Son Konu

Hareketsizliğin Maddesel Etkileri

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
HAREKETSiZLiGiN SOMUT ETKiLERi

Hareketsizliğin insan organizması üzerinde olumsuz etkiler meydana getirdiği, çok eski dönemlerden beri bilinmektedir Gövde hareketliliğini azaltan bir rahatsızlık, yaralanma veya belirtilen bir neden olmadan insanların sedanter hayat tarzını seçmeleri sonucunda, organizmanın o kadar çok fonksiyonunda gerilemeler ortaya çıkmaktadır 1960 lı yıllarda başlayan uzay hekimliği çalışmaları çerçevesinde, uzun süreli uzay yolculukları esnasında insanların karşılaşacakları yerçekimsiz ve uyuşuk hayat koşullarında organizmada oluşan değişiklikler uzun uzadıya incelenmiştir Bu çalışmaların paralelinde, bütün dünyada hareket azlığının kardiovasküler tehlike faktörlerinden biri olarak kabul edilmesiyle birlikte konuya ilgi artmış ve araştırmalar hızlandırılmıştır

Hareketsizliğin olumsuz yöndeki etkileri başlıca 4 grup insan üzerinde incelenmiştir:
1Hastalık veya yaralanma sonucu uzun zaman yatak istirahati yapan kişiler,
2Çeşitli paralitik (felç) durumlar sebebiyle nöromüsküler (asapkas iletimi) aktivitesi kayda değer ölçüde kısıtlanan hastalar,
3Yerçekimi etkisini azaltan, oturma, yatma gibi değişik pozisyonlarda uzun süre kalan kişiler,
4Uzay yolculuklarında ve uzun süreli su altı çalışmalarında yer çekimsiz ortamda bulunanlar
Farzedilen bu inaktivite tiplerinin her biri, kısa süre içinde, kuytu fizyolojik değişikliklere yol açabilmektedir
Ortostatizm gibi bariz klinik tablolar 57 gün içinde ortaya çıkabildikleri halde, ankiloz veya böbrek taşı gibi komplikasyonlar, oysa bir kaç ay sonradan görülebilirler
Hareketsizliğin mekanizmasının daha iyi anlaşılabilmesi nedeniyle, fizik kapasiteyle ilgili bazı kavramları hatırlatmakta fayda var:
1Işlevsel kapasite : Engebeli bir çaba esnasında varılan maksimum metabolik değeri ifade eder
2Fizyolojik azami potansiyel : Aynı kişinin sistemli bir antreman programından daha sonra varabildiği azami metabolik değerdir
3Fonksiyonel rezerv : Işlevsel kapasite ile fizyolojik azami potansiyonel arasındaki farktır
Hareketin daha da azalması, örneğin belli yatak istirahati halinde, fonksiyonel kapasite iyice azalır Daha sonraki dönemde bu durumdaki bir kişiye aniden bire aşırı fizik aktivite programı verilirse, fonksiyonel kapasitede iyileşme sağlanamaz Kişinin önceki işlevsel kapasitesi ve rezervi dikkate alınarak yavaşça büyüyen yoğunlukta bir egzersiz programı verilerek durumu düzeltilmeye çalışılır
Uyumlu fizik egzersizler yapan kişinin işlevsel kapasiteleri, fizyolojik maksimum potansiyel düzeyine fazla yakın olduğu halde sedanter kişilerde fonksiyonel kapasite düşüklüğü çok belirgindir Işlevsel rezerv manâlı ölçüde azalmıştır
Uzun süreli hareketsizliğin sistemler üzerindeki etkilerini şu şekilde özetleyebiliriz Merkez Sinir Sistemi Duygusal algılamada azalma olması nedeniyle bir takım duyu bozuklukları gelişebilir, parestezi ve sancı eşiğinde düşmeler görülür
İstirahat esnasında kaslarda kasılmalar yapılmadığı taktirde, motor verimlilikte azalmalar belirir Bilhassa felçli hastalar durumun çok belirgin örneğidir
Sedanter kişilerde otonom asap sistemi oldukça dengesizdir Düşük ya da fazla aktivite şeklinde fonksiyonel bozukluklar saptanabilir Bu dengesizlik kardiovasküler sistemin çalışmasını da negatif yönde etkiler
Aktivite azlığı, kişilerde anksiyete ve depresyon gibi ruhsal sorunların gelişmesine de zemin hazırlar
Hareket Sistemi: Hareket azlığının uzun süre sürecinde en keskin etkileri hareket sistemini oluşturan elamanlardan ortaya çıkar
En manâlı belirtiler kas ve kemik dokularında görülen değişikliklerdir
Hareket azlığıyla birlikte adale gücü azalmaya başlar Mesela hiç bir somut rahatsızlığı olmayan bir kişinin bir haftalık emin yatak istirahatinden sonradan eldeki seziş gücü % 20 oranında azalır Adale gücündeki bu azalmaya parelel olarak, kişinin dayanıklılığında da azalma olur üstelik tembel kaslarda, kısa zaman içinde atrofi (adale kaybı) gelişir Atrofinin derecesi, hareketsizliğin süresine bağlıdır
Atrofi, güç kaybı ve duyarlılığın azalması sonucu, hareketlerin koordinasyonunda yetersizlik ortaya çıkar Bu durum hem daha aşağı, hem de üst uzuvlarda görülür ve jurnal yaşamda hüner isteyen aktivitelerin yapılmasında veya sportif aktivitelerin yapılışı esnasında eksiklik ortaya çıkar
İskelet Sistemi: Hareketsizliğin en negatif etkilerinden biri, kemik dokusunda ortaya meydana çıkan osteoporozdur Bilindiği gibi kemik yapımının uyumlu olabilmesi ve kemik kitlesinin yenilenebilmesi için, tendonların (bağlar) çekme fonksiyonu ile oluşan gerilmelere ve bacak ta durma sırasındaki yer çekimi kuvvetine ihtiyaç vardır Hareket azaldığı durumlarda ise kemiğin organik ve inorganik elemanlarındaki kayıplar sonucunda, kemik kitlesi azalmaya başlar, kemikteki kalsiyumun mobilize olmasıyla geçici bir hiperkalsemi (kan kalsiyum seviyesinin artışı) ve yumuşak doku içinde ektopik kalsifikasyonlar (kemikleşmeler) gelişebilir Sonuçta kemiklerin kırılganlığı artar ve kendiliğinden yada minör travmalarla kırılma olasılığı ortaya çıkar
Kemik dokusunun yanı sıra eklemlerde etkin ve faizsiz hareketlerin azlığına ast sertlikler gelişir ve eklem hareket açıklığı azalmaya başlar Başlangıçta geri dönüşebilir nitelikte olan sertleşme, hareketsizliğin uzun sürmesi halinde kemiksel nitelik kazanır ve geri dönüşümü muhtemel olmayan eklem hasarları ortaya çıkar
Kardiovasküler Sistem: Uzun zaman durağanlık sonucunda kardiovasküler sistem büyük zarar görür ve bazal koşulların üzerindeki metabolik gereksinimleri karşılayamaz duruma kazanç
Kardiovasküler sistemdeki gerilemenin en keskin göstergesi, maksimum oksijen tüketiminin (Max V02) azalmasıdır
10 günlük yatak istirahatından daha sonra ayrıntılarıyla sağlıklı ve genç kişilerde dahi Max V02 nin % 20 oranında, kalp atım hacminin ise % 10 oranında azaldığı gösterilmiştir Bir kaç günlük istirahatten sonradan zeka, aynı şiddetteki egzersize verilen nabız yanıtında çoğalma olmaktadır
Kardiovasküler sistemle ilgili bir öteki negatif gelişme kan basıncıyla ilgilidir Uzun zaman istirahatlarden sonra ortostatizm denilen şart gelişmekte ve kan basıncı dengesi bozulmakta ve kişi ayağa kalktığında ani tansiyon düşüklüğü olmaktadır
Toplar damarlar üzerindeki kasların pompalayıcı etkilerinin azalması sonucu venöz yatakta birikmeler olmakta ve tromboflebit gelişebilmektedir
Pıhtılaşma mekanizmasındaki şansın dönmesi, trombosit kümeleşmesindeki artma, tromboflebit gelişmesine yardımcı olmaktadır
Solunum Sistemi: Hareketsizliğe ast olarak solunum sistemi ile ilgili derhal tüm parametrelerde gerileme olur ve sonunda kısıtlayıcı herif solunum bozukluğu tablosu ortaya çıkar
Dinç kişilerde solunum parametrelerinde manâlı bir düşme görülmemesine rağmen istirahat süresinin uzaması durumunda, mesela felçli hastalarda, solunum kapasitesi ve işlevsel solunum kapasitesinde % 2550 oranında azalmalar olur Sınırlayıcı tarzdaki gelişmeler ve yatay pozisyonun akciğer dolaşımı üzerindeki etkisi sonucu solunumkanlanma oranında manâlı bozukluklar ortaya çıkar
Hem mukus arıtma fonksiyonlardaki azalmaya tabi olarak, solunum sisteminde mukus birikmeye başlar Bu şartlar altında öksürük mekanizması bozulur Karın kaslarındaki zayıflık durumu daha da kötüleştirir ve kolay bir üstteki solunum yolu enfeksiyonunda önemli akciğer rahatsızlıkları gelişir
Sindirim Sistemi: Hareket azlığı, sindirim sistemindeki aktivitelerin azalmasına yol açar Bu azalma, keza içeriğin ilerletilmesinde ayrıca de salgılama fonksiyonlarında olur Sonuçta bir taraftan iştah kaybı gelişirken, bir de bağırsak hareketlerindeki azalma sebebiyle kabızlık görülür
Endokrin (hormonlar) ve Böbrek (renal) Sistemler: Endokrin sistemin öteki sistemlerle karşılıklı etkileşmesi sonucu, kayda değer metabolik ve renal değişiklikler görülür
Vücudun uzun vakit yatay pozisyonda kalması sebebiyle hücresel dışındaki sıvılar, kılcal damar yatağının venöz (toplar damar) kısmına geçer ve benekli kanın kalbe dönüşünde yükselme olur neticede, sağ atriumun (kalp kulakçığı) hacim sensörlerinde bir uyarılmayla birlikte antidiüretik hormonda azalma ortaya çıkar ve idrar çıkışı artar
Hareketsizliğin etkisiyle sodyum ve kalsiyum atılımı da artar
İdrarla pozitif kalsiyum atımı, üriner yolda tıkanma ve enfeksiyon faktörlerinin etkisiyle, durağan kişilerde idrar yollarında taşlar oluşmaya başlar
Cilt: Uzun süreli hareketsizlik, cilt ve deri üzerindeki oluşumları da negatif yönde etkilenir
Cilt altındaki yağ dokusundaki incelme ve deri gerginliğinin bozulması nedeniyle basınç yaraları gelişebilir Benzer ceset bölgelerin sürekli olarak basınç altında kalmaları ve bu bölgedeki basıncın kılcal damar basıncın üzerine çıkması, yara oluşumunu kolaylaştıran dış etkenlerin başında kazanç
Saydığımız bütün bu negatif gelişmeler, hareketsizliğe ast problemlerin yalnızca bir kısmıdır
Hareketsizliğin uzun sürdüğü durumlarda, olumsuz gelişmelerden etkilenen doku ve sistemler tekrar tekrar artar ve bir noktada yaşamı korkutma eder duruma gelebilir
 
Üst Alt