Türk Dil Kurumu öfkenin sözcük tanımını engellenme, incinme gibi durumlarda kişinin gösterdiği saldırganlık ve hışım olarak tanımlamıştır. Öfke aynı zamanda engellenme durumuna ve karşılanmamış beklentilere tepki olarak tanımlanır. Kişilerin fiziksel yapısı ve kişiler arası iletişimi, öfkenin sağlıklı şekilde ele alınmasında çok önemli iki etkendir.
Öfke insanlar tarafından olumsuz durumlarda yaşanan anksiyeteyi bastırmak için kullanılır. Kızgınlıkların ifade edilmesi engellenirse öfke oluşur, öfkeye eşlik eden duygular hiddet, gücenme, üzüntü, utanç ve suçluluktur. Öfke doğru ifade edildiğinde sağlıklı ve doğal bir duygudur fakat kontrolden çıkarsa okul hayatı, iş hayatı, kişisel ilişkiler ve genel yaşamda yıkıcı hale dönüşür ve öfke kişisel ve sosyal problemlerin merkezinde görülür.
Bütün bu tanımlar ve ifadelerin çoğu öfkeyi negatif bir duygu olarak tanımlasalar dan kuramcıların büyük bir kısmı da öfkenin kendisinin değil ifade ediliş biçiminin bir sorun ve ifade ediliş biçiminin negatif olduğunu savunmaktadır.
Birçok canlı kendine yönelik tehditlere karşı uyarılırsa yaşamını sürdürebilir. Canlı kendisini koruyup, hayatta kalırsa türünü sürdürebilir ve bunun için saldırgan davranışlar göstermesi gerekir. Yani öfke bir yandan kişiyi problem olduğuna dair uyarırken diğer yandan kendine zarar veren ve saldırgan davranışları ortaya çıkarır.
Öfke sağlıksız ve zarar verici gözükse de aslında sağlıklı ve herkesin yaşadığı bir duygudur. Kişiler öfkenin sonuçları dolayısı ile öfkeden korkmakta ve öfkeyi göstermekten çekinmektedirler. Öfkenin içe atılması bireylerde zarara sebep olmaktadır. Bu sebeple kişilerin öfke duygusunu tanıması, kontrol etmesi ve uygun zamanda uygun kişiye yöneltmesi önemlidir.
Öfke sonucunda ortaya çıkan enerji, karşılaşılan engelleri aşmak için kişilerin güçlülük ve üstünlük gibi düşüncelerini harekete geçirir. Olumlu öfke enerji vererek kişileri harekete geçirir ve insanlara değişim için motivasyon kaynağı olur.
Neden Öfkeleniriz?
Yapılan çalışmalarda öfkeyi ortaya çıkaran 10 faktör bulunmuştur. Bunlar;
-
Her şeyi en iyi bildiğini iddia eden ve diğer görüşleri umursamayan kişiler -
Yalan söylenmesi, iftira atılıp kötü davranılması -
Aşağılanma ve küçük düşürülme -
Aptal ve düşüncesiz davranışlar -
Dalga geçilmesi -
Kişilerin planlarının başka insanlar tarafından bozulması -
Başkalarının söylenmesi, bağırması ve çatışma yaratılması -
Fiziksel saldırı ve taciz durumları -
Çevresel ve nedeni belirsiz durumlar yüzünden engellenme -
İnsanlara ait eşyaların çalınması, parçalanması veya yerinin değiştirilmesi gibi durumlar öfkelenme sebebi olarak bulunmuştur.
İnsanlar öfkelerini 3 farklı yolla ifade ederler, öfkeyi içe atmak, öfkeyi dışa yöneltmek ve öfkeyi kontrol etmek.
Öfkenin içe atılması, kişinin öfkesini bastırması durumudur. Bu anlık öfkeyi kontrol altına almak gibi görülse de sonucu kişiye en fazla zarar veren öfke ifadesi içe atmaktır. Öfkeyi içe atan kişi öfkeye sebep olan durum hakkında konuşmaz ve bu yüzden soruna çözüm bulamaz. Öfkeye sebep olan durum hakkında konuşulmazsa kişi kırgınlık ve gücenme ile yaşamaya başlar ve zamanla öfkesi artarken kin duygusu da onunla artmaya devam eder. Bu öfke ifade yolu kişiler arası ilişkileri bozmaktadır.
Öfkenin dışa vurumu kişinin öfkesini diğer şeylere yansıtması ve bu durumun düşmanlık ve kızgınlığa dönüşmesidir. Günlük hayatta öfkenin dışa vurumu için insanlar saldırgan davranışları tercih ederler. Kişi öfkesini dışa vurmak istediğinde karşısındakini küçük düşürmek, kırmak, alay etmek ve kaba davranmak gibi yöntemleri kullanır.
Öfkenin kontrol edilmesi sanıldığı gibi öfkeyi bastırma veya tepkisiz kalma anlamına gelmemektedir. Aksine kişinin iletişim becerileri veya sorun çözme becerilerini kullanması anlamına gelmektedir. Öfkeyi tanımak onunla baş etmekte önemli bir faktördür. Öfke iletişimi engelleyebilir, bu yüzden sakin ve sabırlı bir tutum gerginliği ve öfkeyi azaltabilecek yapıcı bir davranıştır. Kişinin öfkesini kontrol etmesinin yolu, sorunu ertelemektir.
Kişi öfkelendiği konuyu sakinleşeceği zamana kadar erteleyebilirse, o konu hakkında sağlıklı kararlar verebilir bu yüzden kişinin kendine zaman tanıması en doğrusudur. Aynı zamanda kişi öfkelendiği anda neden ve neye sinirli olduğu hakkında düşünebilirse, değer verdiği hangi ilkesinin çiğnendiğini görerek bu konunun kızmaya değer olup olmadığını gözden geçirebilir. “Dur-Düşün-Tepki Ver” ilkesini uygulayabilen kişiler düşünmeden hareket etmeyecekleri için hata yapma olasılıkları azalır.
Öfke kişinin aile ve sosyal hayatına çok fazla zarar vermekte ve sağlıklı iletişimi engellemektedir. Öfkeli kişinin ailesi ve arkadaşları öfke anlarında kişiden uzaklaşmalı ve iki tarafta karşılıklı olarak sakinleşip düşünmek için kendine zaman tanımalıdır.
Öfke kontrolü ile ilgili bilinen pek çok yöntem vardır ve bu yöntemlerin etkileri kişiden kişiye farklılık gösterir. Kişi kendi kişiliğine ve yaşam stiline uygun bir yöntem belirlemelidir. Seçilen yöntemin kişinin yaşamına ekstra sıkıntı getirmemesi önemli bir faktördür. Öfke kontrol yöntemi öncelikle kişiyi tanımak ve öfkeyi anlamakla gerçekleşir. Bu sebeple öfke problemi yaşayan insanlar bu konuyu bir psikolog ile ele almalıdır.
Terapide öfke kontrol için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır özellikle kışkırtmanın tanımlanması önemli bir faktördür. İnsanların onları kışkırtan durumları bilmesi ve anlaması bunlardan uzak durabilmesini sağlar ve bunun için onları kışkırtan durumlar ve bunların sebepleri derinlemesine araştırılmalıdır.
Terapide kullanılan yöntemlerden bir diğeri ise Biofeedback yöntemidir. Bu yöntemde birey vücudunun öfke anındaki tepkisini anlayarak bunu düşünce, davranış değişimi ve fiziksel uyarılmayı azaltma gibi şeyler için ipucu olarak kullanabilir. Terapide kullanılan bir diğer yöntem ise öfke anında eskiden gerçekleştirilen olumsuz davranışların olumlu olanlar ile değiştirilmesi ve öfkenin ABC yönteminin öğrenilmesi öfke kontrolünü sağlayan elementlerdendir. Öfkenin ABC yöntemi kişinin öfkelenmesine yol açan sebepleri, davranışları ve sonuçları gözden geçirmeye yarayan bir yöntemdir.
Kişileri kışkırtan olaylara farklı açıklamalar bulmak ve bakış açılarını değiştirmek olaylara daha doğru tepkiler verebilmeyi beraberinde getirir.
Öfke kişilerde saldırganlığa dönüştüğünde, kişiler arası ilişkilerini etkilediğinde ve öfke sağlıksız öfke ifade yöntemlerini kullandığını fark ettiğinde psikoloğa başvurmalıdır.