Fast Food Aşk

Fast Food Aşk Nereye koşuyoruz bilmiyorum, bu acele niye, nereye yetişmeye çalışıyoruz, hayatı bir ucundan yakalamak ve onun peşinden sürüklenmek, yaşanabilme yaşayabilme ihtimaline takılı kalmak, kaçırdığımız bir şeyler olduğu fikriyle her şeyi yarım yaşamak, sonunu tahmin ettiğimiz bir filmi yarıda ayrılmak, ilk sayfasından daha sonra her kitaptan sıkılmak, başlamadan son vermek Bizi böylesine değiştiren neydi? Bu değin enerji ve akıl veren veren, her şeyi önceden bilmemizi karşılayan, bildiğimiz sonları yaşamamızı önleyen bu nedenle bize süre kazandıran, dayanma ve emek kelimelerini zihinlerimizden silen şey neydi? Evrimden önce 5 duyumuz vardı belki hatırlarsınız Annenizin mutfağına girdiğinizde güzel kokular gelirdi burnunuza , sıcaklığını hissederdiniz ocaktaki yemeğin, tencerenin kapağının tıkırdadığını duyardınız, tabaklar masaya yerleştirilirken tadına bakardınız kimse görmeden, sonunda yemek için oturulduğunda ne yediğinizi görürdünüz gizlisi saklısı yoktu Saatler alırdı ocaktan masaya gelmesi, beklerdiniz buğulanan camlara şekiller çizerken Hiç kimse anneniz gibi yapamazdı o yemeği, anlardınız diğerlerinden farkını, benzer lezzet, aynı koku olmazdı Yemek bittiğinde tatlı bir tartma çökerdi üstünüze, doyduğunuzu hissederdiniz, anında kalkılmazdı masadan doygunluğun verdiği sevinçle muhabbete başlanırdı Etrafınızı saran mutluluğu hisseder tadını çıkarırdınız Size evinizi andıran annenizin mutfağı olurdu, onun kokusu olurdu özlediğiniz Yemek Yemek yeme kavramının yerini atıştırma aldı, biz de hayatlarımızı buna tarafından düzenledik, her anına yaydık yeni alışkanlığımızı Hayalleri olan çocuklardık, ikna gücü yüksek, prezentabl gençler olduk, rüyalarımızı unuttuk Gitgide Artarak modernleştik evrimleştik Kullanmadığımız duyularımız köreldi, zaten ihtiyacımız kalmadığı için ayrım etmedik onların yok oluşunu Alabildiğiniz tek koku kızarmış patates, sıcaklık yanmış yağın sıcaklığı , yediğimiz şeyin ne değin boş olduğunu ayrım etmememizi karşılayan tuzlu aldığımız lezzet, kulaklarımızdaki yalnızca bir uğultu, ne yediğimizi göremiyoruz, bir tutam ekmeğin arasına saklanıyor, bizde bakmamayı öğrendik, merak etmiyoruz onu Yanına kola içip en azından birkaç saat midemizi şiş hissediyoruz, doyduğumuzu düşünüyoruz Fastfood mantığıyla bitmiş kurduk hayatlarımızı Mutfağa ihtiyacı kalmadı çağdaş insanın, zamanını mutfakta geçirmesine lüzum yoktu Zamanı fazla daha hoş, daha yaşanası olanlara ayırabilirdi Emeği, sabrı, düşünmeyi, hissetmeyi unuttuk, bizim için her şey hazır, sadece kasanın önüne gitmek yeterli, orada sunulanlardan istediğimizi seçip atıştırabiliriz, hala eski günleri özleyen birkaç birey kalmıştır diyerek türk usulü hamburgeri icad ettik, konut yemeği kavramını yarattık özlemi yok etmek için, onu da bugüne uyarladık ondaki emeği de yok ettik Aynı tatları aldık aynı olduk Fastfood gençliği benzer annenin çocukları Özlediklerimiz, istediklerimiz, yaşadıklarımız, aşklarımız aynı Hayatlarımızda, yediklerimiz gibi; süratli, kolay, nahoş anılarla pekişmeyen duyularımız, duygularımızı güdükleştirmiş Dondurulmuş köftenin verdiği hazdan fazlasını aramıyoruz yaşadıklarımızda Fastfood felsefesi: zamanımız yok, yetişmemiz gereken bir hayat var Benzer annenin çocukları birbirimizi anlıyoruz, bir şey beklemiyoruz ne kendimizden ne de karşımızdakinden, kabullendik gecelik aşkları, sevgileri Barlarda satılıyor bundan böyle, yine kasanın önüne gidip alıyorsunuz istediğinizi Kokuları, tatları benzer, ne seçtiğiniz fark etmiyor Doymayacağınızı biliyorsunuz ve yanına bol miktarda bira içiyorsunuz, emek harcamıyorsunuz onun için, zaman değerli, vakit yaşanacak olana Ne değin ivedi tüketebilirseniz diğerlerine öyle çok süre kalıyor Ne kadar tüketirseniz öyle yaşadığınızı, doyduğunuzu sanıyorsunuz Hayallerimizi dondurucuya kaldırdık, unuttuk isteklerimizihoşça süre geçiriyoruz Aynı tatlar sardı etrafımızı ayıramaz olduk birbirinden Gecelerden ibaret anılarımız unutulmuş yüzlere, adlara ait Bilmiyoruz, yaşamadık ancak unutulmuşluğun acısını,unutmuş olmanın hüznünü aşk sandık, sevgi sandık, doyduk sandık, yaşamayı zaman vermek sandık