günlük yaşamda birçok hastalık erken safhalarda belirti göstermediğinden sinsi bir şekilde ilerleme kaydedebilir. Bu hastalıklar bazen kendi kendine iyileşme gösterebilirken bazı durumlarda da daha ciddi sorunlara yol açabilir. Bu hastalıklardan birisi de vaskülitdir. Vaskülitin farklı birçok türü vardır ve bu türlerden bir kısmı erken safhada belirti göstermez. Bu nedenle hastaların bir kısmı çok ileri düzeye gelmediği sürece hastalıklarından haberdar değillerdir. İlerleyen hastalıklarında tedavisinin zor olduğu gibi vaskülitin de bazı türlerinin ilerlemesi hastaların yaşamını tehlikeye atabilir. Bunun önüne geçilebilmesi için vaskülitin belirtilerinin ne olduğunun iyi bilinmesi gerekir. Ancak hepsinden önce vaskülit nedir, nedenleri nelerdir ve hangi tür belirtilere yol açar sorularının cevaplanması gerekir.
Vaskülit nedir?
Vaskülit, kan damarlarında iltihaba neden olan farklı birkaç durumun genel adıdır. Bu duruma aynı zamanda anjiyit ya da arterit de denilir. Vaskülit damarlarda veya arterlerde meydana gelebilir ve birçok farklı türü vardır. Türler arasında belirtiler ve nedenler farklılık gösterir. Vaskülitin birçok türü çok nadirdir ve hangi nedenden dolayı ortaya çıktığı bilinmez. Her yaştan ve cinsiyetten insanda görülme olasılığı vardır. Ancak hastalığın bazı türleri yalnızca belli gruptaki insanları etkiler. Kawasaki olarak bilinen hastalık yalnızca çocuklarda görülürken, dev hücreli arterit olarak adlandırılan hastalık ise yalnızca 50 yaş üstü bireylerde görülür. Vaskülit, akciğerler, sinirler ve deri gibi vücuttaki tüm dokulara kalitesiz kan akışına neden olur. Bu nedenle hastalık vücudun birçok bölgesini etkileyebilir. Akciğerleri ve nefes borusunu etkilemesi halinde nefes darlığı ve öksürük, diğer dokuları etkilemesi halinde ise el veya ayaklarda uyuşma ile güçsüzlük, deride ise kırmızı leke oluşmasını tetikleyebilir. Vaskülitin böbrekleri etkilemesi çok riskli durumlara yol açar. Çünkü başlangıçta hastalık herhangi bir belirti göstermez ama ilerleyen süreçte hastanın durumu daha ciddi bir hal alabilir.
Vaskülit belirtileri nelerdir?
Vaskülitin türüne göre belirtileri değişiklik gösterir. Bazı vaskülit hastalıkları hiçbir belirti göstermezken bazıları hastalarda çok ciddi sorunlara yol açabilir. Ancak genel olarak birkaç belirti birçok vaskülit hastalığında ortaktır.
Vaskülit nedenleri nelerdir?
Vaskülitin kesin nedeni henüz tam olarak anlaşılabilmiş değildir. Hastalığın bazı türleri hastanın genetik kodlarıyla alakalı olabilir. Diğer bir kısım hastada ise bağışıklık sisteminin kan damarı hücrelerine saldırması sonucu ortaya çıkar. Çoğu zaman bunun altında yatan başka neden vardır. Hepatit B ve C gibi enfeksiyonlar bağışıklık sisteminin kan hücrelerine saldırmasına neden olabilir. Kan kanserleri, romatoid artrit, lupus ve skledorma gibi bağışıklık sistemi hastalıkları ile bazı ilaçların yan etkileri olarak da vaskülit görülebilir. 50 yaş üstü bireylerde dev hücreli arterit görülme olasılığı daha fazladır. 5 yaşından küçük çocuklarda ise Kawasaki hastalığı görülme olasılığı yüksektir. Behçet hastalığı ve diğer vaskülit hastalıklarla ilgili geçmişi olan ailelerde bu hastalık daha yaygındır. Ayrıca kokain kullanmak, 45 yaşından küçük bireyler için yoğun sigara kullanımı ve Buerger hastalığı vaskülit riskini artırabilir. Hidrain, allopurinol, minosikline ve propilthiourasil gibi ilaçlar tarafından vaskülit tetiklenebilir. Bağışıklık sisteminin zayıf olması da vaskülitin ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Buerger hastalığı erkeklerde daha sık görülürken dev hücreli arterit hastalıkları ise kadınlarda daha yaygındır.
Vaskülit hastalık çeşitleri nelerdir?
Vaskülit meydana geldiği bölgede farklı hastalıklara neden olur. Aort gibi en büyük arterlerde ortaya çıkması halinde Spondilerrodepatilerde, Cogan Sendromu, Arotitte Dev Hücreli Arterit, Takayasu Arterit ve İzole Aortit gibi hastalıklar ortaya çıkar. Orta büyüklükteki damarlardaki vaskülit Kawasaki ve Poliarteritis Nodosa hastalığına sebep olur. Küçük ve orta büyüklükteki damarlarda meydana gelmesi halinde Granülomatozis ile Polyangiitis, Mikroskobik Polyangiitis Eozinofilik Granülomatozis, Polyangiit (Churg-Strauss ) ve Santral Primer Anjiyit hastalıklarına neden olur. Vaskülitin daha küçük boyutlu damarları etkilemesi halinde Romatoid Artrit, Sistemik Lupus Eritematosus ve Sjögren Sendromu, Kriglobulinemik Vaskülit, Anti-GBM Hastalığı (Goodpasture's), IgA Vasküliti (Henoch-Schönlein) hastalıkları oluşabilir. Çeşitli boyutlarda damarları etkilemesi halinde ise Behçet Hastalığı ve Polikondrit hastalıkları ortaya çıkabilir.
Vaskülit tanısı nasıl konulur?
Vaskülit tanısı konulabilmesi için fiziksel muayene ve laboratuvar testlerinin birlikte yapılması gerekir. Yapılan en yaygın testler biyopsi ve anjiyografidir. Biyopsi ile mikroskop altında incelenmek üzere vaskülitin bulunduğundan şüphelenilen alandan cerrahi olarak bir parça alınır. Laboratuvar ortamında bu parça incelenerek hastalık hakkında fikir edinilir. Kan damarlarındaki anormallikleri aramak için ise anjiyografi yapılır. X-ray ışınları ile damarlar görüntülenerek hastalığın tanısının konulması amaçlanır. Ayrıca tam kan sayım testleri de yapılarak sonuçların değerlendirilmesi de gerekir. Etkilenen damar türüne göre doktorlar vaskülitin türünü teşhis ederler. Küçük damarları etkileyen vaskülitleri bulmak için deri ve böbreklere biyopsi uygulanır. Orta büyüklükteki damarlarda teşhis yapmak amacıyla deri, sinir ve beyinde biyopsi uygulanır. Bununla birlikte anjiyografi de uygulanabilir. Dev hücreli arteritin tespiti için ise genellikle kafa derisinde alınan biyopsinin incelenmesi gerekir. Böylece hastalığın türü tespit edilir.
Vaskülit tedavi yöntemleri nelerdir?
Vaskülitin tedavisinin yapılabilmesi için öncelikli olarak türünün doğru olarak teşhis edilmesi gerekir. Ancak bu şekilde etkili bir tedavi yöntemi uygulamak mümkün olur. Steroidler, vaskülitin birçok türünün tedavisi için önemli yer tutar. Tedavinin uzunluğu ve dozu hastalığın hangi düzeyde olduğu ve türüyle ilgilidir. Bu ilaçlar iltihabın azaltılmasına yardımcı olur ancak uzun süreli kullanımda yan etkilerinin olma olasılığı yüksektir. Bazı durumlarda ise bağışıklık baskılayıcı ilaçlarla da tedavi yürütülebilir. Buna steroid tutumlu tedavi de denilir. Siklofosfamid bu ilaçlar arasında en yaygın ve güçlü olanıdır. En ciddi vaskülit türlerinin tedavisinde bu tür ilaçlardan faydalanılır. Çok ciddi olmayan vaskülit hastalıkları için ise yine dozu daha az olan bağışıklık baskılayıcı ilaçlar ile tedavi mümkündür. Şiddetli vaskülitin verdiği hasarlar ise bazı durumlarda yalnızca cerrahi müdahale ile düzeltilebilir. Bu operasyonların en yaygınları arasında bypass greftleme vardır. Yöntemin amacı tıkanan kan damarının etrafından kan akışının sağlanmasını içerir. Hastalığın nerede olduğuyla ilgili olarak sinüs cerrahisi veya böbrek nakli de uygulanan cerrahi yöntemler arasındadır.
Eğer siz de vaskülit türlerinden herhangi birinin belirtilerini gösteriyorsanız en kısa süre içerisinde muayene olarak tedavinize başlayabilirsiniz. Böylece hastalığınızı daha geniş alanları etkilemeden tedavi ettirebilir ve sağlıklı bir yaşam sürebilirsiniz.
Vaskülit nedir?
Vaskülit, kan damarlarında iltihaba neden olan farklı birkaç durumun genel adıdır. Bu duruma aynı zamanda anjiyit ya da arterit de denilir. Vaskülit damarlarda veya arterlerde meydana gelebilir ve birçok farklı türü vardır. Türler arasında belirtiler ve nedenler farklılık gösterir. Vaskülitin birçok türü çok nadirdir ve hangi nedenden dolayı ortaya çıktığı bilinmez. Her yaştan ve cinsiyetten insanda görülme olasılığı vardır. Ancak hastalığın bazı türleri yalnızca belli gruptaki insanları etkiler. Kawasaki olarak bilinen hastalık yalnızca çocuklarda görülürken, dev hücreli arterit olarak adlandırılan hastalık ise yalnızca 50 yaş üstü bireylerde görülür. Vaskülit, akciğerler, sinirler ve deri gibi vücuttaki tüm dokulara kalitesiz kan akışına neden olur. Bu nedenle hastalık vücudun birçok bölgesini etkileyebilir. Akciğerleri ve nefes borusunu etkilemesi halinde nefes darlığı ve öksürük, diğer dokuları etkilemesi halinde ise el veya ayaklarda uyuşma ile güçsüzlük, deride ise kırmızı leke oluşmasını tetikleyebilir. Vaskülitin böbrekleri etkilemesi çok riskli durumlara yol açar. Çünkü başlangıçta hastalık herhangi bir belirti göstermez ama ilerleyen süreçte hastanın durumu daha ciddi bir hal alabilir.
Vaskülit belirtileri nelerdir?
Vaskülitin türüne göre belirtileri değişiklik gösterir. Bazı vaskülit hastalıkları hiçbir belirti göstermezken bazıları hastalarda çok ciddi sorunlara yol açabilir. Ancak genel olarak birkaç belirti birçok vaskülit hastalığında ortaktır.
- Ateş,
- Baş ağrısı,
- Yorgunluk ve halsizlik,
- Kilo kaybı,
- Genel ağrılar ve eklem ağrıları en yaygın belirtiler arasındadır.
Vaskülit nedenleri nelerdir?
Vaskülitin kesin nedeni henüz tam olarak anlaşılabilmiş değildir. Hastalığın bazı türleri hastanın genetik kodlarıyla alakalı olabilir. Diğer bir kısım hastada ise bağışıklık sisteminin kan damarı hücrelerine saldırması sonucu ortaya çıkar. Çoğu zaman bunun altında yatan başka neden vardır. Hepatit B ve C gibi enfeksiyonlar bağışıklık sisteminin kan hücrelerine saldırmasına neden olabilir. Kan kanserleri, romatoid artrit, lupus ve skledorma gibi bağışıklık sistemi hastalıkları ile bazı ilaçların yan etkileri olarak da vaskülit görülebilir. 50 yaş üstü bireylerde dev hücreli arterit görülme olasılığı daha fazladır. 5 yaşından küçük çocuklarda ise Kawasaki hastalığı görülme olasılığı yüksektir. Behçet hastalığı ve diğer vaskülit hastalıklarla ilgili geçmişi olan ailelerde bu hastalık daha yaygındır. Ayrıca kokain kullanmak, 45 yaşından küçük bireyler için yoğun sigara kullanımı ve Buerger hastalığı vaskülit riskini artırabilir. Hidrain, allopurinol, minosikline ve propilthiourasil gibi ilaçlar tarafından vaskülit tetiklenebilir. Bağışıklık sisteminin zayıf olması da vaskülitin ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Buerger hastalığı erkeklerde daha sık görülürken dev hücreli arterit hastalıkları ise kadınlarda daha yaygındır.
Vaskülit hastalık çeşitleri nelerdir?
Vaskülit meydana geldiği bölgede farklı hastalıklara neden olur. Aort gibi en büyük arterlerde ortaya çıkması halinde Spondilerrodepatilerde, Cogan Sendromu, Arotitte Dev Hücreli Arterit, Takayasu Arterit ve İzole Aortit gibi hastalıklar ortaya çıkar. Orta büyüklükteki damarlardaki vaskülit Kawasaki ve Poliarteritis Nodosa hastalığına sebep olur. Küçük ve orta büyüklükteki damarlarda meydana gelmesi halinde Granülomatozis ile Polyangiitis, Mikroskobik Polyangiitis Eozinofilik Granülomatozis, Polyangiit (Churg-Strauss ) ve Santral Primer Anjiyit hastalıklarına neden olur. Vaskülitin daha küçük boyutlu damarları etkilemesi halinde Romatoid Artrit, Sistemik Lupus Eritematosus ve Sjögren Sendromu, Kriglobulinemik Vaskülit, Anti-GBM Hastalığı (Goodpasture's), IgA Vasküliti (Henoch-Schönlein) hastalıkları oluşabilir. Çeşitli boyutlarda damarları etkilemesi halinde ise Behçet Hastalığı ve Polikondrit hastalıkları ortaya çıkabilir.
Vaskülit tanısı nasıl konulur?
Vaskülit tanısı konulabilmesi için fiziksel muayene ve laboratuvar testlerinin birlikte yapılması gerekir. Yapılan en yaygın testler biyopsi ve anjiyografidir. Biyopsi ile mikroskop altında incelenmek üzere vaskülitin bulunduğundan şüphelenilen alandan cerrahi olarak bir parça alınır. Laboratuvar ortamında bu parça incelenerek hastalık hakkında fikir edinilir. Kan damarlarındaki anormallikleri aramak için ise anjiyografi yapılır. X-ray ışınları ile damarlar görüntülenerek hastalığın tanısının konulması amaçlanır. Ayrıca tam kan sayım testleri de yapılarak sonuçların değerlendirilmesi de gerekir. Etkilenen damar türüne göre doktorlar vaskülitin türünü teşhis ederler. Küçük damarları etkileyen vaskülitleri bulmak için deri ve böbreklere biyopsi uygulanır. Orta büyüklükteki damarlarda teşhis yapmak amacıyla deri, sinir ve beyinde biyopsi uygulanır. Bununla birlikte anjiyografi de uygulanabilir. Dev hücreli arteritin tespiti için ise genellikle kafa derisinde alınan biyopsinin incelenmesi gerekir. Böylece hastalığın türü tespit edilir.
Vaskülit tedavi yöntemleri nelerdir?
Vaskülitin tedavisinin yapılabilmesi için öncelikli olarak türünün doğru olarak teşhis edilmesi gerekir. Ancak bu şekilde etkili bir tedavi yöntemi uygulamak mümkün olur. Steroidler, vaskülitin birçok türünün tedavisi için önemli yer tutar. Tedavinin uzunluğu ve dozu hastalığın hangi düzeyde olduğu ve türüyle ilgilidir. Bu ilaçlar iltihabın azaltılmasına yardımcı olur ancak uzun süreli kullanımda yan etkilerinin olma olasılığı yüksektir. Bazı durumlarda ise bağışıklık baskılayıcı ilaçlarla da tedavi yürütülebilir. Buna steroid tutumlu tedavi de denilir. Siklofosfamid bu ilaçlar arasında en yaygın ve güçlü olanıdır. En ciddi vaskülit türlerinin tedavisinde bu tür ilaçlardan faydalanılır. Çok ciddi olmayan vaskülit hastalıkları için ise yine dozu daha az olan bağışıklık baskılayıcı ilaçlar ile tedavi mümkündür. Şiddetli vaskülitin verdiği hasarlar ise bazı durumlarda yalnızca cerrahi müdahale ile düzeltilebilir. Bu operasyonların en yaygınları arasında bypass greftleme vardır. Yöntemin amacı tıkanan kan damarının etrafından kan akışının sağlanmasını içerir. Hastalığın nerede olduğuyla ilgili olarak sinüs cerrahisi veya böbrek nakli de uygulanan cerrahi yöntemler arasındadır.
Eğer siz de vaskülit türlerinden herhangi birinin belirtilerini gösteriyorsanız en kısa süre içerisinde muayene olarak tedavinize başlayabilirsiniz. Böylece hastalığınızı daha geniş alanları etkilemeden tedavi ettirebilir ve sağlıklı bir yaşam sürebilirsiniz.