Son Konu

Aristoculuk (Aristotelescilik) Nedir? Hakkında Bigi

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
29
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Aristoculuk (Aristotelescilik) Nedir? Hakkında Bigi

(Os Aristotalisiyye, Fr Aristotelisme, Al Aristotelismus, İng Aristotelianism)

Antik cağ Yunan duşunuru Aristoteles'in oğretisi, gezimcilik

Antik Cağ Yunan duşuncesinin ilk gercek ve buyuk bilgini Aristoteles, kendisinden onceki butun felsefeyi toplayıp sistemleştirdikten sonra onları alet anlamına gelen (Yu Organon) doğru duşunme yontemiyle eleştiren ve kendi sistemini bu eleştirisiyle geliştiren ilk bilimsel yapılı duşunurdur

Mantık biliminin kurucusu olduğu gibi politikadan meteorolojiye kadar gunumuzde de kullanılan ceşitli terimlerin uzmanıdır Ansiklopedik dehasıyla insanlığı iki bin yıl etkilemiştir Bu uzun sureli etkide, kendine duşunsel bir temel arayan ve aradığını onun sisteminde bulan Hıristiyanlığın rolunden cok, onun ansiklopedik dehasının rolu vardır Gunumuze kadar surup gelen bu iki bin yılın, Orta Cağ'ın skolastik donemini kapsayan pek uzun bir suresi Aristoteles'in kesin egemenliği altında gecmiştir Oyle ki onun en kucuk bir sozunu yadsımaya kalkan bu davranışını hayatıyla odemiştir

Onun yapıtlarının tanıklığı, herhangi bir savın tanıtlanmış olması icin yeter sayılmıştır Bu uzun tarih suresince, gercek demek onun soylediği ve yazdığı demektir Filozofdeyince o, okuldeyince onun oğretisi, bilimdeyince onun sistemi anlamıştır

Araplar onu ilk oğretmensaymışlardır Cağının olanakları icinde pek derin ve geniş bir kavrayışla ilgilenmediği hemen hic bir bilim yoktur Ozdeğin bulunmadığı yerde uzay ve zaman da olamazduşuncesinde 20 yuzyılın buyuk fizik dehası Einstein'la birleşmektedir Gunumuz Gestalt ruhbilimi, onun bicimciliğine dayanıyor Gunumuz Tanrıbilimi hala ona dayanarak ayakta durmaya calışıyor

Khalkidike'deki Stageira (Selanik dolaylarında) kasabasında doğmuş Babası Nikomakhos, Makedonya Kralı Amyntas'ın ozel hekimiymiş On uc yaşında Atina'ya, Platon'un unlu Akademia'sına oğrenci olarak gonderilmiş Platon'un olumune kadar tam yirmi yıl orada okumuş Platon'un olumunden sonra Makedonya Kralı Filip, oğlu kucuk İskender'e oğretmen olması icin onu Makedonya'ya aldırtmış O zaman oğretmenimiz otuz uc yaşındadır İskender kral olduktan sonra Aristoteles yeniden Atina'ya donecek ve pek guclu bir himaye altında İskender'in olumune kadar hic bir gucten korkmaksızın bilimsel calışmalarına başlayacaktır Şimdi kırk altı yaşındadır ve daha on uc yıllık bir yaşamı vardır Atina'da, Lykeion bahcesinde okulunu kuruyor (İO 334) Derslerini bahcenin golgeli yollarında gezinerek verdiğinden oğretisine gezimcilik adı verilecek Antik cağ Yunan duşuncesinin bilmediği yepyeni bilimler kuruyor: Mantık, gramer, geologia, botanik, anatomia, psychologia, rhetorika, politika Buyuk İskender'in dunyayı titreten pek guclu himayesi altında, para sıkıntısı bilmeden ve sağsol kuşkusu duymadan, bilimsel bir yaşam icin cok mutlu koşullar icinde calışmaktadır Antik cağ Yunan duşuncesine yepyeni kavramlar yağdırıyor: eidos, entelekheia, kategoria, apagoge, epagoge, syllogisma, mimesis, politika, oikonomia vb Buyuk İskender'in olumunden sonra, o gune kadar pusuda bekleyen gerici gucler hemen inlerinden cıkıyorlar ve onu dinsizlikle (klasik suc) suclandırıyorlar Aristoteles Atina'dan kacmak zorunda kalıyor ve bir yıl sonra da sığındığı Euboia Khalkis'te oluyor İnsanlık, ilk cağlarından beri rastlamadığı ve pek uzun bir sure daha rastlayamayacağı eşsiz bir bilgini boylece yitirmiş olmaktadır Ne var ki dinsizlikle suclandırılan bu bilgin, din kurumunu iki bin yıl sureyle ayakta tutacaktır

Antik Cağ Yunan duşuncesinde Aristoteles, cağdaş anlamıyla ilk bilgindir Kendisinden onceki butun bilgileri toplamış, ic ice gecmiş olanları birbirinden ayırmış, sınıflandırmış, eleştirmiş ve butunlemeye calışmıştır Ozellikle, sonradan Metafizik adı verilen Prote Filosofia (İlk Felsefe) adlı yapıtı Thales'ten kendisine kadar gelen felsefe tarihinin cok başarılı bir ozetidir ve en guvenilir kaynağıdır Topladığı bilgilerin doğruluklarını olcmek icin bilimsel bir duşunme yontemi aramış ve doğru duşunmenin kurallarını butun ayrıntılarıyla saptamaya calışarak bunlara Yu alet (doğru duşunmenin aletleri) anlamına gelen organon adını vermiştir Aristoteles'in bu doğru duşunme kurallarına sonradan mantık adı verilmiştir Formel ya da bicimsel mantık (Os suri mantık) adı verilen mantık, Aristoteles'in saptadığı bu kurallardır Genc Aristoteles henuz Akademia'da bir Platon oğrencisiyken kendisine kadar gelen duşunmede uc bakış (Yu Theoria) bulunuyordu; İnsanın gorunene bakışı (doğa), insanın kendisine bakışı (insan), insanın gorunmeyene bakışı (doğaustu) Duşunur Aristoteles yontemsel aletler bularak bu ilkel bakışı doğru bakışa cevirmek istedi: Gorunmeyenden gorunene bakmak (tumdengelim doğrulama) ve gorunenden gorunmeyene bakmak (tumevarım araştırma) Ne var ki, bu doğru bakışı gercekleştirmek icin duşunmenin bilimden yararlanması, eş deyişle duşuncedoğabilim diyalektiği, gerekiyordu O cağın bilimleriyse duşunmenin pek gerisindeydiler Bu yuzdendir ki duşunur Aristoteles, duşunmesine karşılık verecek bilimi de kendisi yapmak zorundaydı Fizik ve fizyolojiden meteorolojiye ve ekonomiye kadar ceşitli bilim alanlarındaki, cağın olculerine gore pek geniş, bilimsel cabalarının nedeni budur Physika adı altında toplanan Fisika Akroasis, Peri Uranu, Peri Geneseos Khai Ftboras ve ayrıca Peri ta Zoa Historia, Peri Psikhes vb adlı yapıtları bu cabanın urunudur Bu bilimsel calışmalardan ve bu calışmalar sırasında İlk Felsefe (Yu, Prote Filosofia) doğdu Artık, cağıyla zorunlu imkanlar icinde, geleneksel buyuk soruya karşılık aranacaktır: İlk neden nedir? İlk neden, en son ve en gelişmiş duşunce olarak, Platon'un İdea'sı olamaz Cunku İdea, gorunen sayısız gercek bicimlerinin Platon'un sandığı gibi dışında değil icindedir ve o bicimlerden soyularak, eş deyişle iclerinden cıkarılarak elde edilmiştir Kaldı ki Platon bu İdea'lara nesnelerin ozu demektedir, oyleyse oz nasıl bicimsel nesneden ayrı ve onun dışında olabilir? Ozsuz bicim ve bicimsiz oz olamaz Platonun yanılgısı gercek varlık'ı, gercek bicimsel varlıklardan ayırdığı ozde gormesidir Oyleyse gorunenden gorunmeyene bakıp (tumevarım, Yu Epagoge) araştırmalıyız ama bulduğumuzu da gorunmeyenden gorunene bakıp (tumdengelim, Yu Apagoge) doğrulamalıyız Tumevarımla araştırıp İdea'yı buluyoruz, şimdi onu tumdengelimle doğru yerine oturtmalıyız İdea (soyut kavram) bir tozdur (Os Cevher), oysa her toz icsel bir ozdur Boylesine bir oz elbette Ozdek (Os Madde) olamaz (antik cağ Yunan duşuncesinin zorunlu yanılması) Bu oz (Yu Ousia; Aristoteles bunu toz anlamına ve İdea terimi yerine kullanmaktadır) bicimlenerek (Yu Eidos; Aristoteles bunu nesnenin niteliklerinin tumu anlamında kullanmaktadır) gercekleşiyor Nesnenin gorunumu olan bicim de ozdek değildir İlk ozdek (Yu Prote hyle) bicimsizdir, sadece bir guctur (Yu Dynamis; Aristoteles bunu imkan anlamına kullanıyor), onu edime (Yu Energeia; Aristoteles bunu gercek anlamında kullanıyor) gecirip gercekleştiren bicimdir Oyleyse bu oluşu (Yu Genesis) gercek'leştiren (Yu Energia) devim'in (Os Hareket, Yu Kinesis) guducusu nedir: Aristoteles burada cağları aşan eşsiz bir sezişle cok parlak bir kavram ortaya atıyor: Entelekeia (nedeni kendisinde bulunan) Ne yazık ki bu kavramı olur olmaz yerlerde boşu boşuna orneğin Demokritos'un dehasını gosteren tumuyle doğru niceliklerle oluşan niteliklerilkesine karşı cıkmak icin harcıyor, tam derinleştirilmesi gereken yerde derinleştirmiyor ve gene o soyut eidos'una (bicim) donuyor Artık amacı tumuyle bir araştırma, tumevarım'dır Oylesine bir tumevarım ki alabildiğine bomboş bir alanda goklere doğru yukselecek ve bir daha tumdengelimle denetlenmeyecektir Ne var ki, cağının bilimsel zorunluğu icinde, Aristoteles'in hayranlık verici buyukluğunu belirtmeye bu kadarı da yetmektedir Son cozumlemede, Aristoteles'in elinde gorunen gerceği acıklamak icin iki kavram kalmıştır: Hyle (madde) ve eidos (bicim) Bicimsiz olan ozdek, bicimle gercekleşmektedir; eşdeyişle bicimsiz olan kumaş bicimlenerek pantolon, ceket, perde, masa ortusu olacaktır İlk neden bunlar mıdır? Bir bakıma bunlar ilk nedene pek benzemektedirler: Bunlarsız oluş olamayacağı icin zorunlu olarak oluş'tan once var'dırlar Ozdek, guc halinde (Os Bilkuvve) bicimdir (Aristoteles, ozdeğe zorunlu olarak oncelik tanıyan bu duşuncesiyle katıksız bir maddeci gorunuşundedir) Ceketleşecek (bicim) olan elbette kumaştır (ozdek) Bicim, ozdeğin energeia (gercek) haline gecmesidir Bu ise bir kinesis (hareket) işidir Her ozdek bir dynamistir (imkan) onu energeia (gercek) kılmak icin bir kinesis gerekir Oyleyse oyle bir devim olmalı ki kendi kendisinden once bulunmasın ve ilk devindirici (Yu Proton kinoun) olsun Bu ilk devindirici, bicimlerin bicimi olan bir noesis noeseos'tur (duşunmenin duşunmesi) ve tek sozle Tanrı'dır (Yu Theos) Aristoteles burada bicimler biciminin niteliklerini aşağı yukarı her Tanrıcı ya da Tanrılığa varan oğretideki deyimlerle sayıp doker: Salt edimdir, salt tindir, bilincin bilincidir, kendi kendisine bakıştır, kendi kendisini ozleyiştir ve başkaları Ancak burada, onemle belirtilmesi gereken, Aristoteles'in parlak bir goruşu daha gozlenmektedir: Son cozumlemede ozdekle bicim bir ve aynı şey olmaktadır (Yu E eskhate hyle kai e morfe tauto; Metafizik, VIII, 6, 19; VII, 10, 27; XII, 3, 8; XII, 10, 8) Aristoteles, ilk bakışta, once karşı cıktığı Platon duşunceciliğiyle sonunda birleşmiş gorunduğu halde bu ustun ve şaşırtıcı duşunceye gene kendi doğru duşunme yontemiyle varıyor Her varlık, ozdeklikle bicimliliği birlikte taşır Cunku her bicim, kendisinden daha ustun aşamadaki bicimin ozdeğidir İplik, tarladaki pamuğa ya da koyunun sırtındaki postekiye gore bicim, kumaşa gore ozdektir Kumaş, dokunduğu ipliğe gore bicim, cekete gore ozdektir Bu mantığın zorunlu sonucu her varlığın ve bu arada elbette en ustun varlığın ozdek ve bicimi birlikte taşıdığıdır Bundan da zorunlu olarak şu sonuc cıkmaktadır: En ustun varlığın da ozdeksel bir yanı vardır Aristoteles, Metafizik'inde, bizzat kendi mantığının zorunluğuna uyarak e eskbate byle kai e morfe tauto dedikten sonra cağının zorunluğuna uyarak bu sonuctan kacınabilmek icin en yuksek varlığın ozdeksiz olduğunu ısrarla belirtmiştir Boylesine bir spekulasyona girdikten sonra, nedenleri tanıtlanamayacak olan duşunsel varsayımlar sıralanmaktadır: Bicimler bicimi ya da salt bicim ozdeksizdir Boyle olunca da hic bir şey istemez, hic bir şey yapmaz Ozdeği devindiren o değildir, ozdek ona ozleminden oturu devinir Aslında etkileyen o değildir, etkileyen bu ozlemdir Ozdek, onu ozlediği icin ondan etkilenir O, kendisiyle yetinen, kendisine bakan, kendisi icin duşunendir Nesnelere ve insanlara karışmaz, onların kaderlerini cizmez Kader, ozdeğin ona olan ozlemiyle cizilir Oyleyse o, bir doğrudan neden değil, bir dolayısıyla nedendir; doğrudan nedenler, ozdeğin bu dolayısıyla nedene ozleminden doğarlar Her var olanın var olması icin gerekli dort neden vardır Orneğin bir masa varlığını meydana getirmek icin tahta, (ozdeksel neden, Yu Hyle), yapıcı (etken neden, Yu Arkhetes geneseos), nasıl yapıldığını gosteren plan (bicimsel neden, Yu To eidos) ve ne yapılacağı duşuncesi (ereksel neden, Yu To telos) gerekir Dikkat edilince gorulur ki ozdeksel nedenin dışındaki uc neden, duşunce eşdeyişle ruh birliğinde tekleşmektedir Oyleyse ozdek ve ruh, donup dolaşıp, Aristoteles sisteminde de karşı karşıya gelmektedirler Aristoteles'te ruh, bicimle ozdeştir Ozdek beden, bicim ruhtur Ruh, uc basamaktır: Bitki ruhu, hayvan ruhu, insan ruhu Her basamak bir usttekinin ozdeğidir Bitkilerde sadece ozumseme ve ureme ruhu vardır, hayvan ruhu devimistekduyumla belirir ve bitki ruhuna eklenir, usla beliren insan ruhu ise kendinden onceki butun ruhları icerir Bitki ruhu hayvanlık bicimin ozdeği, bitki ruhunu iceren hayvan ruhu insanlık bicimin ozdeğidir Bu basamakların tabanında bicimsiz ozdek, tepesinde ve ozdeksiz bicim vardır Ozdek ilk bicimlenişinde, ki bu bicimler bicimine ozlemiyle gercekleştirmiştir, dort ana bicimde belirir: Toprak, su, hava, ateş (dort ana unsur) Bu dort ana unsur yer değiştirme ve carpışma ile ceşitlenir ve sayısız bicimlere donuşerek organik dunyayı meydana getirirler Organik dunyayı boylece kurduktan sonra, Aristoteles insansal değerleri işlemeye başlamaktadır: Politika, ethika, poetika, rhetorika İnsan bir toplumsal varlıktır (Yu Zoon politikon) diyen Aristoteles artık onun toplum icindeki yerini ve duzenini de belirlemek isteğindedir Once onun kişisel torebilimini belirtir Bu torebilimin amacı, antik cağ geleneğine uygun olarak, mutluluktur ve bu mutluluk da bilgelikle sağlanır Bilgelik, duşunme ve tutumla gercekleşir Oyleyse duşunsel ve tutumsal erdemleri birbirinden ayırmak gerekir: arete diamoetike ve arete etbike Ne var ki tutum, duşunmeye dayanmalıdır İnsan toplumsal bir varlık olduğundan onun toresel kişiliği de devlet icinde oluşacaktır Devlet şoyle ya da boyle olmuş, bunun onemi yoktur Onemli olan, devletin yurttaşlardaki bu toresel kişiliği gereği gibi geliştirip geliştirmediğidir Yetkin devlet, bu odevindeki başarısıyla olculur Bkz Mantık, Kinesis, Bicimsel, Tumevarım, Neden, Tasım (Felsefe AnsiklopedisiEriş Yay)
 
Üst Alt