Kur'lahza'ı Kerim neden arapça indirilmiştir
Adamakıllı anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur'lahza yaptık(Zuhruf, 3)
Yusuf (Biz Kur ’anı Arapça olarak indirdik, umulur ancak, siz onu anlarsınız) mealindeki 2 âyeti kerimesi, tefsirlerde kısaca şöyle açıklanıyor:
Biz Kur ’lahzaı kerimi herhangi bir lisan ile yok, en geniş, en açık, en âhenktar olan Arap lügâtı üzere indirdik Eğer akıllıca düşünürseniz, bu Kitabın ulviyetini, kendisinin bir şaheser, hükümlerinin, tesirli sözlerinin, bütün insanlığa hitap ettiğini, müslüman olmayı en büyük bir vazife, en yüksek bir saadet telakki edersiniz
Ey Araplar, Kur ’lahzaı kerim, sizin lisanınızla indi Bugüne dek birçok edebiyatçının, şairin sözünü dinlediniz Hiçbirisine benzemiyor Bunun insan sözü olmadığını, İlahi bir kelam olduğunu düşünürseniz, anlarsınız
Aramak ancak âyetteki bilmek, bunun ilahi kelam olduğunu anlamaktır Yahut ahkamını kavramak değildir Eğer böylece olsaydı, (Ey Resulüm, Kur ’lahzaı kerimi insanlara açıklaman için indirdik) mealindeki âyeti kerimeye ters olurdu (Nahl 44)
Eğer Yunanca olsaydı
Fussilet suresinin, (Eğer biz Kur ’anı kerimi tanıdık olmayan bir dilde okunan bir kitap kılsaydık Diyeceklerdi oysa, âyetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalıydı Muhatapları Arap olduğu halde, Arapça olmayan bir kitap mı geldi) mealindeki 44 âyeti kerimesinin tefsirlerdeki açıklaması da şöyledir:
Kur ’anı kerim İbranice, Yunanca falan değil sizin lisanınızda, yani Arapça ’dır Siz Arap olduğunuza tarafından, ifadelerinin vecizliğinden, şaheserliğinden bu Kur ’anı kerimin İlahi bir kelam olduğunu anlarsınız Yahut, (Siz Arap olduğunuza göre, Kur ’anın ahkamını da anlarsınız) denmiyor
Tokatlı Şeyhülislam Mustafa Sabri efendi, (Biz Arabi ’yi az biliriz Fakat Kur ’anı kerimi Araplardan daha iyi anlarız) buyuruyor
Lisanı Arabi olan cümbür cemaat Kur ’anı anlayamaz Lisan öbür, ilim ayrıdır Türkçe haberdar olan insan, tıp, hukuk, fen gibi bilgileri bilir mi? Kur ’anı kerim baştan başa bir ilim deryasıdır Her Arabi bilen Kur ’lahzaı kerimi nasıl anlar? Ateistler gibi, tercümesini okuyup da, (Bakın Kur ’anda çelişki var) çağırmak ne dek abes ve saçmadır
Eshabı kiramın anlayışı
Eshabı kiramın tümü müctehid, birer büyük âlim oldukları halde, âyeti kerimeleri farklı anlamışlar, ictihadları öbür olmuştu Mezheplerin çıkışında da âyeti kerimelerin öbür anlayışının rolü vardır
Urvetülvüska Muhammed Masumi Faruki hazretleri buyuruyor fakat:
(Bir gün Resulullah efendimiz, Hazreti Ebu Bekir ’e Kur'anı kerimin ince manalarından birkaçını onun seviyesine kadar anlatıyordu Hazreti Ömer yanlarına gelince, konuşma üslubunu ve bahsettiği ince sırları, onun da anlayacağı şekilde değiştirdi Yanlarına Hazreti Osman gelince yeniden üslubunu değiştirdi Hazreti Ali gelince de böyle yaptı Resulullah efendimizin, her değiştirmesi, oraya gelen zatların istidatlarının bambaşka oluşlarından idi) M Masumiyye 59
Hadisi şeriflerde (Benden sonra peygamber gelseydi, Ömer olurdu), (Osman ’ın şefaati ile Cehennemlik yetmiş bin kişi sorgusuz Cennete girecektir) ve (Ben ilmin şehriyim Ali de kapısıdır) buyuruldu Her üçü de bu derece yüksek olduğu ve Arabiyi çok iyi bildiği halde, Hazreti Ebu Bekir ’e anlatılan tefsiri bile anlayamadılar Çünkü Peygamber efendimiz herkese derecesine kadar anlatıyordu
Hadisi şerifte buyuruldu oysa:
(İnsanlara akıllarına, anlayışlarına göre söyleyin, onlara dinin hükmünü inkâr ettirecek şekilde söylemeyin ancak, Allah ’ı ve Resulünü yalanlamasınlar) Buhari
Allahü teâlâ, (Peygambere sorun, âlimlere sorun) buyuruyor Bazıları, şahsen kendim anlayacağım diye inat ediyor Cümbür Cemaat kendisi anlayabilseydi o süre peygambere ne ihtiyaç kalırdı?
Kur ’anı kerimi, lisanı Arapça olanlar bile anlayamaz Hatta evliyanın ve ulemanın en büyükleri olan Eshabı kiram bile, âyetlerin manalarını Resulullah efendimize sorarlardı Bir hadisi şerifte buyuruldu fakat:
(Kur ’an, Allah ’ın metin ipidir Manalarının hepsi anlaşılmaz Fazla okumak ve dinlemekle eskimez) İbni Mace
Kur ’lahzaı kerim çok özlü olup, bitmeyen manalarının bulunduğu, bütün manaları bildirilse bile, yazmak için kağıt ve mürekkep bulunamayacağı bana kalırsa Kur ’lahzaı kerimde bildirilmektedir
Mealen buyuruluyor oysa:
(De ki, Rabbimin İlmini, hikmetini bildiren sözleri için, denizler mürekkep olsa, bir böylece daha deniz ilave edilse, denizler tükenir, Rabbimin sözleri bitmez tükenmez) Kehf 109, Beydavi
Anayasayı, bir kanunu iyi anlamak için hukukçulara gidiliyor Halbuki bunları da insan yazmıştır Bir kanundan bile herkes aynı şeyi anlamazken, Allah ’ın kelamını herkes nasıl hemen kolayca anlayabilir?
Hz peygambere ilahi vahiy, içinde bulunduğu kavmin diliyle gönderildiği gibi öteki paygamberlere de kendi kavimlerinin dilleriyle göderilmiştirAyette şöyle buyrulmaktadır:
Biz her Peygamberi kendi kavminin diliyle gönderdik ancak, onlara (Allah'ın emirlerini) ayrıntılarıyla açıklasın(İbrahim,4) *
Adamakıllı anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur'lahza yaptık(Zuhruf, 3)
Yusuf (Biz Kur ’anı Arapça olarak indirdik, umulur ancak, siz onu anlarsınız) mealindeki 2 âyeti kerimesi, tefsirlerde kısaca şöyle açıklanıyor:
Biz Kur ’lahzaı kerimi herhangi bir lisan ile yok, en geniş, en açık, en âhenktar olan Arap lügâtı üzere indirdik Eğer akıllıca düşünürseniz, bu Kitabın ulviyetini, kendisinin bir şaheser, hükümlerinin, tesirli sözlerinin, bütün insanlığa hitap ettiğini, müslüman olmayı en büyük bir vazife, en yüksek bir saadet telakki edersiniz
Ey Araplar, Kur ’lahzaı kerim, sizin lisanınızla indi Bugüne dek birçok edebiyatçının, şairin sözünü dinlediniz Hiçbirisine benzemiyor Bunun insan sözü olmadığını, İlahi bir kelam olduğunu düşünürseniz, anlarsınız
Aramak ancak âyetteki bilmek, bunun ilahi kelam olduğunu anlamaktır Yahut ahkamını kavramak değildir Eğer böylece olsaydı, (Ey Resulüm, Kur ’lahzaı kerimi insanlara açıklaman için indirdik) mealindeki âyeti kerimeye ters olurdu (Nahl 44)
Eğer Yunanca olsaydı
Fussilet suresinin, (Eğer biz Kur ’anı kerimi tanıdık olmayan bir dilde okunan bir kitap kılsaydık Diyeceklerdi oysa, âyetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalıydı Muhatapları Arap olduğu halde, Arapça olmayan bir kitap mı geldi) mealindeki 44 âyeti kerimesinin tefsirlerdeki açıklaması da şöyledir:
Kur ’anı kerim İbranice, Yunanca falan değil sizin lisanınızda, yani Arapça ’dır Siz Arap olduğunuza tarafından, ifadelerinin vecizliğinden, şaheserliğinden bu Kur ’anı kerimin İlahi bir kelam olduğunu anlarsınız Yahut, (Siz Arap olduğunuza göre, Kur ’anın ahkamını da anlarsınız) denmiyor
Tokatlı Şeyhülislam Mustafa Sabri efendi, (Biz Arabi ’yi az biliriz Fakat Kur ’anı kerimi Araplardan daha iyi anlarız) buyuruyor
Lisanı Arabi olan cümbür cemaat Kur ’anı anlayamaz Lisan öbür, ilim ayrıdır Türkçe haberdar olan insan, tıp, hukuk, fen gibi bilgileri bilir mi? Kur ’anı kerim baştan başa bir ilim deryasıdır Her Arabi bilen Kur ’lahzaı kerimi nasıl anlar? Ateistler gibi, tercümesini okuyup da, (Bakın Kur ’anda çelişki var) çağırmak ne dek abes ve saçmadır
Eshabı kiramın anlayışı
Eshabı kiramın tümü müctehid, birer büyük âlim oldukları halde, âyeti kerimeleri farklı anlamışlar, ictihadları öbür olmuştu Mezheplerin çıkışında da âyeti kerimelerin öbür anlayışının rolü vardır
Urvetülvüska Muhammed Masumi Faruki hazretleri buyuruyor fakat:
(Bir gün Resulullah efendimiz, Hazreti Ebu Bekir ’e Kur'anı kerimin ince manalarından birkaçını onun seviyesine kadar anlatıyordu Hazreti Ömer yanlarına gelince, konuşma üslubunu ve bahsettiği ince sırları, onun da anlayacağı şekilde değiştirdi Yanlarına Hazreti Osman gelince yeniden üslubunu değiştirdi Hazreti Ali gelince de böyle yaptı Resulullah efendimizin, her değiştirmesi, oraya gelen zatların istidatlarının bambaşka oluşlarından idi) M Masumiyye 59
Hadisi şeriflerde (Benden sonra peygamber gelseydi, Ömer olurdu), (Osman ’ın şefaati ile Cehennemlik yetmiş bin kişi sorgusuz Cennete girecektir) ve (Ben ilmin şehriyim Ali de kapısıdır) buyuruldu Her üçü de bu derece yüksek olduğu ve Arabiyi çok iyi bildiği halde, Hazreti Ebu Bekir ’e anlatılan tefsiri bile anlayamadılar Çünkü Peygamber efendimiz herkese derecesine kadar anlatıyordu
Hadisi şerifte buyuruldu oysa:
(İnsanlara akıllarına, anlayışlarına göre söyleyin, onlara dinin hükmünü inkâr ettirecek şekilde söylemeyin ancak, Allah ’ı ve Resulünü yalanlamasınlar) Buhari
Allahü teâlâ, (Peygambere sorun, âlimlere sorun) buyuruyor Bazıları, şahsen kendim anlayacağım diye inat ediyor Cümbür Cemaat kendisi anlayabilseydi o süre peygambere ne ihtiyaç kalırdı?
Kur ’anı kerimi, lisanı Arapça olanlar bile anlayamaz Hatta evliyanın ve ulemanın en büyükleri olan Eshabı kiram bile, âyetlerin manalarını Resulullah efendimize sorarlardı Bir hadisi şerifte buyuruldu fakat:
(Kur ’an, Allah ’ın metin ipidir Manalarının hepsi anlaşılmaz Fazla okumak ve dinlemekle eskimez) İbni Mace
Kur ’lahzaı kerim çok özlü olup, bitmeyen manalarının bulunduğu, bütün manaları bildirilse bile, yazmak için kağıt ve mürekkep bulunamayacağı bana kalırsa Kur ’lahzaı kerimde bildirilmektedir
Mealen buyuruluyor oysa:
(De ki, Rabbimin İlmini, hikmetini bildiren sözleri için, denizler mürekkep olsa, bir böylece daha deniz ilave edilse, denizler tükenir, Rabbimin sözleri bitmez tükenmez) Kehf 109, Beydavi
Anayasayı, bir kanunu iyi anlamak için hukukçulara gidiliyor Halbuki bunları da insan yazmıştır Bir kanundan bile herkes aynı şeyi anlamazken, Allah ’ın kelamını herkes nasıl hemen kolayca anlayabilir?
Hz peygambere ilahi vahiy, içinde bulunduğu kavmin diliyle gönderildiği gibi öteki paygamberlere de kendi kavimlerinin dilleriyle göderilmiştirAyette şöyle buyrulmaktadır:
Biz her Peygamberi kendi kavminin diliyle gönderdik ancak, onlara (Allah'ın emirlerini) ayrıntılarıyla açıklasın(İbrahim,4) *