Son Konu

Zoraki Beyin Göçüyle Hayatını Ülkesi Dışında Sürdürmek Durumunda Kalmış 7 Efsane Bilim İnsanı

elektronikci

Yeni Üye
Katılım
9 Ocak 2022
Mesajlar
153,387
Tepkime
0
Puanları
36
Yaş
35
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
s-a269a1f57d185febd43fa74ec7f4597f6c47f341.jpg


Bildiğiniz gibi hayat, 20. yüzyıldaki gergin politik ortam ve gerçekleşen pek çok savaş sebebiyle hiç olmadığı kadar zor bir hâl almıştır sevgili dostlar. Bu ortamdan en çok etkilenen gruplardan bir tanesi de dönemin ünlü bilim insanlarıdır. İşte ülkelerinden kaçmaları sayesinde dünya bilimine en büyük katkıları gerçekleştirme imkânı bulmuş 7 ünlü bilim insanının hikayesi:


1. Albert Einstein




Gelmiş geçmiş en ünlü bilim insanı olan Albert Einstein'ın evine 1933 yılında yeni kurulan Nazi hükümeti tarfından baskın düzenlenir. Nazi Almanyası Einstein'ı ve onun çalışmalarını sistematik bir biçimde kötüler ve ona ait Görelilik Kuramı'nı 'Yahudi bilimi' olarak adlandırır. Fakat neyse ki Hitler güç kazandığı sırada Einstein ABD'de bulunmaktadır ve öldürülmek yerine, dünyanın en büyük bilim insanı ve en ünlü sığınmacısı olarak yaşamını sürdürme imkânına sahip olur. 

Tüm dünyaya yayılan şöhreti sayesinde bir süre sonra Princeton Üniversitesi kendisine bir pozisyon önerir. Tıpkı onun gibi Almanya'dan kaçan daha pek çok bilim insanı bulunmaktadır ancak bunların hiçbiri Einstein kadar dostane karşılanmaz. Amerika'da bulunan pek çok akademik kurum bir 'yahudi kotası'na sahiptir ve bu yüzden geri çevrilen binlercesi toplama kamplarında yaşamını yitirir. 

Kaçmayı başaran dâhi bilim insanları ise itilaf devletlerinin 2. Cihan Harbi'ni kazanmasında büyük rol oynar ve kaçtıkları ülkede pek çok kurum ve şirket kurarak ülkenin gelişimine katkıda bulunur.

2. Johannes Kepler



16. yüzyılın sonları ve 17. yüzyılın başlarında Avrupa hiç kimse için güvenli bir yer değildir. Dini savaşların dört bir yana yayıldığı bir kıtada, İncil'in öğretilerine karşı çıkan bilimsel veriler elde etmek de elbette çok zor durumda kalmak için yeterlidir.

Kepler'in gezegenlerin hareketlerini ve ışığın doğasını açığa çıkaran çığır açıcı çalışmaları da işte bu sebeple yoğun tehditler altında gerçekleşir. Neyse ki, Avusturya'nın Graz kentinden sürgün edilen bilim insanı, imparator II. Rudolf tarafından korunacak kadar şanslıdır. Bu şekilde çalışmalarını tekrar güvenli bir ortamda sürdürme imkânı bulan Kepler, II. Rudolf tahttan indikten sonra ise tekrar kaçarak yaşayacağı bir hayata başlar.

3. Erwin Schrödinger



En çok bir kediyle kurguladığı düşünce deneyiyle ünlü olan Schrödinger, yahudi olmamasına karşın Nazizme duyduğu nefret sebebiyle 1934 yılında Almanya'yı terk eder. Bulduğu dalga denklemi ile 1933 yılında Nobel Fizik Ödülü'ne layık görülmüş olsa da, kurduğu alışılmadık cinsel ilişkiler sebebiyle Oxford ve Princeton Üniversiteleri'nden dışlanır ve Graz Üniversitesi'nde ders vermeye başlar. 

Bir süre sonra Naziler Avusturya'ya girdiğinde ise, yahudi düşmanlığına duyduğu nefret ve Einstein ile olan dostluğu sebebiyle hayatı tehlikeye girer. Bu sebeple ünlü bilim insanı, kendisini kabul eden ender ülkelerden bir tanesi olan İrlanda'ya kaçar ve Dublin'de teorik fizik konusunda daha sonradan büyük başarı elde edecek okulun kuruluşuna destek olur; ardından DNA'nın yapısını ortaya çıkarmak konusunda büyük öneme sahip olan kitabını yazar.

4. Salome Gluecksohn-Waelsch



Nazi Almanyası'ndan kaçan bilim insanlarının çoğu fizikçi olsa da, bilimin başka dallarında görev yapanların da ülkede barınmasına izin verilmiyordu. Örneğin bir genetik bilimci olan Salome Gluecksohn-Waelsch, o sıralarda döllenmiş bir yumurtadaki hücrelerin nasıl olup da fonksiyonel bir vücudu oluşturacak şekilde gruplaştığını araştırmaktadır. 

Hem bir kadın, hem de bir yahudi olarak iki katı ayrımcılığa maruz kalan bir bilim insanı olan Gluecksohn-Waelsch, 1933 yılında kaçtığı Amerika'da cinsiyeti sebebiyle Columbia Üniversitesi'ne kabul edilmez. Ancak karşılaştığı tüm bu engellere rağmen genetik bilimine yaptığı katkılar ile ilerleyen yıllarda ABD Ulusal Bilim Madalyası ve Thomas Morgan Madalyası'na layık görülür.

5. Gustav Nossal



Sir Gustav Nossal, ailesinin Avusturya'dan kaçmaya karar verdiği 1939 yılında henüz 7 yaşında bir çocuktur. Einstein, Bohr ve Fermi gibi isimler edindikleri başarılar sayesinde başka ülkelere kabul edilirken, Nossal hayatının önemli bir bölümünü başka insanların yardımına muhtaç olarak geçirir. Daha sonra Avustralya'ya yerleşir ve burada ülkenin en saygın bilim insanlarından biri haline gelir ve prestijli bir kurum olan Walter ve Eliza Hall Enstitüsü'nün başına geçer.

6. Emmanuel Dongala



Pek çoğumuz için doktor, fizik ya da kimya profesörü olmak çok büyük bir kariyer planıdır. Emmanuel Dongala ise bunların hepsini yapmış, ayrıca ödüllü bir yazar ve senarist olmayı da başarmıştır. 

1941 yılında Kongo Cumhuriyeti'nde dünyaya gelen Dongala, Fransa'da bulunan Montpellier Üniversitesi'nden fizik alanında doktora ünvanını alır ve ardından ülkesine dönerek Brazzaville Üniversitesi'nde kimya dersleri vermeye başlar. Kısa süre sonra ise üniversitenin dekanlığına seçilir. Kaldı ki 90'lı yıllarda patlak veren ve 150,000 sivil insanın ölümüne sebep olan bir iç savaş neticesinde Dongala ülkeden kaçmak zorunda kalır. 

İlk olarak öğrencilik yaptığı Fransa'ya gider ancak buraya kabul edilmez. Ardından ABD'ye giden bilim insanı, Massachusetts'te bulunan Simon's Rock College'a fizik profesörü olarak kabul edilir.

7. San Thang



San Thang'in Vietnam Savaşı sonunda Güney Çin Denizi'nin karşı kıyısına yaptığı seyahat, bugün Ege Denizi'nde gördüğümüz iltica olaylarını andırıyor. Ünlü bilim insanı, 409 insanla birlikte bindiği botla, komünist güçlerin baskısının sürdüğü Vietnam'dan kaçar ve Avustralya'ya sığınarak Griffith Üniversitesi'nde kimya dersleri vermeye başlar. Thang'in kimya alanında yaptığı çalışmalar 2014 yılında Nobel Ödülü'ne layık görülür.
 
Üst Alt