Son Konu

Canakkale Şehitlerine şiir

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
26
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Canakkale Şehitlerine

Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dunyada eşi?
En kesif orduların yukleniyor dordu beşi,
Tepeden yol bularak gecmek icin Marmaraya
Kac donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,
Ne hayasızca tahaşşud ki ufuklar kapalı!
Nerdegosterdiği vahşetle bu: bir Avrupalı
Dediriryırtıcı, his yoksulu, sırtlan kumesi
Varsa gelmiş, acılıp mahbesi, yahut kafesi!
Eski Dunya, Yeni Dunya butun akvamı beşer
Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralyayla beraber bakıyorsun ; Kanada!
Cehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk
Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk
Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela
Hani tauna da zuldur bu rezil istila
Ah o yirminci asır yok mu, o mahluki asil,
Ne kadar gozdesi mevcut ise hakkiyle sefil,
Kustu Mehmetciğin aylarca durup karşısına;
Doktu karnındaki esrarı hayasızcasına,
Maske yırtılmasa hala bize affetti o yuz
Medeniyet denilen kahbe, hakikat yuzsuz
Sonra melundaki tahribe muvekkel esbab,
Oyle muthiş ki: Eder her biri bir mulku harab
Oteden saikalar parcalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor amakı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sonuyor goğsunun ustunde o aslan neferin
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yuzlerce adam
Olum indirmede gokler, olu puskurtme de yer
O ne muthiş tipidir: Savrulur enkaazı beşer
Kafa, goz, govde, bacak, kol, cene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak
Sacıyor zırha burunmuş de namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller
Veriyor yangını, durmuş da acık sinelere,
Suru halinde gezerken sayısız tayyare
Top tufekten daha sık, gulle yağan mermiler
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide guler!
Ne celik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kala mı goğsundeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram?
Cunku tesisi ilahi o metin istihkam
Sarılır, indirilir mevkii mustahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez suni beşer;
Bir goğuslerse Hudanın edebi serhaddi;
O benim suni bediim, onu ciğnetme dedi
Asımın nesli diyordum ya nesilmiş gercek:
İşte ciğnetmedi namusunu, ciğnetmeyecek
Şuheda govdesi, bir baksana, dağlar, taşlar
O, ruku olmasa, dunyaya eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne guneşler batıyor!
Ey, bu topraklar icin toprağa duşmuş, asker!
Gokten ecdad inerek opse o pak alnı değer
Ne buyuksun ki, kanın kurtarıyor Tevhidi
Bedrin aslanları ancak, bu kadar şanlı idi
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gomelim gel seni tarihe desem, sığmazsın
Herc u merc ettiğin edvara da yetmez o kitab
Seni ancak ebediyetler eder istiab
Bu, taşındır diyerek Kabeyi diksem başına;
Ruhumun vayhini duysam da gecirsem taşına;
Sonra gok kubbeyi alsam da, rida namıyle;
Kanayan lahdine ceksem butun ecramıyle;
Mor bulutlarla acık turbene catsam da tavan;
Yedi kandilli Sureyyayı uzatsan oradan;
Sen bu avizenin altında, burunmuş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Turbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gunduzun fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tullenen mağribi, akşamları sarsam yarana
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına
Sen ki, son ehli salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanını Salahaddini,
Kılıc Arslan gibi iclaline ettin hayran
Sen ki, İslamı kuşatmış, boğuyorken husran,
O demir cemberi goğsunde kırıp parcaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki, asara gomulsen taşacaksın Heyhat,
Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu acmış duruyor Peygamber

Mehmet Akif ERSOY
 
Üst Alt