Son Konu

eski turklerde devlet ne demek

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
29
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Turk cemiyetinin temeli aile idi Aile daha cok anne, baba ve cocuklardan meydana geliyordu Evlenen kız veya erkek, ailesinden kendi hissesine duşenleri alarak ayrı ev kurardı Aileden sonraki en buyuk sosyal birlik Uruk (sulale) idi Uruk veya soylar topluluğuna ise Boy denirdi Boyların kendilerine ait, toprakları, başlarında boy beyleri bulunur, boy beyleriniyse aile ve uruk temsilcileri secerdi

Boylar birleşerek siyasi bir birlik haline gelirse buna Budun denirdi Budunun başına gecen kimseye han adı verilirdi Birden fazla budun bir merkezden idare edilirse buna il denilmekteydi ki, bugunku Devlet teriminin karşılığıdır

Turklerin en belirgin ozelliklerinden biri kuvvetli bir teşkilatcılık kabiliyetine sahip olmalarıdır Yaşadıkları hayat da onları hurriyete, istiklale alıştırdığı icin hicbir zaman devletsiz olmamışlardır Gercekten Turklerin 2500 yıllık tarihlerinde devletsiz kaldıkları, yani istiklallerini kaybettikleri bir devre rastlanmaz Dunyada daima bir veya birkac Turk devleti bulunmuştur Turklerde istiklale verilen değer bazı tarihi kayıtlarda gorulmektedir MO 58’de cereyan eden bir hadise dolayısıyla Cin yıllığı, Hun devlet meclisinde yapılan şu konuşmayı nakleder

“Bizim icin tabiiyet yuz kızartıcıdır Atalarımızdan toprakla birlikte devr aldığımız istiklalimizi Cin ile uzlaşmak bahasına feda edemeyiz Mucadele edecek savaşcılarımız hala mevcutken devletimizi korumalıyız

Orhun kitabelerindeyse istiklal elden gittikten sonra durum icin “Beğ olmağa layık oğlun kul, hatun olmaya layık kızın cariye olduğundan yakınan Bilge Kağan Turk devlet ve istiklalinin devamlılığına inancını şu sozlerle ifade etmiştir

“Yukarıda gok cokmedikce, aşağıda yer delinmedikce Turk budununun ilini, toresini kim bozabilir

Turk devletinin başında bulunan kimselere “Tanhu, Kağan, han, Yabgu, ilteber gibi ceşitli isimler verilmiştir Bunların hukumdarlık alemetleri “taht, otağ, tuğ, davul, sorguc gibi şeylerdi Hukumdar tuğunun tepesinde altından bir kurt başı bulunurdu Hukumdar yaratanın inayet ve yardımına mazhar olduğu surece halkına iyi b akar, onu zenginlik ve adalet icinde yaşatırdı Bunu başaramayan kağandan yaratanın, kutu, yani siyasi iktidarı geri aldığı duşunulur ve ona karşı isyan etmek meşru sayılırdı Hukumdarlar devlet işlerinde daima buyuk beylerden meydana gelen bir meclise danışırlar, onların razı olmadıkları işi pek yapmazlardı Danışma meclislerinde herkes sozunu acıkca soyler hukumdarı dahi istediği gibi tenkit edebilirdi Cunku meclis uyeleri, asıl kuvvetlerini temsil ettikleri zumrelerden alırlardı Hukumdarın idare selahiyeti bazı şartlarla tahdit edilmiştir

Bunların başında halkı doyurmak, giydirmek, toplamak, coğaltmak ve huzura kavuşturmak gelir Kutadgu Bilig’te Halkın hukumdardan isteklerini a) iktisadi istikrar, b) Adil kanun, c) Asayiş olarak sıraladıktan sonra “Ey hukumdar sen halkın bu haklarını ode, sonra kendi hakkını iste denilmektedir

Hukumdarların eşlerine Katun (Hatun) denirdi Turk kağanları coğunlukla Cinli veya diğer yabancı prenseslerle evleniyorlardı Ancak bunlar daha cok siyasi sebeplere dayanıyordu Ancak oğulları hukumdar olacağı icin ilk eşlerini Turk kızlarından secmeye dikkat ederlerdi Hatunlar zaman zaman devlet işlerine karışırlar, hatta kendi başlarına hukumdar bile olabilirlerdi Ancak onların devlet işlerine karışmaları daima şikayet konusu olmuş ve coğunlukla kotu sonuclar vermiştir

Kağanların oğulları devlet işlerine alışmak uzere tecrubeli devlet adamlarının yanlarında yetişirler, sonra devletin sağ veya sol kanadına vali olurlardı Bunlar Han, şad, tigin unvanları alırlardı

Hukumdarın ve valilerin emirleri altında ceşitli gorevler yapan devlet memurları vardı Sivil idarede devlet meclisi uyeleri, buyruklar (nazır, bakan), ic buyruklar (saray idaresine bakan) yanında inanc, Tarkan, apa, boyla, yula, baga, ataman, tudun, yugruş, kulug, babacık vb unvanlarını taşıyan ve hicbiri verasete dayanmayan devlet buyukleri bulunurdu Devletin dış siyaset işlerini idare eden memuruna “tangucı, Osmanlılarda “tuğracı, hukumdarların baş vezir durumundaki baş muşavirlerine ise “aygucu denirdi

Eski Turkler daimi olarak şehirlerde yaşamadıkları icin yerleri, sayıları belli bir orduları yoktu Esasen Turklerde herkes savaş sanatını bilir ve gerektiğinde hemen kendi beylerinin emrinde orduya katılırdı askerlik hizmetlerinden dolayı kimse devletten ucret almaz, savaş ganimetinden kendi hissesine duşeni gotururdu En buyuk askeri birlik 10000 kişilik kuvvetti Bu birliğe Tabgaclar, Gokturkler ve Uygurlarda “tumen adı veriliyordu Tumenler binli, yuzlu ve onlu gruplara ayrılır ve bunların başlarına binbaşı, yuzbaşı, Onbaşı denen komutanlar tayin edilirdi
 
Üst Alt