Ağızda birinci dişlerin görünmesiyle başlayan ve ömür uzunluğu sürecek bir bakım sürecidir. Diş fırçalarının en küçük uzunlukları ve evlatlar için hususî üretilmiş diş macunları kullanılırsa, bu süreç zevkli başlamış olur. Birtakım diş fırçası üreticilerinin kızlar ve erkekler için, onların cinsiyetlerine nazaran sevebilecekleri çizgi sinema kahramanlarının fotoğraflarıyla süslü eserleri kullanılabilir. Çok küçük yaşlarda ebeveynin yaptığı fırçalama süreci, 2-3 yaşlarında artık evladın kendisine bırakılabilir, ama yeniden büyüğünün gözetiminde yapılmalıdır. Küçük yaşta bu alışkanlığı kazandırmanın ehemmiyeti biliniyor, o yüzden büyüğünün de tıpkı anda dişlerini fırçaladığını gören evlat, rol modeli olarak gerçek bir örnekle yolunda ilerlemeye başlar. Anne/babasının ya da gayrı büyüklerinin diş fırçaladığına tanık olmayan bir evlada yalnızca dişini fırçalamasının söylenmesi işe yaramayacaktır. Evlat yetiştirirken birçok bahiste o denli olmuyor mu? Dediğimizden çok yaptıklarımızı örnek aldıklarına nazaran bu hususa da ihtimam göstermemiz evlatlarımızın sağlıklı ve kendi öz bakımına değer veren bireyler olmalarında yarar sağlayacaktır.
FIRÇALAMA VE TERTIPLI DİŞ DOKTORU ZİYARETLERİNİN KIYMETI
Devletimizde ekseriyetle diş ağrısı çekmeden diş doktoruna gitme alışkanlığının olmaması, ağız-diş sıhhatimizin geri getirilmesine vakit ve nakit açısından balta vurmaktadır. Yalnızca "olması gerektiği üzere fırçalama" yapılmaması ve sorun olmasa da diş doktoruna sistemli ziyaretlerin planlanmaması yüzünden hem iş gücü kaybına, hem de fazladan maddi harcamaya neden olunur. Halbuki ki günde 2-3 kere tesirli fırçalama yapılırsa ve şişmiş dişetleri, şişmiş yanak ya da dayanılmaz ağrılar başlamadan diş doktoruna yılda 2 defa denetime gidilirse, diş tedavisi için hem iş taraflarından yahut mekteplerden şahsi müsaadeler alınmak zorunda kalınmaz, hem de yalnızca "diş fırçası + diş macunu + tesirli fırçalama"nın azıcık harcamasıyla halledilebilecek bir sıkıntıya tedavi, çekim, protez vs masrafları eklenmez.
BIRINCI DİŞ DOKTORU ZİYARETİ
Evlatlarımıza diş doktoruna gitme konusunda korkutucu kelamlar kullanılmazsa güzel olur. "Dişlerini fırçalamazsan, yanağın kocaman şişer, dişini oyarlar, iğne yaparlar, çekerler..." usulündeki yaklaşımlar, evladınızı ziyadesiyle ürküteceğinden, en gerektiği vakitte bile diş doktorunu yalnızca can acıtan biri olarak görmesine neden olur. Hasebiyle o koltuğa oturtmanız, oturtmamız imkânsızlaşır. Başkaca kendi diş sıkıntılarınız nedeniyle yaşadığınız zorlukları evladınıza yansıtmamanız gerekiyor. Kendiniz için diş doktoruna gittiğinizde evladınız yanınızda gelmek zorundaysa, reaksiyonlarınıza dikkat etmenizde yarar var. Şayet yanınızda gelmediyse de konutta bu bahiste dikkatli konuşmanız güzel olur. Kendi telaş ve çekincelerinizi onunla paylaşmanız çocuğunuzda olumsuz tesirler yaratabilir.
3 yaşından itibaren yalnızca alışma kazandırmak ismine mümkünse bir pedodontiste (çocukların diş problemleriyle ilgili mütehassıs diş hekimi), değilse evladınıza yumuşak yaklaşacağından emin olduğunuz ve güvendiğiniz bir diş tabibine götürmeye başlayabilirsiniz.