Son Konu

Yunus Emrenin hoşgörü ile ilgili güzel sözleri

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
31
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Yunus Emrenin haz ile ilgili hoş sözleri Yunus Emre Tutku İle İlgili Sözleri Yunus Emre Zevk ile alakalı sözleri Şımartma İle İlgili Sözleri Yunus Emre Yunus Emre her şeyden önce gönül insanıdır Sevgi aşığıdır Onun tek istediği sevgiye bağlı olan her şeydir İnsanın öncelikle gönlüne ağırlık verir Bir gönül yıkmayı büyük günah sayar Buda Yunus Emre’nin Haz ve insan ve aşk özellikle ilahi aşk üstüne verdiği önemdirYunus Emre bu Sevgiyi insanlara Hoşgörüyü yıllar önce dile getirmiş ve uygulamıştır Çünkü “Yaratılanı sev yaratandan ötürü diyerek tüm insanlığı Bütün yaratılmış olan her şeyi sevmemiz gerektiğini söylüyor İnsanların kimlikleri ve milliyetleri kayda değer değildir, hatta ve hatta dinleri de önemli değildir Yunus Emre için Önemli olan yaratılmış olması ve onu da bir yaratanının bulunması yani Ulu Allah tarafından yaratılmış olmasıdır İnsan bedel verilmiş yaratılmıştır İnsan ne dek fena olsa da ne kadar istemediğimiz düşmanımız olsa da Hakkın hatırı için Yaratanının hatırı için hoşuna gitmek zorundayız, ve biz de bir yaratılmış olduğum z için sevilmek zorundayız Zaten yine Yunus Emre “Sevelim sevilelim bu dünya kimseye kalamaz diyerek insanın dünyada fakat amacının ne olması gerektiğin açıklıyor Hoşlanmak Yüce Allah kadar bize verilmesi en büyük nimettir Ulu Allah’ı sevmekle kalmayıp ona aşık olmamız gerektiğini de söylüyor Zaten şiirlerinde belli başlı tema bu yöndedir Aşksız insanın odundan farkı olmayacağın da söylüyor Yunus’un öğretisi, insanları dostluğa ve kardeşliğe, birbirlerini anlamaya, birbirlerine zulmetmemeye, hoşgörüye, barışa ve sükûna çağırır Samuel Huntington’un medeniyetler çatışması tezinin siklet kazandığı ve onu haklı çıkaracak bazı nişanelerin görüldüğü şu zamanda, bu çatışmalardan ve dumanlı havadan kaçıp kendimizi Yunus’un deryasına bıraktığımızda, insanoğlunun aslından uzaklaşıp ve aşağıların aşağısına düştüğünü, sevgiden ve şefkatten ne kadar uzaklaştığını farkediyoruz Ama gerçi ümitsizliğe kapılmıyor ve bu sevgi, haz ve barış fakirlerini Yunus’un iklimine gösteri ediyoruz Düşmanını bile dost gözüyle gören ve düşmanlığı içindeki düşmanlık duygusuna karşısında kullanmayı öğütleyen Yunus ne hoş demiştir; Biz kimseye kin tutmayız ağyar dahi dosttur bize Nerde tenhalık var ise semt vü şardır bize Adımız miskindir düşmanımız kindir bizim Biz kimseye kin tutmayız ulus âlem birdir bize İnsanları birbirine karşı emniyete, güvene ve asayişe, dürüstlüğe eğlence ederken, başkaları için tuzak kuran, fenalık ve kötülük düşünenleri uyarırken şöyle seslenir; Zinhâr gönül evinde tutma yaman üzüntü Berikiyçün kuyu kazan âkıbet kendi düşe İnsanoğlunu, şerre ve fenalığa sevkeden leziz ve şeytanı, en adaleli düşman olarak bilen Yunus, şayet ağız dalaşı edilecekse düşman olarak nefsin tatmin edici olduğunu ifade ederken; Hakikate bakar isen nefsin sana düşman yeter Var imdi git nefsin ile vuruş savaş tokuş yürü Yunus, kendi mektebinin düsturlarını şiirlerinde tavsif ederken vahşisaba, insanlıktan nasibini almamış, ahlâk ve terbiyeden uzak kimselerin, kabalıkları hatta onların tecavüzlerinin dahi aleyhinde, İsa peygamberin Kitabı Mukaddes’te “sana bir kimse sille vurursa öbür yüzünü çevir öğüdünde olduğu gibi davranmayı ve buna hiç aldırmamayı nasihat eder; Dövene elsiz lüzum sövene dilsiz lüzum Derviş gönülsüz gerek sen derviş olamazsın Sevgi ve hoşgörüyü hayatına yaşam yapan Yunus, bir gönül kazanmanın hacca gitmek dek sevablı ve önemli olduğunu, gönül tahtında Allah’ın bulunduğunu ve bu makamın hiç bir surette incitilmemesi gerektiğini, kalp kırıp gönül yıkmanın Kabetullah’a zarar vermekle eşit, gönül yıkan kimsenin iki dünyadada kısmetsiz olacağını vurgularken şöyle seslenir; Aksakallı bir koca bilemez hâli nice Emek vermesin hacce bir gönül yıkar ise Gönül Çalab’ın tahtı Çalab gönüle baktı İki cihan bedbahtı kim gönül yıkar ise Yüz kere hacca vardın ise yüz defa kaza kıldın ise Bir defa gönül yıktın ise gerektir çekesin âhı Sorun bana aklı eren gönül mü yeğ Kâbe mi yeğ Ben eydürem gönül yeğdir gönüldür hakkın durağı Cennet maksadıyla yaşamını idame ettiren ve bu niyet için çaba sarfeden âdemoğluna, cennet sermayesinin bir gönlü gidermek ve bir yürek ele geçirmek olabileceğini nasihat eder Bunu, öteki farz olan ibadetlerle benzer tutan Yunus, yetmiş iki milletin dahi elini yüzünü yıkadığını, suretin fazla da mühim olmadığını siretin temiz, niyetin halisliğinin önemini anlatırken, âşıklar, hakiki sevenler safına sadık bir insan olarak girmenin yolunun kalp çizgisinden ve gönül elde etmekten geçtiğini, hiç bir milleti birbirinden ayırmadan, onları yaratandan dolayı, tehi kalpten sevmenin vücubunu hatırlatır İbadet ve taatin de, fakat gönüllere aleyhinde şefkatli ve mihribanca davranmanın neticesinde manâ kazanacağını, tüm insanlığa bir gözle bakmanın halk müziği, din, renk, milliyet mefhumlarının öne çıkarılmaması gerektiğine inanan bu arif, böyle düşünmeyen kimselerin hakikate karşısında durduklarını söyler; Yunus ferâizdir tutgıl gönüller evini yapgıl Hakk bulmayı diler isen gönüllerde kur tuzağı Uçmak uçmak dediğin girmeyi dilediğin Uçmağın sermayesi bir gönül etmek gerek Yetmiş iki millete kurban ol âşık isen Ta âşıklar safında cilalı olasın sâdık Bir kere gönül yıktın ise şol kıldığın namaz yok Yetmiş iki halk zeka elin yüzün yumaz yok Yetmiş iki millete bir göz ile bakmayan Halka müderris ise hakikate âsidir On üçüncü yüzyılın bu gerçeklik aşığı, insanın dünyaya geliş gayesinin sevgi, muhabbet, uzlaşma ve hoşgörmek olduğunu, hiç bir surette ağız dalaşı ve gürültünün müşkilleri çözmede bir vesile olamayacağını, tanışıp kaynaşmayla meselelerin halledilebileceğini, dünyaya geliş maksadının ahali arasında fasıl yok vasıl sağlamak olduğunu, fena ender fena olan dünyanın, bu kara kâsenin, süslenip delikanlılara genç görünmeye çalışan dul, yaşlı kadının hiç kimseye vefa etmediğini açıklama ederken, kısa ömürde en kazançlı ve bereketli ticaretin gönül ele geçirmek olacağını söyler; Ben geldim sevgi için gönüller dost avı için Ben gelmedim davâ için gönüller yapmaya geldim Gelin biz tanışalım işi basit kılalım Sevelim sevilelim dünyada kimse kalmaz Aşık olamayan adem benzer yemişsiz ağaca Türlü türlü cefanın Adını aşk koymuşlar Aşk aşıkı şir eder Aslanı zencir eder Katı taşı mum eder Dervişlik baştadır tacda değildir Çileden Çıkarmak addadır saçta değildir İlim kendini bilmektir Dağlar nice yüksek ise yol anın üstünden geçer Dünyada dertsiz baş olmaz Derd’olanın ahı dinmez Cümleler doğrudur sen doğru isen Doğruluk bulunmaz sen eğri isen Bu dünyaya gelen gider Yürü fani dünya sana gelende gülmüş var mıdır Eğer bir müminin kalbin kırarsan Hak’ka eylediğin secde değildir Aklı olan korkmak gerek Nefs elinden hırs elinden Nefstir seni yolda koyan Yolda kalır nefse uyan Katlanma saadeti sonsuz kalır Katlanma kimde ise o nasib alır Eğer hor eğer derin saygı Kişiye sözden gelir Zehr ile pişen aşı Yemeğe kim kazanç Beni bende demen bende değilem Bir ben vardır bende benden içeri Sevelim sevilelim bu dünya kimseye kalmaz  
 
Üst Alt