iltasyazilim
Yeni Üye
TANZİMAT EDEBİATI
Avrupa ’da Rönesans ’la başlayan uygarlığın dil, kültür, sanat ve teknik açılardan gelişmesi, Osmanlı Devletine bütün anlamıyla yansımamıştı Bunun bir sonucu olarak Batı teknik olarak kendini yenilemiş, 18 yüzyıldan sonra savaşlarda Osmanlıya aleyhinde ara sıra üstünlükler sağlamış, kültürel anlamda Osmanlı üstünde büyük bir tesir alanı elde etmiştir
19 yüzyılda Osmanlı orduları her cephede yenilgiler almış ve bu yenilgiler sonrasında büyük topraklar kaybetmiştir Eski ihtişamlı günler aranır olmuştur Devlet adamları, bu kötü gidişe dur diyebilmek için yeni tedbirler almış, yeni kanunlar çıkarmıştır Batılılaşma, Osmanlı Devletinin kurtuluş reçetesi olarak görülmeye başlanmıştır Yapılan ıslahatlarda batılı ülkelerin durumu başlıca alınmıştır Hatta bu ülkelerdeki gelişmeleri daha iyi takip olabilmek için öğrenciler gönderilmiş, özellikle ordu içinde batılı generallere devir verilmiştir
Osmanlının batıya yönelişinin devlete ait belgesi özelliğinde olan Gülhanei Hattı Hümayun(Tanzimat Fermanı) batılı devletlerin dayatmasıyla 1839 ’da duyuru edilmiştir
Tanzimat dönemi, aydınlarımızın toplum için kurtuluş ve başkalaşım reçeteleri aradığı bir dönemdir Sosyal ve siyasi anlamdaki değişimler, bir zaman sonradan sanat ve edebiyat çevrelerini de etkilemiş ve devletin tüm politikalarında istikametini çevirdiği batılılaşma, edebiyatımızda da etkisini göstermiştir
Tanzimat aydınları Divan edebiyatını sıkıcı ve boğucu, yeniliklere kapalı bulmuşlar, dilinin halka hitap etmediğini açıklama ederek bu konuda yenilikler ortaya koymaya çalışmışlardır Dönemin sanatçıları medeni, yenilikçi, ilerici, bilimsel gelişmelere açık kişilerdir Hemencecik hepsi Fransız kültüründen etkilenmiş, Montesquieu, JJ Rousseau, Voltaire gibi düşünürleri örnek almıştır Roman, öykü, tiyatro ve gazete yazıları gibi türlerin birincil örnekleri verilmiştir Edebiyatımızda vatan, millet, eşitlik, özgürlük gibi toplumsal konular tartışılmaya başlanmıştır
Tanzimat edebiyatı 1 yılında Şinasi ve Agâh Efendi kadar çıkarılan Tercümanı Ahval gazetesiyle birlikte başlamıştır1896 yılına değin devam etmiş ve yerini Edebiyatı Cedide ’ye bırakmıştır Bu dönem sanatçılarının eserlerinde işledikleri konular, kullandıkları dil ve biçimler dikkate alındığında Tanzimat Edebiyatı iki dönemde incelenebilir Fakat daha öncesinde bu edebiyatın bir yaradılış safhası vardır Bu döneme hazırlık dönemi de diyebiliriz
Hazırlık Dönemi(1839–1)
Tanzimat Fermanının ilanından Tercümanı Ahval ’ in çıkışına dek sürmüştür Bu dönemde Batıdan dağıtılmış türlerde çeviriler üretilmiş, Avrupa ’yı gören aydınların gezi notları yayınlanmış, birincil gazete örnekleri verilmiştir Gazetecilik bu dönemde faz kaydetmiş, Takvimi Vekayi ve Ceridei Havadis bu dönemde çıkarılmıştır Keza ilk çeviri romanımız olan Telemak bu dönemde dilimize kazandırılmıştır Bu dönemin sanatçıları Yusuf Kamil Paşa, Akif Paşa, Mütercim Asım, Vefalı Rıfat Paşa ’ dır
Birinci Dönem Tanzimat Edebiyatı (1–1880)
üBu dönem yazan ve şairleri edebiyatı bir araç olarak görmüşler, sosyal konuları işleyerek halkı eğitmeyi amaçlamıştır
üEserlerde sade bir dil kullanılması savunulmuş; oysa bunda başarılı olunamamıştır
üBu dönemde Roman, hikaye, tiyatro, makale, tenkit gibi türlerin ve gazeteciliğin ilk örnekleri verilmiştir
üHak, hak, eşitlik, hür gibi kavramlar ilk olarak kullanılmıştır Bu kavramların tartışılmasında gazete ve tiyatro kayda değer bir rol üstlenmiştir
üOrtaya konulan eserler teknik açıdan kusurludur
üDivan şiiri çok eleştirilmesine karşın nazım biçimleri tıpkı kullanılmıştır
üBu dönemde aruz ölçüsü kullanılmakla birlikte heceyle de bir takım denemeler yapılmıştır
3 İkinci Dönem Tanzimat Edebiyatı (1880–1896)
üBu dönemde, “sanat için sanat anlayışı benimsenmiş, dilde sadelikten uzaklaşılmıştır
üÖzellikle aydınlar özerindeki baskı bunların ferdi konulara yönelmesinde ilk etmen sayılabilir Bunda bu sanatçıların birinci dönem sanatçıları gibi mücadeleci bir ruha sahip olmayışları da kayda değer bir nedendir
üGazetelerde sosyal sorunlardan ziyade jurnal olaylara yer verilmiştir
üTiyatro eserleri daha ziyade okunmak için yazılmış, sahne tekniğinden uzaklaşmıştır
üŞiirde bireysel konulara yer verilmiş, çekicilik duygusu veren her şeyin şiire konu olabileceği savunulmuştur Aşk, ızdırap, kötümserlik, felsefi fikirler, arzu gibi konular işlenmiştir
üBu dönemde yapılan tartışmalar Serveti Fünun Edebiyatının doğuşunu hazırlanmıştır
üMuallim Naci bu dönemde Divan şiirini savunan tek sanatçıdır
Tanzimat edebiyatının Genel Özellikleri:
1 Bu dönem şair ve yazarları, doğu kültüründen kopmamış, batı kültürünü de tam anlamıyla benimseyememiştir
2Hepsi kendi imkânları ile özel eğitim görmüş, tanıdık olmayan dil(bilhassa Fransızca) öğrenmişlerdir
3Sanatçıların büyük çoğunluğu Avrupa ’yı görme imkânı bulmuş, batıyı yakından tanımışlardır
4Fransız Devriminin etkisiyle hürriyet, eşitlik, sosyal hak, meşrutiyet, dünya kardeşliği gibi kavramları benimsemiş, Osmanlı toplumuna da bu düşünceleri aşılamaya çalışmışlardır
5 Bu düşünceleri topluma aşılarken siyasi baskı aşağı olduklarını dile getirmişlerdir
6 Toplumu eğitmek iddiasını taşıdıklarından branşlaşma yerine her şeyden farkında olan olmak, bari gitgide bir şeyler iyi anlamak için okumuşlardır
7 Yukarıda sözü edilen sosyal ve siyasi düşünceleri bambaşka kaynaklardan öğrenmemeleri sebebiyle kavram karmaşası içine düşmüşlerdir
8 Noktalama işaretleri birincil kere Şinasi tarafından kullanılmakla birlikte yaygınlık kazanmamıştır
9 Roman, hikâye, tiyatro, makale, tenkit, tiyatro gibi türlerinin ilk örnekleri bu dönemde verilmiştir
10 Batıdan birçok çeviri üretilmiş, böylelikle halkın okuyan kesiminin de batıyı tanıması sağlanmıştır
Tanzimat Edebiyatında Türler
Hikaye ve Roman
Roman türü edebiyatımıza çeviri yoluyla girmiştir Ilk tercüme roman Tercümei Telemak' tır Bu eseri Yusuf Kamil Paşa, Fransız yazan Fenelon ’dan çevirmiştir Aynı eser sonradan Ahmet Vefik Paşa tarafından bir defa daha çevrilmiştir
sonra Victor Hugo ’nun Sefiller adlı romanı Mağdurin adıyla çevrilmiştir Oysa kimin çevirdiği eserde belirtilmemiştir sonra 1864 ’ te Ahmet Lütfi, Hikâyei Robinson çevirisini yapmıştır
Birincil yerli romanımız Şemsettin Sami'nin Taaşşukı Talat ve Fitnat (1872) adlı eseridir Ilk yazınsal roman, Namık Kemal ’in İntibah adlı eseridir Belli Başlı adı Son Pişmanlık olan bu eser 1874'te yazılmış, 1876'da İntibah yoksa Sergüzeşti Ali Bey adıyla yayımlanmıştır Yine Namık Kemal'in 1880'de yazdığı Cezmi, ilk tarihî roman özelliğini taşır
Birincil gerçekçi roman ise Recaizade Mahmut Ekrem ’in Otomobil Sevdası (1898)adlı eseridir Eser Serveti Fünûn dergisinde yayınlanmıştırBu dönemin en dikkate bedel eseri Sami Paşazade Sezai ’nin Sergüzeşt adlı romanıdır
Nabizade Nâzım, köy hayatını, köy insanını konu edinen realist bir hikâye örneği olan Karabibik ’i (1890) ve ilk tezli roman örneği olarak kabul edilen Zehra ’yı kaleme alınmıştır
Birincil hikâye örnekleri Ahmet Mithat'ın Letaifi Rivayat (1870) başlığı aşağıda yayımlanan hikâyeleridir Batılı anlamdaki birincil hikâye Sami Paşazade Sezai ’ nin, Minik Şeyler adlı kitabıdır
Tanzimat Roman ve Hikâyesinin Özellikleri
üRoman ve hikâyelerinde sosyal ve tarihî konulara yer verilmiştir
üSosyal konulu roman ve hikâyelerde doğubatı çatışması ve bu çatışmanın doğurduğu sorunlar ve bunalımlar ele alınmıştır
üTarih konuların işlendiği romanlarda ise devletin durumundan kaynaklanan umutsuzluktan nedeniyle, geçmişte kazanılan başarılara sığınıldığı görülür
üEserlerde kahramanlar tek yönlü olarak ele alınmıştır İyiler , kötüler fazla kötüdür İyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır
üRoman ve hikâyelerde olayların gelişimi ya yazar ağzından anlatılmış veya tesadüflere bırakılmıştır
üRoman ve hikâyeler öğütle biter, iyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır
üHikâye ve romanlar, romantizmin, klasizmin ve realizmin etkisindedir
üBazı yazarlar, roman ve hikâyelerin akışına müdahale ederek uzun ansiklopedik bilgiler vermeye çalışmıştır
üEserlerin konuları çoğunlukla İstanbul ve çevresinde geçer Kahramanlar ise açık fikirli çevrelerden seçilmiştir
üEserler teknik açıdan kusurlu olsalar da ilk olmaları yönüyle önemlidir
Şiir
üNesirle birlikte yenileştirilen ilk türdür Tanzimat şiiri Divan şiirine tarafından daha canlı, konu yönüyle daha zengindir
üTürk şiirinde yenileşme hareketi Şinasi ile başlamıştır Ama yenileşmenin en ciddi ismi Abdülhak Hamit olmuştur
üTanzimat şiiri yeni bir hayat felsefesi, hayat anlayışı peşindedir Divan şiirinden ayrılan en keskin özelliği da toplumcu olmasıdır
üI Dönemde yazılan şiirlerin dili daha sade iken II Dönemde dil birazcık daha ağırlaşmıştır
üTanzimat şiirinde şekil eski, öz yenidir Divan edebiyatının ölçü, kafiye, nazım birimi gibi
şekil özellikleri tıpkı korunarak ilk kere sosyal ve felsefî konular işlenmiştir
üTanzimat şiirinde Divan şiirinden öbür olarak şiirlere isimler verilmiştir
üDivan şiirinde parça güzelliği önemsenirken Tanzimat şiirinde konu bütünlüğü önemsenmiştir
üI Dönem sanatçıları daha çok sosyal ve siyasi konular üstüne eğilirken, II Dönem sanatçıları bireysel ve felsefi konulara yönelmiştir Bu şekilde şiirin konusu genişletilmiştir
üBu dönemde ilk defa Türk Şiirinin Kaynağıaraştırılmış, bilimsel talimatlar getirilmeye çalışılmış; Ziya Paşa şiirimizin kaynağı an şiiriderken, Namık Kemal Şiirimizin kaynağı insanlar şiiridir, demiştir
Tiyatro
üTanzimatçılarla birlikte edebiyatımıza giren tiyatroda, romanda olduğu gibi tarihî ve sosyal konular işlenmiştir
üTanzimat ’ın daha birincil yıllarında tiyatro binaları yapılmaya başlanmış, tanıdık olmayan tiyatro grupları zamanla yerlerini yerli topluluklara bırakmıştır
üİlk ciddi Türk tiyatrosu 1867'de kurulan benzeri Osmanlı Tiyatrosudur Bu tiyatro, Ahmet Mithat'ın Çerkez Özdenler adlı dramının bağımsızlık duygularını aşıladığı mazeret edilerek 1884'te II Abdülhamit göre kapatılmıştır
üBu dönem tiyatro çalışmaları telif, çeviri ve uyarlama almak üzere üç şekilde yapılmıştır
üAbdülhak Hamit ‘ in dışındaki sanatçılar üç birlik kuralına uymaya çalışmıştır
üTiyatro eserlerinde iyiler çok iyi, kötüler fazla kötüdür Eserler, öğütle biter İyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır
üBu dönem tiyatrosu batı tiyatrosunun etkisi altındadır Bilhassa Shakspeare ve Molliere tiyatro yazarlarımızın taklit ettikleri büyük ustalardır
üİlk tiyatroları, İtalyan ve Fransız girişimciler kurmuştur Hoca Naum, Hasköy, Şark ve Ortaköy tiyatroları ilk yerli tiyatrolardır
üHayrullah Efendi 1844 ’te Hikâyei İbrahim Paşa be İbrahimi Gülşeni adlı eseriyle birincil oyun denemesini yapmıştır
üYayınlanmış ilk tiyatro eseri, Şinasi ’nin 1859' da yazıp 1 yılında Tercümanı Ahval ’ de yayınladığı Şair Evlenmesi adlı tek perdelik töre komedisidir
üBu dönemde Ahmet Vefik Paşa, çeviri ve adaptasyon tarzındaki eserleriyle Türk tiyatrosunun kurucusu olarak kabul edilebilir
Gazetecilik
Tanzimat dönemi gazeteciliği, edebî çalışmalarla fazla yakından ilgilidir Basın hayatı, resmî bir gazete olan Takvimi Vakayı (1831) ile başlar Tanzimat'ın ilânından sonra sözde resmi Ceridei Havadis (1840) ile devam eder Bunu meslekî bir gazete olan Vakayii Tıbbiye peşine düşüp takip eder
Özel Türk gazeteciliği 1'da Agâh Efendi ile İbrahim Şinasi ’nin çıkardıkları Tercümanı Ahval ile başlar Şinasi sonra Tasviri Efkâr'ı (1862) çıkarır
Ali Suavi 1866'da İstanbul'da yönettiği Muhbir'i Avrupa'ya kaçtıktan sonra Londra'da çıkarmaya devam eder (1867)Ziya Paşa, 1868'de Londra'da Namık Kemal ile birlikte kurduğu Bağımsızlık ’i 18691870'te Londra ve Cenevre'de tek başına çıkarmayı sürdürür Namık Kemal, Avrupa dönüşü İbret'i (1871) çıkarmaya başlar
Ahmet Mithat, Tahsis (1872), Bedir (1872) gazetelerini, sonrada Tercümanı Hakikat'i (1878) çıkarır
Dönemin ünlü öteki gazeteleri de şunlardır:
Basiret (1869) İstanbul (1867), Hadika (1872), Siraç (1873),Süre (1875), Mecmuaî Ebuzziya (1879)
Edebiyatımızdaki ilk dergi Münif Paşa ’nın çıkardığı Mecmuayı Fünun ’dur(1861) Birincil espri dergisi ise Teodor Kasap ’ın çıkardığı Diojen ’dir(1869)
Tenkit (Eleştiri)
Bu dönem tenkit yazılarında Divan edebiyatının etkisiz hâle getirilmesi, batı eksenli yeni edebiyatın yaygınlaştırılması amaçlanmıştır Edebiyatımızdaki ilk eleştiri yazısı Namık Kemal ’ in “Lisanı Osmaninin Edebiyatı Hakkında Mülahazatı Şamildir başlıklı yazısıdır Yazan bu makalede Divan edebiyatını eleştirmiştir
Ziya Paşa, Özgürlük gazetesinde çıkan Şiir ve Yapı(1868) makalesinde Divan edebiyatını eleştirmiş, esas edebiyatın Halk Müziği edebiyatı olduğunu iddia etmiştirGayrii millî ve yapay olmakla suçladığı Divan edebiyatını 1874'te Harabat Mukaddimesinde her tarafta savunmuştur Namık Kemal Ziya Paşa ’nın zik zaklı tutumunu Tahribî Harabat ve Ta'kîb adlı eserlerinde eleştiri etmiştir
Bu dönem eleştirilerinin odak noktası yeni edebiyatın dilidir Recaîzade Mahmut Ekrem; Ta ’limi Edebiyat, III Zemzeme önsözünde, Takdiri Elhan ile Pejmürde adlı eserlerinde ayrıca eski edebiyatı ayrıca de Muallim Naci'nin eski edebiyat hakkındaki görüşlerini tenkit eder Muallim Naci de bu yazılara Saadetgazetesinde cevap vermiş, bu yazıları Demdeme‘ de(1886) yayınlamıştır
Bu dönemde yapılan tartışmalar, doğubatı edebiyatlarının mücadelesi çerçevesinde olmuştur Bu dönem Divan edebiyatı için yok edici, Batı Etkisinde Artan Türk edebiyatı için yapıcı bir nitelik gösterir
Tanzimat Edebiyatının Dil Özellikleri
1Tanzimat dönemi Türk dili ve tarihi konusunda çalışmaların başladığı, sözlük çalışmalarının birincil kere bilimsel olarak yapıldığı bir dönemdir
2Konuşma dilindeki sadeliğin yazı dilinde de olması görüşü benimsenmiş, ama bu tam anlamıyla sağlanamamıştır
3Roman ve hikâyelerde dil iki değişik görünüm verir Iki Taraflı konuşmalarda sadeleşen dil, ruh çözümlemeleri ve tasvirlerde ağırlaşmıştır
4Tiyatroların dili çoğunlukla sahne diline uygundur Şive taklitleri ve cinaslar, geleneksel Türk seyirlik oyunlarının etkisiyle yerleşmiştir
5Divan edebiyatını bile geride bırakan bu ağır dil, Arapça Farsça tamlamalarla doludur Bu ağır dil, Tanzimat ’ın birinci dönemindeki Toplum için sanatgörüşüne zıt düşer
6Divan nesrinin belirgin özelliği olan sanatlı ve uzun tümce yapıları terk edilmiş, kısa ve açık anlatımlı cümleler kullanılmaya çalışılmıştır *
Avrupa ’da Rönesans ’la başlayan uygarlığın dil, kültür, sanat ve teknik açılardan gelişmesi, Osmanlı Devletine bütün anlamıyla yansımamıştı Bunun bir sonucu olarak Batı teknik olarak kendini yenilemiş, 18 yüzyıldan sonra savaşlarda Osmanlıya aleyhinde ara sıra üstünlükler sağlamış, kültürel anlamda Osmanlı üstünde büyük bir tesir alanı elde etmiştir
19 yüzyılda Osmanlı orduları her cephede yenilgiler almış ve bu yenilgiler sonrasında büyük topraklar kaybetmiştir Eski ihtişamlı günler aranır olmuştur Devlet adamları, bu kötü gidişe dur diyebilmek için yeni tedbirler almış, yeni kanunlar çıkarmıştır Batılılaşma, Osmanlı Devletinin kurtuluş reçetesi olarak görülmeye başlanmıştır Yapılan ıslahatlarda batılı ülkelerin durumu başlıca alınmıştır Hatta bu ülkelerdeki gelişmeleri daha iyi takip olabilmek için öğrenciler gönderilmiş, özellikle ordu içinde batılı generallere devir verilmiştir
Osmanlının batıya yönelişinin devlete ait belgesi özelliğinde olan Gülhanei Hattı Hümayun(Tanzimat Fermanı) batılı devletlerin dayatmasıyla 1839 ’da duyuru edilmiştir
Tanzimat dönemi, aydınlarımızın toplum için kurtuluş ve başkalaşım reçeteleri aradığı bir dönemdir Sosyal ve siyasi anlamdaki değişimler, bir zaman sonradan sanat ve edebiyat çevrelerini de etkilemiş ve devletin tüm politikalarında istikametini çevirdiği batılılaşma, edebiyatımızda da etkisini göstermiştir
Tanzimat aydınları Divan edebiyatını sıkıcı ve boğucu, yeniliklere kapalı bulmuşlar, dilinin halka hitap etmediğini açıklama ederek bu konuda yenilikler ortaya koymaya çalışmışlardır Dönemin sanatçıları medeni, yenilikçi, ilerici, bilimsel gelişmelere açık kişilerdir Hemencecik hepsi Fransız kültüründen etkilenmiş, Montesquieu, JJ Rousseau, Voltaire gibi düşünürleri örnek almıştır Roman, öykü, tiyatro ve gazete yazıları gibi türlerin birincil örnekleri verilmiştir Edebiyatımızda vatan, millet, eşitlik, özgürlük gibi toplumsal konular tartışılmaya başlanmıştır
Tanzimat edebiyatı 1 yılında Şinasi ve Agâh Efendi kadar çıkarılan Tercümanı Ahval gazetesiyle birlikte başlamıştır1896 yılına değin devam etmiş ve yerini Edebiyatı Cedide ’ye bırakmıştır Bu dönem sanatçılarının eserlerinde işledikleri konular, kullandıkları dil ve biçimler dikkate alındığında Tanzimat Edebiyatı iki dönemde incelenebilir Fakat daha öncesinde bu edebiyatın bir yaradılış safhası vardır Bu döneme hazırlık dönemi de diyebiliriz
Hazırlık Dönemi(1839–1)
Tanzimat Fermanının ilanından Tercümanı Ahval ’ in çıkışına dek sürmüştür Bu dönemde Batıdan dağıtılmış türlerde çeviriler üretilmiş, Avrupa ’yı gören aydınların gezi notları yayınlanmış, birincil gazete örnekleri verilmiştir Gazetecilik bu dönemde faz kaydetmiş, Takvimi Vekayi ve Ceridei Havadis bu dönemde çıkarılmıştır Keza ilk çeviri romanımız olan Telemak bu dönemde dilimize kazandırılmıştır Bu dönemin sanatçıları Yusuf Kamil Paşa, Akif Paşa, Mütercim Asım, Vefalı Rıfat Paşa ’ dır
Birinci Dönem Tanzimat Edebiyatı (1–1880)
üBu dönem yazan ve şairleri edebiyatı bir araç olarak görmüşler, sosyal konuları işleyerek halkı eğitmeyi amaçlamıştır
üEserlerde sade bir dil kullanılması savunulmuş; oysa bunda başarılı olunamamıştır
üBu dönemde Roman, hikaye, tiyatro, makale, tenkit gibi türlerin ve gazeteciliğin ilk örnekleri verilmiştir
üHak, hak, eşitlik, hür gibi kavramlar ilk olarak kullanılmıştır Bu kavramların tartışılmasında gazete ve tiyatro kayda değer bir rol üstlenmiştir
üOrtaya konulan eserler teknik açıdan kusurludur
üDivan şiiri çok eleştirilmesine karşın nazım biçimleri tıpkı kullanılmıştır
üBu dönemde aruz ölçüsü kullanılmakla birlikte heceyle de bir takım denemeler yapılmıştır
3 İkinci Dönem Tanzimat Edebiyatı (1880–1896)
üBu dönemde, “sanat için sanat anlayışı benimsenmiş, dilde sadelikten uzaklaşılmıştır
üÖzellikle aydınlar özerindeki baskı bunların ferdi konulara yönelmesinde ilk etmen sayılabilir Bunda bu sanatçıların birinci dönem sanatçıları gibi mücadeleci bir ruha sahip olmayışları da kayda değer bir nedendir
üGazetelerde sosyal sorunlardan ziyade jurnal olaylara yer verilmiştir
üTiyatro eserleri daha ziyade okunmak için yazılmış, sahne tekniğinden uzaklaşmıştır
üŞiirde bireysel konulara yer verilmiş, çekicilik duygusu veren her şeyin şiire konu olabileceği savunulmuştur Aşk, ızdırap, kötümserlik, felsefi fikirler, arzu gibi konular işlenmiştir
üBu dönemde yapılan tartışmalar Serveti Fünun Edebiyatının doğuşunu hazırlanmıştır
üMuallim Naci bu dönemde Divan şiirini savunan tek sanatçıdır
Tanzimat edebiyatının Genel Özellikleri:
1 Bu dönem şair ve yazarları, doğu kültüründen kopmamış, batı kültürünü de tam anlamıyla benimseyememiştir
2Hepsi kendi imkânları ile özel eğitim görmüş, tanıdık olmayan dil(bilhassa Fransızca) öğrenmişlerdir
3Sanatçıların büyük çoğunluğu Avrupa ’yı görme imkânı bulmuş, batıyı yakından tanımışlardır
4Fransız Devriminin etkisiyle hürriyet, eşitlik, sosyal hak, meşrutiyet, dünya kardeşliği gibi kavramları benimsemiş, Osmanlı toplumuna da bu düşünceleri aşılamaya çalışmışlardır
5 Bu düşünceleri topluma aşılarken siyasi baskı aşağı olduklarını dile getirmişlerdir
6 Toplumu eğitmek iddiasını taşıdıklarından branşlaşma yerine her şeyden farkında olan olmak, bari gitgide bir şeyler iyi anlamak için okumuşlardır
7 Yukarıda sözü edilen sosyal ve siyasi düşünceleri bambaşka kaynaklardan öğrenmemeleri sebebiyle kavram karmaşası içine düşmüşlerdir
8 Noktalama işaretleri birincil kere Şinasi tarafından kullanılmakla birlikte yaygınlık kazanmamıştır
9 Roman, hikâye, tiyatro, makale, tenkit, tiyatro gibi türlerinin ilk örnekleri bu dönemde verilmiştir
10 Batıdan birçok çeviri üretilmiş, böylelikle halkın okuyan kesiminin de batıyı tanıması sağlanmıştır
Tanzimat Edebiyatında Türler
Hikaye ve Roman
Roman türü edebiyatımıza çeviri yoluyla girmiştir Ilk tercüme roman Tercümei Telemak' tır Bu eseri Yusuf Kamil Paşa, Fransız yazan Fenelon ’dan çevirmiştir Aynı eser sonradan Ahmet Vefik Paşa tarafından bir defa daha çevrilmiştir
sonra Victor Hugo ’nun Sefiller adlı romanı Mağdurin adıyla çevrilmiştir Oysa kimin çevirdiği eserde belirtilmemiştir sonra 1864 ’ te Ahmet Lütfi, Hikâyei Robinson çevirisini yapmıştır
Birincil yerli romanımız Şemsettin Sami'nin Taaşşukı Talat ve Fitnat (1872) adlı eseridir Ilk yazınsal roman, Namık Kemal ’in İntibah adlı eseridir Belli Başlı adı Son Pişmanlık olan bu eser 1874'te yazılmış, 1876'da İntibah yoksa Sergüzeşti Ali Bey adıyla yayımlanmıştır Yine Namık Kemal'in 1880'de yazdığı Cezmi, ilk tarihî roman özelliğini taşır
Birincil gerçekçi roman ise Recaizade Mahmut Ekrem ’in Otomobil Sevdası (1898)adlı eseridir Eser Serveti Fünûn dergisinde yayınlanmıştırBu dönemin en dikkate bedel eseri Sami Paşazade Sezai ’nin Sergüzeşt adlı romanıdır
Nabizade Nâzım, köy hayatını, köy insanını konu edinen realist bir hikâye örneği olan Karabibik ’i (1890) ve ilk tezli roman örneği olarak kabul edilen Zehra ’yı kaleme alınmıştır
Birincil hikâye örnekleri Ahmet Mithat'ın Letaifi Rivayat (1870) başlığı aşağıda yayımlanan hikâyeleridir Batılı anlamdaki birincil hikâye Sami Paşazade Sezai ’ nin, Minik Şeyler adlı kitabıdır
Tanzimat Roman ve Hikâyesinin Özellikleri
üRoman ve hikâyelerinde sosyal ve tarihî konulara yer verilmiştir
üSosyal konulu roman ve hikâyelerde doğubatı çatışması ve bu çatışmanın doğurduğu sorunlar ve bunalımlar ele alınmıştır
üTarih konuların işlendiği romanlarda ise devletin durumundan kaynaklanan umutsuzluktan nedeniyle, geçmişte kazanılan başarılara sığınıldığı görülür
üEserlerde kahramanlar tek yönlü olarak ele alınmıştır İyiler , kötüler fazla kötüdür İyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır
üRoman ve hikâyelerde olayların gelişimi ya yazar ağzından anlatılmış veya tesadüflere bırakılmıştır
üRoman ve hikâyeler öğütle biter, iyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır
üHikâye ve romanlar, romantizmin, klasizmin ve realizmin etkisindedir
üBazı yazarlar, roman ve hikâyelerin akışına müdahale ederek uzun ansiklopedik bilgiler vermeye çalışmıştır
üEserlerin konuları çoğunlukla İstanbul ve çevresinde geçer Kahramanlar ise açık fikirli çevrelerden seçilmiştir
üEserler teknik açıdan kusurlu olsalar da ilk olmaları yönüyle önemlidir
Şiir
üNesirle birlikte yenileştirilen ilk türdür Tanzimat şiiri Divan şiirine tarafından daha canlı, konu yönüyle daha zengindir
üTürk şiirinde yenileşme hareketi Şinasi ile başlamıştır Ama yenileşmenin en ciddi ismi Abdülhak Hamit olmuştur
üTanzimat şiiri yeni bir hayat felsefesi, hayat anlayışı peşindedir Divan şiirinden ayrılan en keskin özelliği da toplumcu olmasıdır
üI Dönemde yazılan şiirlerin dili daha sade iken II Dönemde dil birazcık daha ağırlaşmıştır
üTanzimat şiirinde şekil eski, öz yenidir Divan edebiyatının ölçü, kafiye, nazım birimi gibi
şekil özellikleri tıpkı korunarak ilk kere sosyal ve felsefî konular işlenmiştir
üTanzimat şiirinde Divan şiirinden öbür olarak şiirlere isimler verilmiştir
üDivan şiirinde parça güzelliği önemsenirken Tanzimat şiirinde konu bütünlüğü önemsenmiştir
üI Dönem sanatçıları daha çok sosyal ve siyasi konular üstüne eğilirken, II Dönem sanatçıları bireysel ve felsefi konulara yönelmiştir Bu şekilde şiirin konusu genişletilmiştir
üBu dönemde ilk defa Türk Şiirinin Kaynağıaraştırılmış, bilimsel talimatlar getirilmeye çalışılmış; Ziya Paşa şiirimizin kaynağı an şiiriderken, Namık Kemal Şiirimizin kaynağı insanlar şiiridir, demiştir
Tiyatro
üTanzimatçılarla birlikte edebiyatımıza giren tiyatroda, romanda olduğu gibi tarihî ve sosyal konular işlenmiştir
üTanzimat ’ın daha birincil yıllarında tiyatro binaları yapılmaya başlanmış, tanıdık olmayan tiyatro grupları zamanla yerlerini yerli topluluklara bırakmıştır
üİlk ciddi Türk tiyatrosu 1867'de kurulan benzeri Osmanlı Tiyatrosudur Bu tiyatro, Ahmet Mithat'ın Çerkez Özdenler adlı dramının bağımsızlık duygularını aşıladığı mazeret edilerek 1884'te II Abdülhamit göre kapatılmıştır
üBu dönem tiyatro çalışmaları telif, çeviri ve uyarlama almak üzere üç şekilde yapılmıştır
üAbdülhak Hamit ‘ in dışındaki sanatçılar üç birlik kuralına uymaya çalışmıştır
üTiyatro eserlerinde iyiler çok iyi, kötüler fazla kötüdür Eserler, öğütle biter İyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır
üBu dönem tiyatrosu batı tiyatrosunun etkisi altındadır Bilhassa Shakspeare ve Molliere tiyatro yazarlarımızın taklit ettikleri büyük ustalardır
üİlk tiyatroları, İtalyan ve Fransız girişimciler kurmuştur Hoca Naum, Hasköy, Şark ve Ortaköy tiyatroları ilk yerli tiyatrolardır
üHayrullah Efendi 1844 ’te Hikâyei İbrahim Paşa be İbrahimi Gülşeni adlı eseriyle birincil oyun denemesini yapmıştır
üYayınlanmış ilk tiyatro eseri, Şinasi ’nin 1859' da yazıp 1 yılında Tercümanı Ahval ’ de yayınladığı Şair Evlenmesi adlı tek perdelik töre komedisidir
üBu dönemde Ahmet Vefik Paşa, çeviri ve adaptasyon tarzındaki eserleriyle Türk tiyatrosunun kurucusu olarak kabul edilebilir
Gazetecilik
Tanzimat dönemi gazeteciliği, edebî çalışmalarla fazla yakından ilgilidir Basın hayatı, resmî bir gazete olan Takvimi Vakayı (1831) ile başlar Tanzimat'ın ilânından sonra sözde resmi Ceridei Havadis (1840) ile devam eder Bunu meslekî bir gazete olan Vakayii Tıbbiye peşine düşüp takip eder
Özel Türk gazeteciliği 1'da Agâh Efendi ile İbrahim Şinasi ’nin çıkardıkları Tercümanı Ahval ile başlar Şinasi sonra Tasviri Efkâr'ı (1862) çıkarır
Ali Suavi 1866'da İstanbul'da yönettiği Muhbir'i Avrupa'ya kaçtıktan sonra Londra'da çıkarmaya devam eder (1867)Ziya Paşa, 1868'de Londra'da Namık Kemal ile birlikte kurduğu Bağımsızlık ’i 18691870'te Londra ve Cenevre'de tek başına çıkarmayı sürdürür Namık Kemal, Avrupa dönüşü İbret'i (1871) çıkarmaya başlar
Ahmet Mithat, Tahsis (1872), Bedir (1872) gazetelerini, sonrada Tercümanı Hakikat'i (1878) çıkarır
Dönemin ünlü öteki gazeteleri de şunlardır:
Basiret (1869) İstanbul (1867), Hadika (1872), Siraç (1873),Süre (1875), Mecmuaî Ebuzziya (1879)
Edebiyatımızdaki ilk dergi Münif Paşa ’nın çıkardığı Mecmuayı Fünun ’dur(1861) Birincil espri dergisi ise Teodor Kasap ’ın çıkardığı Diojen ’dir(1869)
Tenkit (Eleştiri)
Bu dönem tenkit yazılarında Divan edebiyatının etkisiz hâle getirilmesi, batı eksenli yeni edebiyatın yaygınlaştırılması amaçlanmıştır Edebiyatımızdaki ilk eleştiri yazısı Namık Kemal ’ in “Lisanı Osmaninin Edebiyatı Hakkında Mülahazatı Şamildir başlıklı yazısıdır Yazan bu makalede Divan edebiyatını eleştirmiştir
Ziya Paşa, Özgürlük gazetesinde çıkan Şiir ve Yapı(1868) makalesinde Divan edebiyatını eleştirmiş, esas edebiyatın Halk Müziği edebiyatı olduğunu iddia etmiştirGayrii millî ve yapay olmakla suçladığı Divan edebiyatını 1874'te Harabat Mukaddimesinde her tarafta savunmuştur Namık Kemal Ziya Paşa ’nın zik zaklı tutumunu Tahribî Harabat ve Ta'kîb adlı eserlerinde eleştiri etmiştir
Bu dönem eleştirilerinin odak noktası yeni edebiyatın dilidir Recaîzade Mahmut Ekrem; Ta ’limi Edebiyat, III Zemzeme önsözünde, Takdiri Elhan ile Pejmürde adlı eserlerinde ayrıca eski edebiyatı ayrıca de Muallim Naci'nin eski edebiyat hakkındaki görüşlerini tenkit eder Muallim Naci de bu yazılara Saadetgazetesinde cevap vermiş, bu yazıları Demdeme‘ de(1886) yayınlamıştır
Bu dönemde yapılan tartışmalar, doğubatı edebiyatlarının mücadelesi çerçevesinde olmuştur Bu dönem Divan edebiyatı için yok edici, Batı Etkisinde Artan Türk edebiyatı için yapıcı bir nitelik gösterir
Tanzimat Edebiyatının Dil Özellikleri
1Tanzimat dönemi Türk dili ve tarihi konusunda çalışmaların başladığı, sözlük çalışmalarının birincil kere bilimsel olarak yapıldığı bir dönemdir
2Konuşma dilindeki sadeliğin yazı dilinde de olması görüşü benimsenmiş, ama bu tam anlamıyla sağlanamamıştır
3Roman ve hikâyelerde dil iki değişik görünüm verir Iki Taraflı konuşmalarda sadeleşen dil, ruh çözümlemeleri ve tasvirlerde ağırlaşmıştır
4Tiyatroların dili çoğunlukla sahne diline uygundur Şive taklitleri ve cinaslar, geleneksel Türk seyirlik oyunlarının etkisiyle yerleşmiştir
5Divan edebiyatını bile geride bırakan bu ağır dil, Arapça Farsça tamlamalarla doludur Bu ağır dil, Tanzimat ’ın birinci dönemindeki Toplum için sanatgörüşüne zıt düşer
6Divan nesrinin belirgin özelliği olan sanatlı ve uzun tümce yapıları terk edilmiş, kısa ve açık anlatımlı cümleler kullanılmaya çalışılmıştır *