Son Konu

Yahya Kemal Beyatlı Şiirleri

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
31
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Yahya Kemal Beyatlı Unlu Şiirleri



Yahya Kemal Beyatlı Guzel Şiirleri

AKINCILAR

Bin atlı akınlarda cocuklar gibi şendik
Bin atlı o gun dev gibi bir orduyu yendik

Haykırdı ak tolgalı beylerbeyi ilerle
Bir yaz gunu gectik tunadan kafilelerle

Şimşek gibi atıldık bir semte yedi koldan
Şimşek gibi Turk atlarının gectiği yoldan

Bir gun yine doludizgin atlarımızla
Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla

Cennette bu gun gulleri acmış goruruzde
Hala o kızıl hatıra gitmez gozumuzde

Bin atlı akınlarda cocuklar gibi şendik
Bin atlı o gun dev gibi bir orduyu yendik


EYLUL SONU

Gunler kısaldı Kanlıca'nın ihtiyarları
Bir bir hatırlamakta gecen sonbalarları

Yalnız bu semti sevmek icin omrumuz kısa
Yazlar yavaşca bitmese, gunler kısalmasa

İctik bu nadir icki'yi yıllarca kanmadık
Bir boyle zevke tek bir omur yetmiyor, yazık!

Olmek kaderde var, bize urkuntu vermiyor;
Lakin vatandan ayrılışın ıztırabı zor

Hic donmemek olum gecesinden bu sahile,
Bitmez bir ozleyiştir, olumden beter bile





GECMİŞ YAZ
Ruya gibi bir yazdı Yarattın hevesinle
Her anını, her rengini, her şiirini hazdan
Hala doludur bahceler en tatlı sesinle!
Bir gun, bir uzak hatıra ozlersen o yazdan

Korfezdeki dalgın suya bir bak, goreceksin:
Gecmiş gecelerden biri durmakta derinden;
Mehtap iri guller ve senin en guzel aksin
Velhasıl o ruya duruyor yerli yerinde!





HAZAN BAHCELERİ

Kalbim yine uzgun, seni andım da derinden
Gectim yine dun eski hazan bahcelerinden
Yorgun ve kırılmış gibi en ince yerinden
Gectim yine dun eski hazan bahcelerinden

Senden boşalan bağrıma gozyaşları dolmuş
Gordum ki yazın bastığımız otları solmuş
Son demde bu mevsim gibi benzimde kul olmuş
Gectim yine dun eski hazan bahcelerinden






OZLEYEN

Gonlumle oturdum da huzunlendim o yerde,
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz gunleri nerde!
Dağlar ağarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin ağaran dağları nerde!

Akşam, guneş artık deniz ufkunda silindi,
Hulya gibi yalnız gezinenler koye indi
Ben kaldım, uzaklarda gunun sesleri dindi,
Gonlumle, hayalet gibi, ben kaldım o yerde





SES

Gunlerce ne gordum ne de kimseye sordum,
'Yarab! hele kalp ağrılarım durdu!' diyordum
His var mı bu alemde nekahat gibi tatlı
Gonlum bu sevincin heyecanıyla kanatlı
Bir taze bahar alemi seyretti felekte,
Mevsim mutehayyil, vakit akşamdı Bebek'te,
Akşam! Lekesiz,,saf, iyi bir yuz gibi akşam!
Ta karşı bayırlarda tutuşmuş iki uc cam;
Sakin koyu,şen cepheli kasrıyle Kucuksu,
Ardında vatan semtinin ormanları kuytu;
Bir neşeli hengamede cepcevre yamaclar
Hep aynı tehassusle meyillenmiş ağaclar
Dalgın duyuyor ruzgarın ahengini dal dal
Baktım suzulup gecti acıktan iki sandal
Bir lahzada bir pancur acılmış gibi yazdan
Bir bestenin engin sesi yukseldi boğazdan
Coşmuş yine bir aşkın uzak hatırasıyla,
Aksetti uyanmış tepelerden sırasıyla,
Dağ dağ o guzel ses butun etrafı gezindi:
Gormuş ve gecirmiş denizin kalbine sindi
Ani bir uzuntuyle bu ruyadan uyandım
Tekrar o alev gomleği giymiş gibi yandım,
Her yerden o,hem aynı bakış ,aynı emelde,
Bir kanlı gul ağzında ve mey kasesi elde;
Her yerden o, hem aynı guzellikte gorundu,
Sandım bu biten gun beni ram ettiği gundu





SESSİZ GEMİ

Artık demir almak gunu gelmişse zamandan,
Mechule giden bir gemi kalkar bu limandan

Hic yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Gunlerce siyah ufka bakar gozleri nemli

Bicare gonuller Ne giden son gemidir bu
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu

Dunyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki, giden sevgililer donmeyecekler

Bir cok gidenin her biri memnun ki yerinden
Bir cok seneler gecti; donen yok seferinden





TERCİH

Dunyada ne ikbal ne servet dileriz
Hatta ne de ukbada saadet dileriz
Aşkın gul acan bulbul oten vaktinde
Yaranla tarab yar ile vuslat dileriz




VUSLAT

Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Omrun butun ikbalini vuslatta duyanlar,
Bir hazzı tukenmez gece sanmakla zamanı,
Gormezler ufuklarda, şafak soktuğu anı

Gordukleri ru'ya ezeli bahcedir aşka;
Her mevsimi bir yaz ve esen ruzgarı başka
Bulbulden o eğlencede feryad işitilmez;
Gul solmayı; mehtab, azalıp gitmeyi bilmez

Gok kubbesi her lahza, butun gozlere mavi
Zenginler o cennette fakirlerle musavi;
Sevdaları hulyalı havuzlarda serinler,
Sonsuz gibi, bir fiskiye ahengini dinler

Bir ruh, o derin bahcede bir defa yaşarsa
Boynunda O'nun kolları, koynunda O varsa,
Dalmışsa O'nun saclarının rayihasiyle,
Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle

Yıldızları, boydan boya doğmuş gibi, varlık
Bir mucize halinde o gozlerdendir artık
Kanmaz, en uzun buseye, optukce susuzdur
Zira, susatan zevk, o dudaklardakı tuzdur

İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan
Bir sır gibidir azcok ilah olduğumuzdan
Onlar ki bu guller tutuşan bahcededirler
Bir gun nereden hangi tesadufle gelirler?

Aşk, onları sevkettiği gunlerde, kaderden
Ruzgar gibi bir sevk alır, oldukları yerden
Geldikleri yol, omrun ışıktan yoludur o!
Alemde bir akşam ne semavi koşudur o!

Dort atlı o gerdune, gelirken dolu dizgin,
Sevmiş iki ruh ufku gorurler daha engin,
Simaları her lahza parıldar bu zeferle;
Gok, her tarafından, donanır meş'alerle!

Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Varlıkta butun zevki o cennette duyanlar
Dunyayı unutmuş bulunurken o sularda,
Zalim saat ihmal edilen vakti calar da

Bir an uyanırlarsa leziz uykulardan,
Baştanbaşa, heryer kesilir kapkara, zindan
Bir faciadır boyle bir alemde uyanmak
Gunden gune, hicranla bunalmış gibi, yanmak

Ey tali! Olumden ne beterdir bu karanlık!
Ey aşk! O gonuller sana maloldular artık!
Ey vuslat! O aşıkları efsuna ramet!
Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et!




BİR BAŞKA TEPEDEN

Sana dun bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Gormedim gezmediğim, sevmediğim hicbir yer
Omrum oldukca gonul tahtına keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir omre değer

Nice revnaklı şehirler gorunur dunyada,
Lakin efsunlu guzellikleri sensin yaratan
Yaşamıştır derim en hoş ve uzun ruyada
Sende cok yıl yaşayan, sende olen, sende yatan




Duyuş ve Duşunuş

Sevdiklerim gocup gidiyorlar birer birer
Ay gecmiyor ki almayayım gamlı bir haber

Kalbim zaman zaman bu haberlerle burkulu;
Zihnim duşunceden dağınık, gozlerim dolu

Kaybetti asrımızda olum eski huznunu,
Lakayd olan muhimsemiyor gamlı bir gunu

Cok şey bilen diyor:'Gidecek her gelen nesil
Ey sadedil Bu bahsi hayatında boyle bil

Hic durmadan, hayat oğutur devreden bu cark,
Olmek sırayladır, sıralanmakta varsa fark

İlmin derin goruşleri, aklın hukumleri
Doldurmuyor boşalmış olan hisli bir yeri





Mehlika Sultan

Mehlika Sultan'a aşık yedi genc
Gece şehrin kapısından cıktı
Mehlika Sultan'a aşık yedi genc
Kara sevdalı birer aşıktı

Bir hayalet gibi dunya guzeli
Girdiğinden beri ru'yalarına;
Hepsi meşhur, o muamma guzeli
Gittiler gormeye Kaf dağlarına

Hepsi, sırtında aba, gunlerce
Gittiler icleri hicranla dolu;
Her gunun ufkunu sardıkca gece
Dediler: ''Belki bu son akşamdır''

Bu emel gurbetinin yoktur ucu;
Daima yollar uzar, kalp uzulur:
Omru oldukca yurur her yolcu,
Varmadan menzile bir yerde olur

Mehlika'nın kara sevdalıları
Vardılar cıkrığı yok bir kuyuya,
Mehlika'nın kara sevdalıları
Baktılar korkulu gozlerle suya

Gorduler: ''Aynada bir gizli cihan
Ufku cepcevre olum servileri''
Sandılar doğdu icinden bir an
O, uzun gozlu, uzun saclı peri

Bu hazin yolcuların en kucuğu
Bir zaman baktı o viran kuyuya
Ve neden sonra gumuş bir yuzuğu
Parmağından sıyırıp attı suya

Su cekilmiş gibi ru'ya oldu!
Erdiler yolculuğun son demine;
Bir hayal alemi peyda oldu
Goctuler hep o hayal alemine

Mehlika Sultan'a aşık yedi genc
Seneler gecti, henuz gelmediler;
Mehlika Sultan'a aşık yedi genc
Oradan gelmeyecekmiş dediler!
 
Üst Alt