Geçirdiği kalp krizi nedeniyle ağır bakıma kaldırılan lakin tüm müdahalelere karşın vefat eden Rasim Öztekin'in eşi Esra Kazancıbaşı hayranlarını ağlattı. Eşiyle ilgili paylaşım yapan Kazancıbaşı'nın his yüklü yazısı, büyük beğeni topladı.
Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Rasim Öztekin'in ani mevti sevenlerini yasa boğmuştu. Kalp krizi nedeniyle hayatını kaybeden 62 yaşındaki oyuncunun ailesi bu ani vefat haberiyle hem şoke olmuş hem de yıkılmışlardı. Eşi Esra Kazancıbaşı, merhum sanatkarla ilgili duygusal bir paylaşımda bulundu. Paylaşımda şu tabirler yer aldı:
'Aklım daima o günde. O anda. İçimde tarifsiz bir sızı. Özlüyorum, hem de çok. Tüm bunların bir kabus olmasını ve uyandığımda aşkımı, tontişimi yanıbaşımda görmeyi çok istiyorum. Fakat gerçekler çok acı. Kalbimdeki yara çok yeni ve içim ziyadesiyle acıyor. Telefonum genelde sessizde. Lakin kendimi biraz toparladığım anlarda dönebiliyorum sizlere. Ama dostlarla yapılan her yeni bir konuşma aşkımı kaybettiğim kabus üzere o 10 dakikaya götürüyor beni. İletilerinizin birçoklarını şimdi okuyamadım bile. Ancak kendimi bir an evvel toparlamam gerekiyor, biliyorum. "Rasim senin güçlü duruşunu, olumlu enerjini ve sevinçli halini sever ve daima o denli olmanı isterdi" diyor kimileriniz. Haklısınız lakin hiç beklenmedik bir anda el ele yaşlılık devri hayalleri kurduğum sevdiğim adamı, aşkımı, sırdaşımı, yol arkadaşımı kaybetmenin travmasından hafifletmek hiç kolay değil. Sevgili dostlar, arkadaşlar; telefonla yahut iletiyle hepinize dönemediğim için lütfen kusuruma bakmayın. Şu sıra maalesef ki her birinize başka farklı karşılık verecek gücüm, gücüm yok. Sıkıntı bir devirden geçiyorum. Beni anlayışla karşılayacağınızı umuyorum. Güzel ki varsınız, sizlerin sıcacık sevgisini, takviyesini yüreğimde hissetmek bana güç veriyor. Her birinize bu şiddetli günlerimde yanımda olduğunuz için çok teşekkür ediyorum.'
2005 yılında evlendiği Esra Kazancıbaşı eşine his yüklü bir mektupla veda etmişti.
İŞTE O MEKTUPTAKİ KELAMLAR:
"Bizimki her geçen gün gitgide büyüyen bir aşk öyküsüydü evlilik aşkı öldürür diyenlere inat. Ortadan geçen 20 yıla karşın birinci günkü üzere heyecanla elele, sarmaş dolaş yürüdüğümüz yollar, gölgesinde serinlediğimiz Cunda'nın, Midilli'nin zeytin ağaçları artık tanıklık edemeyecek aşkımıza. Güneşin batışını izlerken yaptığımız derin sohbetler, dedikodular, Ege'nin mavi sularında Diego ile oynadığımız oyunlar artık yaşanmayacak. Hiç beklemeğim bir anda bırakıp gittin beni. Hastanede ağır bakımda "Beni yalnız bırakma aşkım", "Ne olur gitme" diye kulağına fısıldayarak döktüğüm gözyaşlarına karşın. Şimdi sonu gözyaşıyla biten bir aşk kıssası var vizyonda. Hani yaşlandığımızda da el ele yürümeye kelam vermiştik birbirimize? Sensiz başlayan günlerin, sensiz biten gecelerin yüreğimdeki tarifsiz, dindirilemeyen sızısı. Ruhum üşüyor. İçimdeki minik kız çocuğu sensiz günleri düşündükçe endişeden tir tir titriyor. Birlikte yarınlara dair kurduğumuz tüm hayaller senin akabinde karanlık zifiri bir kuyunun derinliklerinde kaybolup gitti. Hayalsiz, hedefsiz kaldım, rotamı, yolumu, büyük aşkımı kaybettim. Yağmur yağıyor, içimde fırtınalar kopuyor."