Son Konu

İnsan Vücudu Elektriği Nasıl İletir

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
İnsan Vücudu Elektriği Nasıl İletir
Karoser Elektriği
vücudumuz elektrik akımı nasıl iletmektedir

İnsan vücudunun elektrik iletkenliği

Elektrik tekrar bulunmaktadır Gördüğümüz ve dokunduğumuz herşeyin temeli olan atomun çekirdeği, proton ve nötron denilen parçalardan oluşur Bu çekirdeğin etrafında ise, dönerek kesintisiz hareket halinde olan elektronlar yer alır Protonlar pozitif bir elektrik yüküne, elektronlar da olumsuz bir elektrik yüküne sahiptir Alışılagelmiş koşullarda bir atom eşdeğer sayıda elektron ve protona sahiptir Artı ve olumsuz yükler birbirlerini dengeledikleri için atom da nötr durumdadır Bu denge bozulduğunda, yani bir atom fazladan bir elektron kazandığında olumsuz yüklü olur Atom bir elektron kaybettiğinde ise fazla yüklü olur Koşullar uygun olduğunda bu cins elektrik yükü dengesizlikleri, bir elektron akımı başlatır Bu elektron akışı da 'elektrik' olarak ifade edilir Kısaca elektrik, elektronların hareketinden ortaya çıkan bir enerji biçimidir
Vücudumuz da bu elektrik enerjisi olmadan çalışamaz; elektrik her birimizin yaşamını sürdürebilmesi, konuşabilmesi, hareket edip istediklerini yapabilmesi için yaşamsal siklet taşır Huysuz takdirde kişi ya felç şayet da ölür Çünkü elektrik olmadığında bütün hayati faaliyetler durur İnsan elektrikle iletişimini sağlayan, elektrikle hareket edebilen ve elektrikle beş duyusunu kullanabilen bir varlıktır Kişi bunun hiç farkında olan olmasa da, dünyaya geldiği andan itibaren bütünüyle elektrik enerjisine yan mekanizmalarla görmeye başlar, bunlarla çevresini tanır ve gelişir
Ölmek üzere olan kalbi durmuş bir hastaya ilk olarak elektrik şoku uygulanmasının sebebi de budur Böyle bir durumdaki hastaya iyileşmesi için hap, vitamin veya herhangi bir gıda maddesi verilmez Vücuda avantaj sağlayacak fazla sayıda madde varken kalbin çalışması için başta elektriğe gereklilik duyulur Çünkü vücudun elektrik sistemi herhangi bir nedenle bozulduğunda veya canlandırılması gerektiğinde, hiçbir şey elektriğin yerini tutmaz
Canlıların vücudunda elektriğin önemi anlaşıldıktan sonra sadece bu konunun araştırılması nedeniyle üniversitelerde özel kürsüler kurulmuş ve bilim adamları konu hakkında çok sayıda araştırma yazısı ve kitap yazmışlardır Halen de canlılardaki elektriksel sistemler ile ilgili araştırmalar, 'biyoelektrik' olarak ifade edilen alanda yoğun olarak devam etmektedir New York Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden sinirbilimci Rodolfo Llinas, hareket eden tüm canlıların vücutlarında elektrik olduğunu söyleyerek şunları ifade etmiştir:

Bizi biz yapan, mesajları tatmin edici hızda içeren tek şey elektriktir Düşüncelerimiz, yürüyebilmemiz, görmemiz, rüya görmemiz tüm bunlar esas olarak elektrik sinyalleri göre yönlendirilip organize edilmektedir Bunlar bir bilgisayarda meydana gelenlerle benzerlik göstermektedir, ama çok daha ve komplekstir


Vücudumuzdaki Elektriksel Uyum
Vücudunuz her gün uyumlu bakım yapmanız gereken, elektrikle çalışan teknoloji ürünü bir alet gibidir Bir kasınız hareket ettiği zaman elektriksel önem boşalmaları meydana kazanç Beynin emirlerini içeren sinyaller elektrikseldir Ayrıca ceset baştan başa beyne dürüst ilerleyen tüm duyu sinyalleri elektrikseldir Hücre bölünmesi, kalp atışı da elektrikseldir Gerçekten bütün kimyasal şartların değişmesi elektriksel temele dayanmaktadır; çünkü moleküler seviyede elektronlar aktarma edilir, paylaşılır veya değişikliğe uğrar İnsan vücudunda elektriksel olmayan bir durum, az kalsın yok gibidir Siz istirahat etmek üzere uzansanız bile, enerji üretimiyle ilgili baskı görevler iradeniz açık havada meydana gelmeye devam eder: Yürek atışınız, akciğerlerinize oksijen gitmesi ve sayılamayacak dek fazla hücre etkinlik
Kısacası insan vücudu hayatta kalmak için elektrokimyasal bir enerji sistemi kullanır Vücudumuzun elektrikle işleyen kısmını sinir sistemi oluşturur Bir kaza veya sakatlık durumu olmadığı sürece vücudumuz hem elektrik üretimini gerçekleştirir, keza de ürettiği elektrik enerjisiyle gece gündüz faaliyetlerini sürdürür Canlılardaki elektriksel sistem, metallerdeki elektrik sistemlerinden çok daha artı avantaja sahiptir Bu avantajların başında biyoloji ile ilgili sistemlerin kendi kendini tamir edebilmesi gelir Mesela parmağınızda bir indirimli oluştuğunda kısa zamanda bu yara iyileşir Bunu karşılayan sistemlerin ardında yine elektriksel bir ahenk vardır Bu hiçbir insan yapımı makinede mevcut olmayan taklit edilemez bir özelliktir
Vücudunuzdaki elektriksel sistemin bir başka avantajı ise çok yönü olan kullanımıdır Vücudun içindeki tüm etkinlikler dolaşım, savunma, hareket, haberleşme, sindirim, boşaltım vs bu sistem doğruca gerçekleşir İnsan yapımı elektriksel aletler ise genelde tek bir fonksiyon veya aynı birkaç fonksiyonla sınırlıdır: Soğutma, ısıtma, kurutma, çırpma, süpürme gibi Buna karşın çok yüksek miktarlarda enerji harcanır Vücudun kullandığı elektrik enerjisi özgün sistemleri işletmek için kullanılmasına karşın son derece az miktardadır
Jurnal hayatta kullandığımız elektrikli aletlerde, kullanılan elektriğin şiddetinin voltaj değerinin muhakkak bir ölçüde olması gerekir Ama bu ayarlar makinenin kendisi göre yok, yeniden insan yapımı özel aletler yoluyla değişmez tutulur Bu ayarın bozulma ihtimaline karşı, akımı dengeleyecek adaptörler, regülatörler (voltaj düzenleyicileri) kullanılır Somurtkan takdirde makinenin bütün aksamı bozulur Vücudumuzda ise bu ayarların hepsi bizim haberimiz olmadan yapılır

Elektirik İnsanı Nasıl Çarpar?

İnsanların elektriğe çarpılmaları onun bir iletkeni haline gelmelerinden oluyor Sıvılar iyi iletkendirler, yani elektriği iyi iletirler Vücudumuzu içi değişken doymuş bir kap olarak düşünürsek, tüm koruma görevi derimize kalıyor O da vücudumuzun baştan başa aynı kalınlıkta değil Islanınca o da iletkenleşiyor, hele üzerinde bir yara varsa direnci iyice değil oluyor

Evlerimizde 220 volt ve 50 Herz akım daima vardır Ne değin ilginçtir ancak, bir elektrik akımının insana en güvenli olmayan frekans aralığı 50 60 Hzdir Elektrik akımını evimizdeki su tesisatına benzetebiliriz Suyun basıncı neyse 'Volt' ta odur 'Amper' de suyun miktarının karşılığıdır Elektriğe çarpılmada zaman de önemlidir Vakit uzarsa deride yaralar oluşur ve elektrik bu yaralardan daha çabuk geçer Derimizden geçen elektrik akımı hemencecik sinir sistemimizi etkiler Beyindeki nefes alma merkezini felç eder, kalbin ritmini bozar hatta durmasına neden olur Elektrik çarpmasının sonucu genelde kalp durması olduğu için birincil destek da ona tarafından yapılmalıdır Elektriğe nereden çarpıldığımız da önemlidir Elektriğin elden ele ya da elden ayağa geçmesi aradaki yaşamsal organlarımıza zarar verebilir

Elektriğe çarpılınca şoka girmemizin nedeni kendi elektriğimizdir Sinir sistemimizin ürettiği elektrik ile dışardan çarpıldığımız elektrik karşılaşıp iç içe girince vücudumuzda kasılmalar ve titremeler yaratıyor Elektrik çarpmasında voltajın yok de akımın şiddetinin yani amperin manâlı olduğu ileri sürülüyor Bu konuda elektrik mühendisleri ile fizikçiler arasında gösterme ayrılığı var Zaten elektriğin kendisinin de tam bir tanımı yapılmış veya tek bir tasvir üzerinde uzlaşma sağlanmış yok Elektriğin öldürücü gücünün voltaj yok de eğilim miktarı olduğunu öne sürenlere göre cereyan ilk elden kalbi etkiliyor

Bu düşünüşe tarafından l ila 5 miliamper akımın vücutta hissedilme seviyesi; 10 miliamperde acı başlıyor; 100 miliampere gelince sinirler reaksiyon gösteriyor ve 100300 miliamperde şok oluşuyor Natürel tüm bu değerlendirmeler tam bir bilimsel sınıflandırma yok Yani tuzlu bir suyun içinde iseniz, akıntı tüm vücudunuza ansızın değeceğinden mili yok mikroamper seviyesinde bile bir akımdan zarar görebilirsiniz

Elektriğe çarpılanlar eğer ölmezlerse, genellikle hayatlarının geri kalan kısmını bu olayın izi kalmadan, problemsiz olarak yaşayabiliyorlar Fakat eksik miktarda da olsa sinir sistemi üzerinde hasar bırakabiliyor Elektrikten çarpılıp şoka girenlere de, kalp ritmini hazırlamak için yine elektro şok uygulanıyor *
 
Üst Alt