Son Konu

Sesli kitaplar

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
31
Puanları
48
Credits
-6,413
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Sesli kitaplar Sesli kitaplar Türkiye’de yıllardır yayınlanmasına karşın bir türlü ilgiye mazhar olamıyor Okumayla arası kötü halkımızın bu kitaplara ilgisi artacak mı süre gösterecek Gülter Sertaş 80 yaşın üstünde Görme kabiliyetini büyük oranda kaybetmiş Sekiz yıl önce zuhur eden göz tansiyonu, dünyasını yavaşça karartmış Küçük bahçeli evinde akşama dek bakıcısı ile beraber, bir iki saat yürüyüşe çıktığı zamanlar hariç Eskiden fazla kitap okurmuş Gülter Hanım, “Elime ne geçerse okurdum o zamanlar diyor Şimdilerde şart biraz ayrı, artık eline hangi sesli kitap geçerse dinliyor Muhakkak ki rahatsızlığı onu çok yıpratmış, ansızın karanlığın içinde bulmuş kendini, böylece sesli kitaplar onun için manâlı “Hap gibi geldi bana bunlar diyecek değin çok kıymet veriyor Macar asıllı Gülter Bayan ana dili Macarca dıştan Almanca ve Türkçeyi de anlıyor ve konuşabiliyor Oğlunun yıllar önce Macaristan’dan getirdiği bir koliyi açtığında ilk kez tanışmış sesli kitapla, sonradan Türkiye’de yayınlanan kitaplara ulaşmışlar tekrar tekrar dinlemiş hemencecik tüm kitapları lâkin uzun süredir dinlememesinin nedeni eline yeni bir kitap geçmemesi Eksik sayıda yayınevi kadar hazırlanan sesli kitapların hemencecik hepsini, yaklaşık olarak hatmetmiş “Keşke daha pozitif kitap olsaydı diyor, mesela geçmişte severek okuduğu kitapları dinleyebilseydi… RADYO TİYATROSUNDAN SESLİ KİTABA Gülter Bayan’ın sıkıntısının kaynağı yayınevlerinin sesli kitaplara yeterince yatırım yap(ama)mamasından kaynaklanıyor Türkiye’de en ince ayrıntısına kadar sesli kitap çıkaran yalnızca bir yayınevi var Epsilon Yayınları’nın son dönemlerde bir nevi sesli kitap çıkarması oldu ama devamı gelecek mi belirli yok Yapı Kredi Yayınları, Harry Potter serisinin birincil kitabında bir girişimde bulunmuştu lakin gerisi gelmedi Yayınevlerinin ufak tefek girişimleri var lakin tatmin edici seviyede yok Batı’da, bilhassa ABD’de çok alaka görmesine karşın Türkiye sesli kitap konusunda bir türlü yol alamadı Bunun nedeni Türk halkının okumaya düşkünlüğü nedeniyle dinlemeyi reddetmesi değildi elbette O zaman yayınevlerinin ihmaline mi uğradı? Kitapevleri mi zorunlu hassasiyeti göstermedi? Yoksa Türk halkı aslında sesli kitabı sevmedi mi? Türkiye’de sesli kitap tarihi 11 yıl önceye dayanıyor Artık adı sesli kitaplarla bir anılan Tuna Dominant’in 1995 Kasım ayındaki girişimi ticarî manada bu alanda ilki temsil ediyor Tuna Bayan o dönemlerde ailesinin diğer fertleri gibi tiyatro ile meşguldür, çocuk tiyatrosu vardır Bir gece televizyonda duyduğu bir laf hayatının istikamet değiştirmesine sebep olur “Görenler okumuyor lakin görmeyenler büyük arzu içinde Lütfen görmeyenlere kitap okuyun Görme özürlüler derneği başkanının hasbelkader sarf ettiği bu cümleden etkilenen Tuna Hanım, o gece sabahı şiddet eder Uyandığında ilk işi bulduğu bir dükkândan anlamsız kaset almaktır O dönem okuduğu Nermin Bezmen’in kitabını sekiz kaseti dolduracak şekilde kaydeder daha sonra sevdiği öykülerden bir derleme yapar ve yaz her tarafında, görme engelliler için ufak bir kütüphane hazırlar Fakat kitapları kuru kuru okumaz Fonda beğendiği müziği de çalan Tuna Bayan, üç teyp kullanarak sabırla çalışır günlerce Engelliler için yaptığı bu çalışması daha sonra bir dernek göre takdir edilir ve onlara da çoğu kitabı seslendirir Gönüllü çalışmaları zamanla civarda övgüye mazhar olur Artık eşi ve arkadaşları da işe gidip gelirken, evde meslek yaparken, istirahat halinde bu kitapları dinlemektedir Tuna Başat’in eşi bu şart karşı ABD’de sesli kitaplara çok talep edildiğini ve Türkiye’de de benzerini yapabileceklerini söyler O zamana dek stüdyo tecrübesi olmayan Tuna Bayan bu teklife sıcak bakmaz Ta ki çocuk tiyatrosu için bir stüdyo çalışması yapana kadar… Orada müzisyen Erhan Ersin’le tanışan Başat, ilgiden ve tedbirli çalışmadan çok hoşnut kalır: “Eşimin teklifi geldi aklıma ve Erhan’a ben de aynı öneride bulundum Böylece sesli kitap maceramız başladı Stüdyo, müzikleri yapacak bir sanatkâr ve seslendirici konusunda sorun yoktur; sıra okunacak kitapların seçimine gelmiştir Natürel bir de yazarlara sesli kitabı anlatmaya ve onları ikna etmeye başlangıçta tanıdıkları bir yazarın, Ergun Hiçyılmaz’ın kapısını çalarlar Projeye çok sıcak bakan Hiçyılmaz’ın hikâyeleri için stüdyoda arşiv yapılır Metinlere müzik seçilir; örneğin Kantocu Peruz Bayan’ın hayatı için 1930’ların plaklarından parçalar idealdir Başka bir öyküde Hafız Burhan’dan bahsediliyorsa geçiş için onun eserleri serpiştirilir Fakat okuyacak kişi hiç değişmeyen “Fazla zevk alıyorum ve kıskançlık yapıp kimseyle paylaşmıyorum diyor Tuna Hanım Ilk sesli kitaptaki itina daha sonraki çalışmalarda da eksilmez, müzikle ses az kalsın oya gibi işlenir, bir de ressamdan yardım alınır; kitabı dinledikten sonra kapak için tablo talep edilir Çocuk kitaplarının ressamı da sabittir; Tuna Hanım’ın kızı Hikaye önce kitapları dinler sonra da tuvalinin başına geçer Tuna Etken ‘Sesli Kitaplar’ yayınevini bugüne bağlılıkla getirebilmiş Her ne değin sesli kitapların mazisi ülkemizde çok eskilere dayanmasa da dinleme biçimine halkımız radyo tiyatrolarından alışılmış Ama geçmişte fazla rağbet görmüş radyo tiyatrolarının tersine sesli kitapların neden az ilgi gördüğü insanı düşündürüyor 1950’lerde başlayan radyo piyesleri, arkası yarınlar ya da haftada, ayda bir yayınlanan skeçler olarak ‘mikrofona konulur’muş Yıllarca radyo piyeslerini seslendiren Gülümseyen Kıpçak, yaptıkları programların çok ilgi gördüğünü, özellikle arkası yarınların diziler gibi takip edildiğini anlatıyor Reşat Nuri Güntekin, Dostoyevski, Goethe gibi dişe dokunur yazarların eserlerinin piyes haline getirildiği bu programlar sadece batıda yok doğunun ücra köşelerinde dahi merakla dinleniyormuş Tebessüm Eden Kıpçak’a göre radyo tiyatrolarının sesli kitaptan farkı eserdeki her karakterin diğer bir birey göre seslendirilmesi “Biz radyo piyesinde her karakteri canlandırıyorduk Olur Ya sesli kitapta da bu denenebilir Örneğin birçok birey karakterleri canlandırabilir diyen Kıpçak bunun dinleyiciye daha çekici gelebileceği kanaatinde; “Millet kitabını okuduğu halde canlı karakterlere dönüşen halini merak ederek sinemaya kitap uyarlamalarını izlemeye gidiyorlar Kitabı okudum, filmi seyretmeyeyim demiyorlar Bu, sesli kitaplar için de neden geçerli olmasın? Lakin gerçi sesli kitaba yatırım yapanların işi zorlama, radyo tiyatrolarının da ‘katledilmesine’ niçin olan televizyon kültürü insanların kitaba ilgisizliğinin baş müsebbibi Kıpçak’a göre Kitap dediğin ele avuca gelmeli, eskimiş veya yeni matbaadan çıkmış kâğıt kokmalı belki, önce hazırlanmalı kitabı okumaya sonra da köşeye çekilip dalmalı satır aralarına Bu şehvetli yaklaşımdan ötürü sesli kitaplara tenezzül etmeyen, arasında kitap kurtları ve yazarların da bulunduğu bir kesim de var muhakkak Yazan Mehmet Coral, “Sesli kitap dinlemenin nasıl bir keyfi var bilmiyorum diyor Ona tarafından kitap okumanın bütün zevki karakterleri kendi iç sesine büründürmek, sinematografik çıkarımlarda bulunabilmek Dinlerken bu o kadar de olası değil Sesli kitabın tek avantajı Coral’a göre müzikle metnin beslenmesi KİTAP NE KADAR DİNLENİR? Her ne kadar kendi eserlerinden örnekler bulunsa da Coral’ın sesli kitap dinlemekle arası iyi yok gerçi yayınevinden meydana çıkan kitabını merak edip bir defa dinlemiş Yazar için kendi kitabını dinlemek ilginç tabii “Yazarken farklı boyutlara geçebiliyorsunuz; ruhsal, düşünsel… Kitap fiilen bir macera, sadece düz yazı yazmakla bitmiyor Eser ortaya çıktıktan sonra, siz ona tanıdık olmayan kalıyorsunuz Kâğıda döküldüğünde, kapağıyla hacimlendiğinde bambaşka bir şeye dönüşüyor Sesli kitap ise farklı bir tecrübe Benim kitabımın sesli versiyonu bir resim ve iki kasetten ibaret Yabancı bir ses, öbür tonlamalar, müzik… Coral’a tarafından nasıl edebiyat sinemaya uyarlandığında kayıp veriyorsa benzer şart sesli kitap için de geçerli Geçmişte kasetlere şimdilerde CD, mp3’lere aktarılan sesli kitapları gelecekte nasıl bir serüven bekliyor merak konusu Coral, “Belki de görsel efektler eklenecek ve kişisel sinemalar türeyecek diyor Her ne değin kendi tercih etmese de sesli kitaplara aleyhinde bir tavır da geliştirmiyor İnsanların bilgiye ulaşması için her türlü yolu denemesi zorunlu ona kadar, dolayısıyla sesli kitap da bu manada kayda değer Kalem Ajans’ın sahibi Nermin Mollaoğlu yüksek lisans eğitimi için Amerika’da bulunduğu iki yıl her tarafında her hafta kütüphaneden sesli kitap alırmış Bu alışılmışlık Amerikalıların çoğunda var Sabahakşam mektep yolunda, evde anlamsız vakitlerinde dinlermiş bu kitapları Türkiye’ye döndüğünde kitapevlerinde bir türlü bulamamış sesli kitap İlgisizliğin iki temel nedeni var ona göre; ilki kitap sevgisiyle alakalı, kitaba değmek isteyen hassas okurlardan kaynaklanıyor Diğer bir niçin de kitapevlerinin sesli kitaplara sıcak bakmaması Onların da kafası bunları sıradan raflara mı yoksa CD bölümüne mi yerleştirecekleri konusunda karmakarışık Farklı raf oluşturacak dek örneğin ellerinde bulunmaması sorunlardan biri YAYINEVLERİ TEREDDÜTTE Yurtdışındaki kitap fuarlarını takip eden Mollaoğlu’na göre onon beş yayınevi sesli kitaplara sahip çıksa kitapevleri de daha fazla yer ayırabilecek Tuna Etken bu konuda daha tepkili, alıcılardan ziyade satıcılardan şikâyetçi: “Kitapçılar zücaciye gibi çalıştıkları için ellerinde sesli kitap olsa bile farkında değiller Hiçbir kitapevinde sesli kitap bölümü yok Gerçekte, haberi hazırladığımız vakit içerisinde uğradığımız kitapevlerinde sesli kitap bulmanın zorluğuna şahit olduk Önce var mı değil mu sorusu uçuştu mağazada, daha sonra çalışanlar aralarında bir kişi ‘Olması lüzumlu’ diyerek rafların arasından fakat bir veya iki kitap buldu Tuna Etken, kitapevlerine sesli kitaplar için bölüm ayırmaları önerisinde bulunmuş, ama hiçbirinden olumlu cevap alamamış Her ne dek kitapçılardan hoşnut değilse de sanal ortamdaki satışlardan memnun: “Onların yapmadığını sanal kâinat yapıyor İnternette arzetmek veya kullanmak diye bir vesvese da yok Ahali da bu mecraya alıştı, alışverişini çok hoş yapıyor Sanal ortam olmasaydı ola ki de ayakta kalamazdık Tuna Bayan’a göre Türkiye’de hâlâ sesli kitabın mantığı anlaşılamadı “Biz duvara bakın dinleyin, kitap okumayın demiyoruz kimseye Sesli kitabı zaten okuyan, muhakkak kültür seviyesindekiler dinliyor Biz onlara okumaya vakitleri olmadığı zamanlar için bunu öneriyoruz Nermin Mollaoğlu birçok ülkeye tarafından sesli kitabın Türkiye’ye daha uygun olduğu görüşünde Şifahi kültürden gelmemizin dışında stilı hayatımız da buna müsait “Bazen üç dört saatimiz trafikte geçiyor, bu vakitte mp3 kulak vermek yerine kitap bitirilebilir Ülkemizde görme özürlü sayısı da azımsanmayacak kadar çok; onlar için de ideal olan sesli kitaplara istek bildiren bir öteki kesim de yaşlılar Tuna Dominant’e göre evde işlerini yaparken de birçok kadın sesli kitap dinlemeyi tercih ediyor İlgiye karşın yayınevleri sesli kitaba aleyhinde ihtiyatlı Epsilon Yayınları’nda sesli kitaplar serisinin editörü Meltem Erkmen, deneme amaçlı kitaplar çıkardıklarını dile getiriyor Bundan daha sonra da yeni sesli kitap projeleri olacak; ama bu azıcık da talebe bağlı “Artık daha temkinli adım atacağız, eğer yoğun ilgiyle karşılaşırsak tabii ki hızımız artacak Erkmen’in ifadesine göre amaçları sadece görme özürlülere yok, kitap okumaya vakit bulamayanlara ve ‘okuma özürlülere’ de hitap etmek Doğrusu sesli kitaplar okumayla arası iyi olmadığı halde teknolojiyle defalarca arası hoş halkımız için de umut vaat ediyor Erkmen, bilhassa teknolojiyle arası iyi olan çocuklara sırası gelmişken kitap sevgisi aşılayabilecekleri inancında Sesli kitaplarla ilgili bir girişimde bulunan Yapı Kredi Yayınları da Harry Potter kitaplarının ilk cildini kaset ve CD olarak yayınlamıştı Bunun niçin devam etmediğine dair sorumuzu yayınevine yönelttiğimizde, “Tanıtım ve ilânı yeterli miktarda yaptığımız halde satışlar doyurucu bir noktaya gelmedi Piyasadan tatmin edici istek gelmeyince diğer ciltlerde bu başvuru devam etmedi cevabını aldık İleride yayınevi sesli kitap projelerine sıcak bakıyor lakin bunun için şartların olgunlaşması durum: “Sesli kitap yayıncılığı yeni ve demin şartları tam belirlenmemiş Zaman içerisinde okuyucu talebi de bu yayınlama faaliyetinin yaygınlaşması talebini doğuracaktır KORSAN BİZE TENEZZÜL ETMEZ Yurtdışında sesli kitapların yalnızca CD yok mp3 versiyonları da mevcut Erkmen, mp3 formatının dinleyici için pratik olduğunu kabul ediyor lakin korsan problemi sebebiyle bunu tehlikeli buluyor: “CD’lerimize parola koyarak bu sorunu bir noktaya değin aştık lakin mp3’e korsan riski nedeniyle cesaret edemiyoruz Tuna Egemen ise bu konuda dertsiz “Korsan sesli kitaba tenezzül etmiyor diyor Kaset formatlarının da hâlâ devam ettiğini söyleyen Egemen’e göre CD’nin kolay fakat kasetin korsanını gerçekleştirmek güç: “Biz fakat ayakta duruyoruz, korsan nasıl bunu karşılasın Peki, dünyada bu probleme karşısında nasıl önlemler alınıyor? Mollaoğlu, yurtdışında korsan probleminin yokluğunu böyle bir zihniyete sahip olunmamasına bağlıyor: “Yurtdışında korsan yapılmadığı için önlem mantığı da yok Çünkü kimseye aldıramazsınız Çin bile her şeyin korsanını ürettiği halde kitapta bunu yapmıyor Mollaoğlu, yurtdışında sesli kitapların telif hakları sözleşmesinde kesin var olduğuna değiniyor Çünkü bir kitap Amerika ve Avrupa ülkelerinde piyasaya altı çeşitlilik sürülüyor Sert kapaklı, cep kitap gibi çeşitlerin aralarında sesli kitap da var Resmî sözleşmelerde her zaman sesli kitap maddesinin bulunduğuna değinen Mollaoğlu, sesli kitapların yurtdışında büyük bir pazara sahip olduğuna uyarı çekiyor Türkiye’de ise dağıtımını kimin yapacağı dahi süresiz, kitap dağıtıcıları mı yoksa CD dağıtıcıları mı? Görünen o oysa sesli kitabı gelecekte nelerin beklediği süresiz Kitapseverlerin talebi emin manâlı ama bunun içinde yeterli tanıtım yapılmıyor Kitap kurtları için bu natürel oysa elzem bir ihtiyaç yok ta fakat yaşlanıp kitap okuyamaz ülkü gelene veya bir hastalık ya da kaza sonucu görme kabiliyetini kaybedene kadar…  
 
Üst Alt