Son Konu

Kur anın Fazileti

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
408 Cündeb (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ama: Kim Kitabullah hakkında şehsî re'yi ile laf ederse, isâbet bile etse hatâdadır

Ebu Dâvud, İlm, 5 (3652);Tirmizî, Tefsir 1, (2953)

Rezîn şu ilâvede bulunmuştur: Kim re'yi ile söz eder de kusur ederse küfre düşer

409 İbnu Abbâs (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ama: Kim Kur'ân hakkında ilme dayanmadan söz ederse ateşteki yerini hazırlasın

Tirmizî, Tefsir 1, (2951)

410 Tekrar Tirmizi'nin bir rivayetinde şöyle buyrulmuştur: Benim hakkımda da bildiğiniz dışında sözden kaçının Kim bana bilerek yalan nisbet ederse ateşteki yerini hazırlasın Kim de Kur'ân hakkında re'yi ile laf ederse ateşteki yerini hazırlasın

Tirmizi, Tefsir 1, (2952)

KUR'ÂN'IN FAZİLETİNE DAİR

411 Hâris elA'ver anlatıyor: Mescide uğramıştım, gördüm ama halk müziği, zikri terkedip malâyanî konulara kendini kaptırmış, konuşuyor Hz Ali (radıyallahu anh)'ye çıkıp durumdan haberdâr ettim Bana:

Doğru mu söylüyorsun, öyle mi yapıyorlar?dedi, Ben:

Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğini işittim:

Haberiniz olsun bir fitne çıkacak!Ben hemen sordum:

Bundan kurtuluş yolu nedir Ey Allah'ın Resûlü?Buyurdu oysa:

Allah'ın Kitabı (na uyarlamak)dır O'nda sizden önceki (milletlerin ahvâliyle ilgili) haber, sizden sonra (kıyamete değin) gelecek fitneler ve kıyâmet ahvâli ile ilgili haberler mevcut Ayrıca sizin aranızda (imanküfür, taatisyân, haramhelâl vs nevinden) cereyân edecek ahvâlin de hükmü var O, adalet ile batılı ayırdeden ölçüdür O'nda herşey ciddîdir, gâyesiz bir kelâm yoktur Kim akılsızlık edip, O'na inanmaz ve O'nunla amel etmezse, Allah onu helâk eder Kim O'nun dışında hidâyet ararsa Allah onu saptırır O Allah'ın sağlam ipidir O, hikmetli olan zikirdir, O direkt olarak yoldur O, kendine uyan hevaları koymaktan, kendisini (kıraat eden) delilleri iltibastan korur Alimler ona doyamazlar Onun çokca tekrarı usanç vermez, tadını eksiltmez İnsanı hayretlere düşüren mümtaz yönleri son bulmaz, tükenmez, O böylece bir kitaptır fakat, cinler işittikleri vakit şöyle demekten kendilerini alamadılar: Biz, hiç duyulmadık bir tilâvet dinledik Bu doğruya götürmektedir, biz onun (Allah kelâmı olduğuna) inandık(Cin 1) Kim ondan haber getirirse içten söyler Kim onunla amel ederse ücrete mazhar olur Kim onunla hüküm verirse adaletle hükmeder Kim ona çağrılırsa, içten yola çağrılmış olur Ey A'ver, bu güzel kelimeleri öğren

Tirmizî, Sevâbu'lKur'ân 14, 2908

412 Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ancak: Bir grup, Kitâbullah'ı okuyup ondan ders edinmek üzere Allah'ın evlerinden birinde bir araya gelecek olsalar, mutlaka üzerlerine sekinet iner ve onları Allah'ın rahmeti bürür de kanatlarıyla sararlar Allah, onları, yanında bulunan yüce cemaatte anar

Ebu Dâvud, Salât 349, 1455 H; Tirmizî, Kırâ'beygir 3, 2946 H; Müslim, Zikir 38, 2699 H; İbnu Mâce, Mukkaddime 17, 225 H

413 Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): Sizden kim evine döndüğü zaman üç adet gebe, iri, semiz deve bulmayı istemez?diye sordu Hepimiz isterizdiye yanıt verdik Öyle ise, buyurdu, kim namazda üç âyet okusa bu ona, üç kocaman ve semiz deveden daha hayırlıdır

Müslim, Salâtu'lMüsâfirin, 250 (802)

414 Ukbetu'bnu Âmir (radıyallahu anh) anlatıyor: Biz Suffa'da iken Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) (dışarı) çıkarak: Hanginiz hergün hiç günah işlemeden ve akrabalık bağlarını da bozmadan Buthân'a ya da Akik'e gidip oradan (zahmete ve masrafa girmeden) iki adet kocaman hörgüçlü kadınsı deve tutup getirmeyi ister?diye sordu Biz: Ey Allah'ın Resûlü bunu hepimiz isterizdedik Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm): O halde birinizin mescide gidip orada Allah'ın kitabından iki âyeti öğrenmesi ya da okuması, kendisi için iki deveden daha hayırlıdır Üç âyet onun için üç deveden, dört âyet onun için dört deveden ve okunacak âyetler kendi sayılarınca deveden daha hayırlıdırbuyurdular

Müslim, Salatû'lMüsâfirin 251; Ebu Dâvud, Salat 349, 1456 H

415 İbnu Mes'ûd (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'i dinledim, şöyle diyordu: Kur'ânı Kerîm'den tek harf okuyana bile bir sevab vardır Her hasene on misliyle (kayde geçer) ElifLâmMim bir harftir demiyorum Tersine elif bir harf, lâm bir harf ve mim de bir harftir

Tirmizi, Sevâbu'lKur'ân 16, 2912 H

416 Hz Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Cenâbı Hakk, Kur'ânı Kerim'i (hoş bir sesle açıktan okuyan bir peygambere kulak ver(ip sevabı bol kıl)diği dek hiçbir şeye kulak ver(ip mükâfaat ihsan et)memiştir

Buhârî, Tevhid 32, 52, Fedailu'lKur'ân 19; Müslim, Müsâfirin 232, 233, 234, Ebu Dâvud, Vitr 20; Tirmizi, Sevâbu'l Kur'ân 17; Nesâî, İftitâh 83; İbnu Mâce, İkâmet 176, (1340)

417 Buhârî'nin bir rivâyetinde Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmaktadır: Kur'ân'ı tegannî etmeyen bizden değildir(Sahabeden biri, bununla) açıktan okumayı kastediyor demiştir

Buhârî, Tevhid, 32, 44

Tegannî: kıraatın hazin ve yürek parçalayıcı kılınmasıdır

418 Ebû Umâme (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğini işittim: Allah, geceleyin Kur'ân okuyan bir kula kulak verdiği değin hiçbir şeye kulak verip dinlemez Allah'ın rahmeti namazda olduğu müddetçe kulun başı üzerine saçılır Kullar, ondan çıktığı andaki değin hiçbir vakit Allah'a yaklaşmış olmaz

Ebu'n Nadr der fakat: Ondantâbiriyle Kur'ân'dandenmek istenmiştir

Tirmizî, Sevâbu'l Kur'ân, 17, 2913 (13)

419 Ukbe İbnu Âmir (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı dinledim şöyle diyordu: Kur'ân'ı cehren (açıktan) okuyan, sadakayı açıktan veren gibidir Kur'ân'ı gizli gizli okuyan, sadakayı el altından veren gibidir

Tirmizî, Sevâbu'lKur'ân 20, 2920; Ebu Dâvud, Salât 315, 1333; Nesâî, Zekât 68

420 İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: Bir adam: Ey Allah'ın Resûlü, Allah'a hangi amel daha sevimlidir?diye sordu Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): Yolculuğu bitirince her tarafta yola başlıyancevabını verdi Yolculuğu bitirip baştan açtırmak nedir?diye ikinci sefer sorunca: Kur'ân'ı başından sonuna okur, bitirdikçe baştan başlarcevabını verdi

Tirmizî, Kırâat 4, 2949 H

421 Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular oysa: Aziz ve celîl olan Allah diyor ama: Kim, Kur'ânı Kerîm'i okuma meşguliyeti nedeniyle benden istemekten geri kalırsa, ben ona, isteyenlere verdiğimden fazlasını veririm

Tirmizi, Sevâbu'lKur'ân 25, 2927H

422 Sehl İbnu Muâz elCuhenî (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular oysa: Kim Kur'ân'ı okur ve onunla amel ederse, kıyamet günü babasına bir tâç giydirilir Bu tâcın ışığı, güneş dünyadaki herhangi bir evde bulunduğu takdirde onun vereceği ışıktan daha güzeldir Öyleyse, Kur'ân'la bana kalırsa amel edenin ışığı nasıl olacak, düşünebiliyor musunuz?

Ebu Dâvud, Salât, 349, 1453H

423 Hz Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular oysa: Kim Kur'ân'ı okur, ezberler, helâl kıldığı şeyi helâl kabul eder, haram kıldığı şeyi de haram kabûl ederse Allah, o kimseyi cennete koyar Hem hepsine cehennem şart olmuş yer alan ailesinden on kişiye şefaatçi kılınır

Tirmizi, Sevâbu'lKur'ân 13, 2907 H

424 Abdullah İbnu Amr İbni'lÂs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular fakat: Kur'ân'ı okuyup ona sâhip çıkan kimseye (âhirette): Oku ve (cennetin derecelerine) yüksel, dünyada nasıl yavaş yavaş okuyor idiysen o kadar oku Zirâ senin makamın, okuduğun en son âyetin seviyesindedirdenir

Ebu Dâvud, Vitr, 20, 1464; Tirmizî, Sevâbu'lKur'ân 18, 2915, H; İbnu Mâce, Edeb 52, 3780 H

425 Hz Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdu: Kur'ân'da mâhir olan (hıfzını ve okuyuşunu hoş yapan), Sefere denilen kerîm ve mutî meleklerle berâber olacaktır Kur'ân'ı kekeleyerek zorlukla okuyana iki sevap vardır

Buhârî, Tevhid 52; Müslim, Müsafirin 244; Ebu Dâvud, Vitr 14, (1454); Tirmizî, Sevâbu'lKurân 13 (2906); İbnu Mâce, Edeb 52, (2779)

426 Üseyd İbnu Hudayr (radıyallahu anh)'ın anlattığına göre: Geceleyin, (hurma harmanında iken) Kur'ân'dan Bakara suresini okuyordu Hemencecik yakınında da atı yan idi Birden bire atı şahlandı Bunun üstüne sükût ederek okumayı bıraktı Beygir da sükûnete geldi Üseyd tekrar okumaya başlayınca at yeniden şahlandı Üseyd yeniden sükût edince beygir da sükûnete erdi Eksik sonra tekrar okumaya başlayınca at da şahlanmaya başladı Oğlu Yahya, ata yakındı Ona bir zarar vermesin diye attan uzaklaştırmak için yanında gitti Bir ara başını göğe kaldırınca bundan başka ne görsün! Gökte şemsiye gibi bir şey ve içerisinde kandilimsi nesneler var

Sabahleyin olunca koşup gördüklerini Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a anlattı Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) kendisine: O gördüklerin neydi bilir misin?diye sordu Hayır!cevabı üstüne açıkladı: Onlar melâike idi Senin sesine gelmişlerdi Böylece oysa, sabahleyin cümbür cemaat onları seyredebilecekti, çünkü halktan gizlenmiyeceklerdi

Buhârî, Fedailu'lKur'ân 15; Müslim, Müsâfirîn 242, (796)

427 elBerâ (radıyallahu anh) anlatıyor: Bir zat Kehf suresini okuyordu Yanına da iki uzun iple tabi olan atı duruyordu Derken etrafını bir bulut kapladı Ve bu bulut ona yaklaşmaya başladı At da bu durumdan huysuzlanmaya, ürkmeye koyuldu Sabahleyin olunca adam Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelip vak'ayı anlattı Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) ona şu açıklamada bulundu: Bu sekinet idi, Kur'ân için inmişti

Buhârî, Fedailu'lKur'ân 11; Müslim, Müsafirin 240, 241, (795); Tirmizi, Sevâbu'lKur'ân 6, 2887 *
 
Üst Alt